Deniz tabanı hasarı iklim hızını etkileyebilir

Bilim insanları, trol ve aşırı balık avlama gibi faaliyetlerin deniz tabanının bozulmasının, iklim değişikliğinin hızını artırabileceğini belirledi.

"Frontiers in Marine Science" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, İngiltere ve Norveç'ten araştırmacılar, 2017-2019 yıllarında gemiyle yaptıkları iki yolculuk sırasında su altı kamerası kullanarak Barents Denizi'nin bazı bölgelerinin tabanlarını inceledi.

Araştırmacılar, inceledikleri bölgelerde yaşayan canlıları da tespit ederek bunların ne kadar karbon depoladıklarını görmek için örnekler topladı.

Bu canlıların daha önce tahmin edilenden çok daha fazla karbon depoladığını bulan araştırmacılar, trol ile balık avı ya da derin deniz madenciliği gibi faaliyetlerin deniz tabanının bozulmasına neden olduğunu belirledi.

Araştırmacılar, bu kapsamda deniz tabanındaki bozulmanın da iklim değişikliğinin hızlanmasına yol açabileceğini ortaya koydu.

iC3 kutup araştırma merkezinden Barents Observer'a yapılan açıklamada, derin deniz madenciliği ve trol ile avlanmanın, bu canlıların habitatlarını bozarak ya da yok ederek okyanusların karbon depolamasını azaltabileceği belirtildi.

Observer'ın haberine göre de araştırmanın yazarlarından Dr. David Barnes, "Bu çalışma, okyanusun derinliklerindeki yaşamın küresel karbon döngüsünü nasıl etkilediği ve okyanustaki doğanın topluma sağladığı faydalar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi ortaya çıkarıyor." ifadesini kullandı.

Derin deniz madenciliği deniz için bir "felaket"

Norveçli yetkililer, Haziran 2023'te de hükümetin, ülkenin yeni ekonomik fırsat arayışında, petrol ve doğal gaza olan bağımlılığı azaltma stratejisi doğrultusunda, kıta sahanlığının bir kısmını ticari derin deniz madenciliği için açmak istediğini duyurmuştu.

Norveç'te azınlık hükümeti ile iki büyük muhalefet partisi 5 Aralık 2023'te çevreci grupların itirazlarına rağmen Arktik Okyanusu'nda derin deniz madenciliğinin yapılması konusunda anlaşmıştı.

Söz konusu kararı, deniz için bir "felaket" olarak nitelendiren çevreci gruplar ise bu adımın bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit edeceği uyarısında bulunuyor.