Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erbaş, hutbede İslam'ın barış, selam, birlik ve beraberlik dini olduğunu, yeryüzünde huzur ve güven hakim olsun diye gönderildiğini söyledi.
Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette İslam'ın tüm insanlık için gönderilen bir kurtuluş vesilesi olduğunu ifade ettiğini aktaran Erbaş, İslam'a göre Allah'ın emirlerine hakkıyla uymak, yasaklarından hakkıyla kaçınmak dışında insanların birbirine üstünlüğü olmadığına dikkati çekti.
Ne renk ne ırk ne de başka bir şeyin üstünlük vesilesi olmadığını belirten Erbaş, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde "ümmet" olmasının önemini anlattı.
Bugün her bir Müslümanın evinden sokağına, mahallesinden şehrine, ülkesinden bütün dünyaya karşı sorumlulukları bulunduğunu aktaran Erbaş, şöyle devam etti:
"İslam'ı yaşama ve en güzel şekilde temsil etme mesuliyetimiz vardır. Bugün bize düşen en büyük sorumluluk, yeryüzünde iyiliği egemen kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmaktır. 'Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız.' ayetikerimesi gereğince imanı, ibadetleri, ahlakı, sosyal yaşantısıyla bütün insanlara örnek ümmet olabilmektir. Daima ahlak, adalet, fazilet ve doğruluğun yanında yer almaktır. Başta eşref-i mahlukat insan olmak üzere Allah'ın yarattığı her varlığa şefkat ve merhametle muamele etmektir. Mazlumun, iyiliğin, hakkın yanında yer almak, zalimin, kötülüğün ve batılın karşısında durmaktır. Müslüman olmak bunu gerektirir. Nerede bir zulüm, bir haksızlık, bir adaletsizlik varsa ona engel olmak için var gücümüzle gayret etmektir."
Bugün dünyanın gözü önünde, Filistin'de, Gazze'de zulüm yapıldığını aktaran Erbaş, "Ona karşı sessiz kalmak mümkün mü? Bütün dünyaya sesimizi duyurmamız lazım. Bu zulmün, bu katliamın, bu soykırımın ortadan kalkması için nerede olursak olalım, dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım mazlumun yanında dualarımızla, yardımlarımızla birlikte olmamız lazım. İslam'ın şartı budur." ifadelerini kullandı.
"Dünyamızı selam ve barış yurdu, iman ve güven yurdu kılmak mümkündür"Nerede mazlum varsa onların yanında olarak Müslümanlığı en güzel şekilde göstermeye çalıştıklarını belirten Erbaş, "Zalim Müslüman, mazlum gayrimüslim olsa bizim o halde bile mazlumun yanında yer almamız lazım. Zalim Müslüman ise o zalime karşı durmamız lazım. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Bu sayede dünyamızı selam ve barış yurdu, iman ve güven yurdu kılmak mümkündür." değerlendirmesinde bulundu.
İnancı, ırkı ne olursa olsun bütün insanların, kötülerin, kötülüklerin, zalimlerin ve zulümlerin karşısında tek yürek ve tek vücut olması gerektiğini vurgulayan Erbaş, dünyada barış için dinine, diline, rengine, mezhep ve meşrebine, coğrafyasına ve ideolojisine bakmadan bütün insanların huzur ve mutluluk içinde hayat sürmeleri için hak ve hakikatin yanında yer alınması gerektiğini belirtti.
Birliğe, dirliğe ve huzura giden yolun bu anlayıştan geçtiğini bildiren Erbaş, "Yeryüzünde garipler bu yolla gülecek, yetimler bu sayede sevinecek, mazlumlar bu yolla felaha ulaşacaklardır." dedi.
Erbaş, şunları kaydetti:
"İmanımızdan aldığımız azametimizi, İslam'dan aldığımız izzetimizi, kardeşliğimizden aldığımız kuvvetimizi sağlamlaştırmalıyız. Dünyanın neresinde olursak olalım Müslüman olduğumuz şuuruyla, İslam'ı temsil ettiğimiz bilinciyle hareket edelim. Bize bakan bizde İslam'ın güzelliklerini görsün. Bizi tanıyan İslam'ı sevsin, İslam'a heveslensin, bizim yaşantımızı görerek İslam'a düşman olanlar düşmanlıktan vazgeçsin. İslam'ı sevmeleri için biz vesile olalım ama yaşantımızla vesile olalım. Kötülüklerden, yanlışlardan uzak durarak vesile olalım. Bir insanın İslam'ı sevmesine vesile olan bütün insanlığı kurtarmış gibi olur. Bu bir fırsattır, Allah Resulü Efendimiz buyuruyor ki 'Müslüman diğer insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.' İşte insanların elimizden ve dilimizden emin olabilmesi için bizim İslam'ı doğru dürüst yaşamamız lazım."
"İnsanlar ya yaratılışta eştir ya da dinde kardeştir"Herkese İslam'ın çağları aşan mesajlarıyla sevgi ve muhabbet taşımaya davet eden Erbaş, hutbesini şöyle tamamladı:
"Unutmayalım ki dünyanın neresinde olursa olsun bütün Müslümanlar kardeştir. Hz. Ali'nin ifade ettiği gibi insanlar ya yaratılışta eştir ya da dinde kardeştir. Peygamber Efendimizin Arafat'taki hutbesindeki bir cümlesi, 'Hepiniz Ademdensiniz, Adem ise topraktandır. Beyazın siyaha, siyahın beyaza, Arap'ın Arap'a, Arap olmayanın Arap'a hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.' Kardeşlik ahlakı birbirimize bu şekilde destek olmayı, örnek olmayı ve yardımcı olmayı gerekli kılar. Hutbemi, Cenab-ı Hakk'ın öğrettiği şu duayla bitiriyorum, 'Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz Sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."