Erbaş, hutbede, toplumu ayakta tutan en temel değer olan adaletin, vicdanın sesi, huzurun teminatı, güvenin dayanağı olduğunu söyledi.
Adaletin, her hak sahibine hakkını vermek olduğunu dile getiren Erbaş, "Aleyhimize de olsa hakkı üstün tutmaktır. Daima haklının yanında yer almaktır." dedi.
Erbaş, adaletin, hayatın tüm alanlarına hakim kılındığı zaman gerçek anlamını bulduğunu belirterek, müminlerin her şeyden önce ailesine karşı adaleti gözetmesi gerektiğini ifade etti.
Kişinin anne ve babasına, eşine ve çocuklarına şefkat, merhamet ve nezaketle davranması gerektiğini vurgulayan Erbaş, müminlerin toplumsal ilişkilerinde de adaleti gözetmesi, kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi gerektiğini dile getirdi.
Erbaş, bugün, kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden masum insanları katleden zalimlerin, yeryüzünde adaletin temsilcisi olduğunu iddia ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Son örneğini Filistin ve Gazze'de gördüğümüz gibi bunlar, 'Dünyada adaleti sağlayacağız.' söylemiyle beldeleri, şehirleri, ülkeleri yaşanmaz hale getirmektedirler. Kendi çıkarları uğruna insani ve ahlaki bütün değerleri hiçe saymaktadırlar. İşlemiş oldukları tarifsiz zulümlerle, çıkardıkları büyük fitne ve fesatlarla nice acı ve gözyaşına sebep olmaktadırlar zalimler. Yeryüzünün bu düzenini bozan bu zalimleri Yüce Rabbimiz bizlere şöyle tarif ediyor; 'Onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın.' denildiğinde, 'Biz ancak ıslah edicileriz.' derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat onlar anlamazlar.' şeklinde buyuruyor."
"İlahi adaletin mutlaka tecelli edeceğine olan inancımızı asla yitirmeyelim"Ali Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nasıl zulüm yaptıklarını, gün yüzü görmemiş bebekleri öldürenlere destek olduklarını görüyoruz. Artık saklayacakları bir şey kalmadı. Geçmişteki gibi değil. Dünyanın bir ucunda olan olay, öbür ucunda anında görülüyor. Dünyanın her yerinde İsrail'in zulmü nasıl görülüyorsa, dünyanın neresinde kötülük oluyorsa hemen anında görülüyor. Cenabı Hak ümmetimizi en hayırlı insan olarak çıkardığını söylüyor. Rabbimiz bizi böyle tanımlıyor. Bu nedenle elimizle, dilimizle, onlara da gücümüz yetmiyorsa kalbimizle, dualarımızla kötülüğe karşı olduğumuzu duruşumuzla ifade etmek zorundayız ki bizim iman borcumuzdur, mümin olduğumuzun göstergesidir."
Dün olduğu gibi bugün de yeryüzünde adaleti, İslam'a gönülden bağlı müminlerin tesis edeceğini vurgulayan Erbaş, "Yeter ki bizler, kaybolan adaleti dünyamıza yeniden hakim kılmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeye gayret edelim. Hayatımızın her alanında hakkı gözetelim. Hakikati dile getirmekten geri durmayalım. Kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım. Geleceğe dair ümitlerimizi diri tutalım. İlahi adaletin mutlaka tecelli edeceğine olan inancımızı asla yitirmeyelim." diye konuştu.
Hutbenin sonunda Erbaş, Filistin ve şehitler için dua etti.