KENAN ADEM KIZILAĞIL/ ANKARA
28 Şubat davasının başlamasının ardından gözler Ankara Adliyesi'ne çevrildi. 28 Şubat 1997'de irtica ile mücadele adı altında tankları Sincan'dan yürüten komutanlar şimdi hesap veriyor. 28 Şubat döneminin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir ise tankların Sincan'dan yürümesini "Demokrasiye balans ayarı yaptık" sözleriyle açıklamıştı.
Emri uygulamış
Adalet karşında ter dökmeye başlayan diğer bir isim de tankları yürütme emrini veren dönemin EDOK Komutanı emekli Korgeneral İzzettin İyigün. Sincan cezaevinde yatan İyigün tankların yürüdüğü yoldan adlye sarayına geldi. İyigün, tankların yürütülmesi ile ilgili daha önce yaptığı açıklamada, "80 tank için emir geldi, ben 20 tankın yürütülmesi talimatını verdim. Doğrudan emri uyguladım" demişti.
Boncuk boncuk terliyor
Öte yandan araçların içinde demokrasiye balans ayarı yapan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve o tankları yürüten dönemin Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Merkezi Tümen Komutanı Org. Erdal Ceylanoğlu da vardı.
Deprem bölgesinde irtica araması
Belgeler arasında binlerce kişinin can verdiği 17 Ağustos Marmara depremi sonrası Genelkurmay'ın MİT'le yaptığı yazışmalar dikkat çekti. 'Acil istihbarat istekleri' başlıklı yazıda, deprem bölgesindeki irticacı gruplar, sol örgütler ve PKK hakkında bilgi isteniyor.
İnsanlar can derdinde, onlar irtica
8 sayfalık soru hazırlayan karargahın deprem bölgesindeki hasarlar, ölümler dışında MİT'ten araştırılmasını istediği konulardan bazıları şöyle: "İrticacı örgütler tarafından deprem bölgesinde ücretsiz hizmet veren haberleşme merkezleri var mı? İrticacı iş adamları ve kuruluşlar tarafından kurulan çadır kent var mı? İrticacı örgütlerden bölgede izinsiz olarak depremzedelere nakdi yardım toplayan var mı? Yardımları yandaşlarına dağıtan irticacı vakıf ve dernekler var mı? PKK yandaşı siyasi organizasyonlar tarafından yardım kampanyaları düzenleniyor mu?"
Diğer yandan, avukat Müşir Deliduman tarafından duruşmanın sonunda o dönem Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı olan Nuh Mete Yüksel hakkında görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.