Salyaların oluşturduğu kirlilik ve koku çevre sakinlerini rahatsız ederken dalgıçların faaliyetleri ve su altı avcılığı da bu durumdan olumsuz etkilenmeye başladı.
Profesyonel salyangoz avcılığı yapan Volkan Yelkenkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu durumun kendilerini çok kötü etkilediğini söyledi.
Yelkenkaya, dalgıçların suyun dibinde görüş sağlayamadığını belirterek, "O yüzden biz de avlanamıyoruz. Avcılığımız yüzde 60-70 oranında düştü. Ben daha çok tekne üzerinde olduğumdan, dalgıç arkadaşlarımız bu durumun deniz canlılarını olumsuz yönde etkilediğini ifade ediyor." dedi.
'Deniz tabanında daha fazla'
Profesyonel dalgıç Hakan Kara ise liman ve denizin yüzeyinde görülen salyaların, deniz tabanında 10-15 kat daha fazla olduğunu kaydetti.
Deniz salyasının orta suda parça parça olduğuna dikkati çeken Kara, "Zemin tamamen salyaya bürünmüş. Deniz atları, yengeçler, küçük balıklar, kum üzerinde yaşayan canlıların solungaçları tıkandığı için ölüyorlar. Buna acil çözüm bulunması lazım." diye konuştu.
'Bu sene fazla olmuş'
Gemi personeli Burak Yenilmez de Bostancı İskelesi'ndeki görüntünün rahatsız edici olduğunu, bu durumun giderilmesi için daha fazla önlem alınması gerektiğini söyledi.
Yenilmez, bunun her sene olduğunu anlatarak, "Bu sene biraz fazla olmuş. Fazla olduğu için buna bir önlem almaları lazım. Bir gelen giden yok buraya, biraz sıkıntılı yani. Temizlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Görüntü kötü. Herkes de soruyor. Yolcular, vatandaşlar, sürekli bilgi almak istiyorlar bizden." değerlendirmesini yaptı.
Yolculardan Sait Sancak da durumun Marmara Denizi'ndeki bir doğa olayı olduğunu belirterek, "Ben 15 senedir Büyükada ve Heybeliada'ya gider gelirim, ben böyle bir durumla karşılaşmadım. Yani 15 senedir doğa bunu hiç üretmiyor muydu? Şimdiye kadar belediyenin bunu temizleyecek ekipmanı, malzemesi yok mu ki bu rezilliği biz görmek, koklamak zorundayız? Kesinlikle pis bir durum. Belediyenin buna bir müdahale etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
İBB'den açıklama
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden (İBB) yapılan açıklamada ise müsilajın alglerin aşırı üremesi sonucunda gerçekleşen mevsimsel biyolojik süreç olduğu belirtildi.
Marmara Denizi gibi kapalı yerlerde müsilajın daha kolay meydana gelebildiği aktarılan açıklamada, "Akıntı sistemleri, sıcaklık, tuz oranı gibi birçok ayrı koşul deniz salyası oluşumunda etkili olabilmektedir. Müsilaj olayı çok uzun sürmeyecek bir doğa olayı olup, en fazla 1-2 ay içerisinde deniz suyunun tamamen ısınması ve mevsim sıcaklığının normal değerlere ulaşması ile ortadan kalkabilecek bir süreçtir." denildi.
Açıklamada, Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından deniz yüzeyini kaplayan müsilaj tabakasından numuneler alındığı kaydedilerek, "Çıkan raporda, numunelerin içeriğinde hidrokarbon türevli atık olmadığı görülmekle birlikte yaşanan bu sürecin herhangi bir kirlilik olmadığı anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.