Derin engel

Türkiye, 28 Şubat sürecini yargılarken, 'devlet sırrı' kavramı davanın derinleşmesini engel oluyor. Savcıların taleplerine her defasında MGK olumsuz yanıt vererek, "Devlet Sırrı" kavramına sığınıyor. MGK'da gerçekleştirilen toplantı tutanaklarının mahkemeye ulaştırılmaması davanın derinleşmesine izin vermiyor.

KENAN ADEM KIZILAĞIL/ ANKARA

Çete davaları gibi 28 Şubat soruşturması da 'devlet sırrı' engeline takıldı. Türkiye, 28 Şubat sürecini yargılarken, 'devlet sırrı' kavramı davanın derinleşmesini engel oluyor. Savcıların taleplerine her defasında MGK olumsuz yanıt vererek, "Devlet Sırrı" kavramına sığınıyor. MGK'da gerçekleştirilen toplantı tutanaklarının mahkemeye ulaştırılmaması davanın derinleşmesine izin vermiyor.

Süreci en iyi bilen ve BÇG'yi deşifre etmesiyle tanınan Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, davanın 'devlet sırrı' kavramı yüzünden sağlıklı yürümediğini söyledi. Davayı yürüten savcılara kritik bilgilerin kurumlar tarafından gönderilmediğini belirten Orakoğlu, "Madem göndermiyorlar o zaman savcıların önü açılmalı ve kozmik odalara girişleri sağlanmalı" dedi.

İstihbarat birimlerine görev düşüyor

AK Parti iktidarı sürecinde çok ciddi reformların yapıldığını ancak demokratikleşmenin güvence altına alınamadığını belirten Orakoğlu, "Türkiye geçmiş ile yüzleşmeye başladı. Ancak burada bir sıkıntı var ki o da çok önemli. AK Parti sonsuza kadar iktidar olmayacak. Darbeci yapıların halen hareketli olduğunu görmekteyiz. Bunlarla mücadele ediliyor, ancak sonu getirilemiyor. Burada bir takım engeller var. Bunlardan birisi de elbette devlet sırrı ve kozmik odalar. Devletin bütün istihbarat birimleri kozmik odalarını açarak savcıların buraya girmesi gerekiyor" dedi.

İtalya'da savcılara açıldı

İtalya örneğini hatırlatan Orakoğlu, 'Gladio' ve 'Temiz Eller' operasyonunda kozmik odalara savcılar açık hale getirildiğini vurguladı. Türkiye'de halen fırsat kollayan darbeci yapıların olduğunu belirten Orakoğlu, "Son Gezi kalkışmasında hükümeti düşürme planlarının yapılması yapıların tavsiye olmadığını gösteriyor" dedi. 28 Şubat davası bahane edilerek, yine "irtica" sesleri duyulduğunu belirten Orakoğlu, "İrtica sözleri ile yeniden bir hazırlık içerisinde girdiler. Okulların açılması ile birlikte yeni girişimlerin olacağı söyleniyor. Bu girişimleri engellemenin yolu da statükocuları devletin içinden temizlemek olmalı. Sadece generalleri yargılamakla derin güçler tasfiye edilmiyor" diye konuştu.

Yeni anayasa şart

Geride kalan 10 yıl içerisinde demokratikleşme yolunda ciddi engellerin aşıldığına dikkat çeken Orakoğlu, kozmik odaların temizlenerek sır perdelerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Orakoğlu, "Ancak bu demokratik adımlar bir mevzuata bağlanmıyor. Bu gelişmelerin devamı için yeni anayasa şart. Yeni anayasa ile güvence altına alınmalı ki, bundan sonra da gelecek yönetimlere karşı antidemokratik kalkışmalar olmasın. Bu noktada AK Parti giderse ne olacak diye düşünmekten de geri duramıyoruz maalesef" şeklinde konuştu. Kemal Gürüz'ün serbest bırakılmasını da değerlendiren Orakoğlu, "Gürüz, karargahlarda emirleri alıp, üniversitelerde uygulayan kişiydi. BÇG'nin emirlerini kargo ile alarak yerine getiriyordu. Serbest bırakılmasına anlama veremedim" dedi.