BURSA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye'de 106 İlahiyat Fakültesinin bulunduğunu belirterek, "Gönlüm istiyor ki öğrencilerimizin çoğu hafızlardan oluşsun. Hafız öğrencilerimizin eğitimlerini devam ettirerek akademisyen olmaları bizim için çok önemli." dedi.
Erbaş, TOFAŞ Spor Salonu'nda düzenlenen "1843 Hafız İcazet Merasimi"nde yaptığı konuşmada, kuruluşun kentinde çok anlamlı bir zaman dilimi yaşadıklarını söyledi.
"Asrısaadet"ten bugüne kadar Kur'an hizmetinde emek veren, ter döken hafızlar yetiştiren hocalara uzun ömür, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Erbaş, şöyle devam etti:
"Allah Resulü Efendimiz sıkıntılara girdiği zaman imdadına yine Kur'an yetişti. 'Senin göğsünü, kalbini açmadık mı? Belini büken o yükünü üzerinden almadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi? Şüphesiz her zorlukta beraber bir kolaylık vardır. Her zorlukta beraber bir kolaylık vardır...' İnşirah Suresi ve benzeri sureler hep Allah Resulü Efendimiz'in yolunu aydınlattı. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kendisine indirilen kitapla sadece Mekke'yi değil, sadece Yesrib'i Medine'ye dönüştürerek değil, bütün insanlığı sınırları aşarak aydınlatmaya gayret etti. Allah Resulü Efendimiz Arafat'ta, Veda Hutbesi'nde. Kur'an'ı ve sünneti bizlere emanet etti. Buyurdu ki 'Size iki şeyi bıraktım. İki şeyi emanet ediyorum. Bu iki şeye sarıldığınız sürece yolunuzu sapıtmazsınız.' Bunlardan biri Allah'ın kitabı, diğeri de Resulü'nün sünneti. Demek ki bizim asla vazgeçemeyeceğiz, yolumuzu aydınlatan 'Ya Rabbi bizi sıratı müstakime ulaştır. Nimet verdiğin kimselerin yoluna, gazaba uğramışların ve azıp sapmışların yoluna değil' diye dua ettiğimiz o yola yürüyebilmemiz için her zaman Kur'an'ın aydınlığına muhtacız. Allah Resulü Hazreti Muhammed Mustafa'nın sünnetine de muhtacız. Bu iki kandilden uzak kalarak yolumuzu bulamayız. Kur'an'dan uzak yaşayarak yolumuzu aydınlatacak başka bir unsur bulamayız."
"Kur'an'dan uzak olan bir hayat boşa geçirilmiş bir hayattır"İnsanlığın yolunu Kur'an-ı Kerim'in, Allah Resulü'nün sünnetinin aydınlattığını dile getiren Erbaş, hafızların Cenabıhakk'ın övgüsüne mazhar olduğunu vurguladı.
Hafızlarla ilgili çok ayet ve hadisin bulunduğunu anlatan Erbaş, 1843 hafıza şöyle seslendi:
"İcazetnamenizin sağ tarafındaki ayeti okudukça sizler hıfzınızı son nefesinize kadar zayıflatmamak için gayret edeceksiniz. Sol tarafındaki Hadis-i Şerife bakarak her zaman hafızlığınızı muhafaza etmenin gayreti içinde, Kur'an'ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya çalışmanın gayreti içerisinde olacaksınız. İcazetnamenizin sol tarafında yazan hadisişerif şudur: 'Kur'an'ı hıfzeden, okuyan kimselerle Allah'ın şerefli melekleri, kerim melekleri her zaman beraberdir.' Şu müjdeye bakar mısın. Bu müjde sizler için Kur'an'ı ezberleyenler, hıfzedenler için Kur'an'ı okuyanlar için Kuran'ı anlamaya çalışanlar, Kur'an'ı nihai amaç olarak hayatını Kur'an'a göre tanzim edenler içindir. Zira Kur'an bizim hayat rehberimizdir. Kur'an'dan uzak olan bir hayat boşa geçirilmiş bir hayattır. Biz Müslümanlar buna inanır, buna göre yaşamaya gayret ederiz."
Ali Erbaş, tahsillerini de tamamlayacak bu hafızları, Diyanet İşleri Başkanlığının tüm alanlarında hafız hocalar olarak hizmet etmeye beklediklerini bildirdi.
Hafızlardan bu milletin çocuklarının hizmet beklediğini aktaran Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlahiyat fakültelerimizde son rakam 106'ydı. Gönlüm istiyor ki öğrencilerimizin çoğu hafızlardan oluşsun. Hafız öğrencilerimizin eğitimlerini devam ettirerek akademisyen olmaları bizim için çok önemli. İçinizden tefsir profesörü, hadis profesörü, kelam, mantık, dinler tarihi, din sosyolojisi, din psikolojisi, 20 ana bilim dalı var, ilahiyat fakültelerinde. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki bizim ilahiyat fakültelerimizdeki derslerimizin her biri Kur'an'la alakalı. Hiçbirini Kur'an'dan ayrı tutamazsınız. Mutlaka derste, sınıfta hangi dersin hocası olursa olsun Kur'an-ı Kerim'den bir ayete danışmak zorunda, bir ayete başvurmak zorunda, Efendimiz'in hadislerine başvurmak zorunda. İlahiyat fakültelerimizin dersleri bu şekilde yapıldığında öyle bereketli oluyor, öyle bereketli oluyor ki sizlerin ilahiyat fakültelerindeki bu derslere talebe olarak katılmanızın bizim için, milletimiz için ne büyük bereketlere vesile olacağını düşünüyorum."
Erbaş, Müslümanlığın yeryüzüne gönderilmiş en büyük nimet olduğuna dikkati çekerek, "İslam'ı bir nimet olarak tanıtıyor bize Rabb'imiz. Müslümanlar içerisinde de Efendimiz'in müjdesiyle hadisişerifte, 'Ümmetimin en şereflileri hafızlardır. Kur'an'ı zihninde, gönlünde, kalbinde taşıyanlardır' buyuruyor. İşte bu müjdelere nail olmuş olmanız sizin için çok büyük bir nimettir. Bu nimetin kıymetini iyi bilelim. Sizleri tebrik ediyorum. Hocalarınızı tebrik ediyorum." diye konuştu.
"Etraflarına ışık saçacaklar"Bursa Valisi Mahmut Demirtaş da hafızlığın kutlu bir makam olduğunu anlattı.
Hafızlığın, Kur'an'ın manasını ve hükümlerini kalplere işlemekten, onu yaşatmaktan ve bu suretle hayatlarına hakim kılmaktan geçtiğini vurgulayan Demirtaş, "İnanıyorum ki icazetlerini alacak hafız kardeşlerimiz de bu istikamette hayatlarını sürdürecek ve etraflarına ışık saçacaklardır. Buradan icazetlerini alacak 1843 değerli hafızımıza Kur'an'a ve İslam'a hizmet yolunda başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise hafızlığın hoca-talebe ilişkisinin en üst noktası olduğunu belirterek, "Kur'an'ı anlama ve yaşama hedefi ile ezberlemek hayli kıymetli, bir o kadar da meşakkatli bir süreçtir. Geceleri ne göz nuru döktüğünüzü, nice uykusuz vakitler geçirdiğinizi siz bilirsiniz değerli kardeşlerim. Hafızlık, yürüyen bir Kur'an olmak, ilahi vahye muhatap ve onunla hemhal olmaktır." değerlendirmesini yaptı.
Programda, Din Öğretimi Genel Müdürü Ahmet İşleyen, Bursa Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu da katılımcılara hitap etti.
Törende, icazet alan hafızların koro halinde kısa sureleri okumalarının ardından hafızlara ve hocalarına belgeleri verildi.