Yunus Emre Taşçı, İslam coğrafyasının son yüzyılda Irkçı Emperyalistlerin ve Siyonistlerin yaptığı katliam ve zulümlere ezildiğinin, dünyanın geri kalanının buna göz yumduğunu belirtti.
Taşçı, Doğu Türkistan'daki soykırımın bu katliamlar silsilesinin son halkası olduğunu ifade ederek; "Yıllardan beri bölgede yaşayan Uygur Türklerine yönelik baskılar her geçen gün artmakta, bölge halkına tüm dünyanın gözü önünde açıkça zulmedilmekte ve sistematik bir asimilasyon politikası uygulanmaktadır. Doğu Türkistan’ın soydaş, dindaş ve kardeş halkının hukuki teamüllere aykırı gerekçelerle Çin cezaevlerinde insanlık dışı şartlarda alıkonulduğu, sağlık başta olmak üzere hiçbir temel insani gerekliliğin yerine getirilmediği bu kamplarda Çin'e sadık birer köle olmaya zorlandıkları kamuoyumuzun vicdanını zedeleyen bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır." hatırlatmasında bulundu.
ZALİM ÇİN YÖNETİMİNDEN UYGUR TÜRKLERİNE İNSANLIK DIŞI ZULÜM
Zalim Çin yönetiminin, 'Her eve bir Çinli erkek' zorunluluğuyla insanlık onurunu çiğneyip, Müslüman Uygur halkının haysiyetini ayaklar altına aldığı gerçeğini hatırlatan Taşçı sözlerine şöyle devam etti; "Bunun dışında çağdışı köle düzeniyle hiçbir sosyal statü verilmeyen Uygur Türkleri, tamamen benlikleri çiğnenmiş bir yaşantı sürmektedir. Çin devleti, Doğu Türkistan'da kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık dışı birçok eziyet gerçekleştirmektedir. Türk kızları Çinlilerle evlendirilmeye zorlanmakta, çocuklar, Çinlileştirilmek için ailelerinden zorla alınıp kamplarda eğitime tabi tutulmaktadırlar. Uygur ve Kazak alimler, edipler ve sanatçılar akıl almaz işkencelere maruz kalmakta ve Çin zindanlarında şehit olmaktadırlar."
ÇİN DOĞU TÜRKİSTAN'DAN iSLAM'I SİLMEYİ HEDEFLİYOR
Kızıl Çin'in 'asimetrik kültürel yıkım politikası' güttüğünü belirten Yeniden Refah Gençlik Kolları Başkanı Yunus Emre Taşçı; "Maalesef Doğu Türkistan'da Türk-İslam eserlerinin bir bir yok edildiğini üzülerek müşahade etmekteyiz. Uydu fotoğraflarıyla ortaya çıkan belgelerde görüldüğü üzere, Hotan kentindeki 800 yıllık Bayram Camisi yıkılmıştır. Bağımsız kaynaklara göre, Çin sadece 1997'den bu yana Doğu Türkistan'da 1200'ün üzerinde büyük camiyi ibadete kapatmıştır. Ayrıca yüzlerce küçük mescidin de kapısına kilit vurulmuştur. Görünen odur ki; Çin’in, Müslümanlara yönelik resmi politikası, İslâm’ı silmeyi ve İslâmiyet’e bağlılığı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir." dedi.
TAŞÇI'DAN ÖNEMLİ 'DOĞU TÜRKİSTAN' ÇAĞRISI
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne üye 22 ülke tarafından, Çin'in, Sincan Uygur Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan bir mektup hazırlandığını hatırlatarak Türkiye'nin bu ülkeler arasında olmamasının üzüntüsünü yaşadıklarını ifade eden Taşçı; "Zulüm her kimden gelirse gelsin karşısında olmak bizim şiarımız olması gerekirken, devlet yetkililerimiz nezdinde doyurucu açıklama yapmamak tarihimize ve inancımıza aykırı bir durumdur. Bu vesileyle, kamuoyu vicdanının ortak taleplerinin yetkili makamlarımız tarafından dikkate alınmasını talep ediyor ve bir an evvel gerekli adımların atılması için kendilerini sorumluluk almaya davet ediyoruz." çağrısında bulundu.
MAZLUMLAR İÇİN ZALİMLERE KARŞI YENİDEN REFAH GENÇLİĞİ OLARAK BİZ VARIZ
Taşçı, Doğu Türkistan ile ilgili açıklamasını şöyle noktaladı: " Bu hazin ahval içerisinde 50 yıllık şanlı mazisinde mazlumun dostu, zalimin hasmı olmayı şiar edinmiş Milli Görüş Gençliği olarak açıkça belirtiyoruz ki, bizler Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan öncülüğünde bütün mağdur ve mazlum coğrafyalara umut saçmak için geliyoruz. Biz, iktidarımızda D-60'ları kurarak tüm insanlığın refahı için mücadele edeceğiz. İnsanlık için, mazlumlar için; zalimlere karşı Yeniden Refah Partisi Gençliği olarak biz varız!"