Demirtaş inancın yaşanmasının kolaylaştırılmasının devletin görevi olduğuna işaret ederek, 'zorunlu din dersi'nin inancın yaşanmasını zorlaştıran bir durum ve baskı olduğunu iddia ederek kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından "Alevilik: Tarih, Sorun, Tahayyül" başlığıyla düzenlenen Alevi Konferansı'nın açılışında konuşan Demirtaş, bütün farklılıklarla birlikte yaşamın cesaret isteyen bir durum olduğuna işaret ederek, bu cesareti gösteremeyenlerin mezhep ve etnik kimlik savaşı yürüttüğünü söyledi.
Demirtaş, "Bu savaşı yürütenler, IŞİD başta olmak üzere cesur, kahraman oldukları için bu savaşı yürütmüyorlar, cesaretten yoksun, korkak oldukları, birlikte yaşama cesareti gösteremedikleri için kan döküyorlar. En kolayını seçiyorlar, en korkakça, en alçakça olanı seçiyorlar" ifadelerini kullandı.
"Ülkenin gerçek sahipleri, bütün ezilenler neden hep talep eden durumundayız? Neden hep isteyen durumundayız? Neden bizim dışımızda, ezilen kimlikler dışındaki egemenler hep yönetendir, hep verendir, neden biz hep talep ederiz?" sorularını yönelten Demirtaş, "Aleviler isteyendir, devlet vermeyendir. Kürtler isteyendir, devlet vermeyendir. İşçiler isteyendir, devlet vermeyendir. Kadınlar, gençler, çiftçiler isteyendir, devlet vermeyendir. Kim peki bu devlet? Kimin devleti o zaman? Bahsettiğim çoğunluk, Türkiye'nin yüzde 80'inden fazlasını oluşturan ezilen nüfustur" diye konuştu.
Demirtaş, sorunların tespit edildiğini, çözüm önerilerinin nasıl pratiğe dönüşeceği noktasında bulunduklarını, 7 Haziran'da HDP başarılı olduğu anda bunun kapılarının açılacağını belirterek, "8 Haziran'a zaferle uyansak bile sorunlarımızın çözüldüğü bir güne, sabaha uyanmış olmayacağız, mücadele tam da o noktada yükselerek devam etmek zorunda. Ne zamana kadar? Bu ülkenin yönetimi, insanları kimliğinden, yaşam tarzından, inancından dolayı ezmeyecek bir yönetime dönüşünceye kadar" dedi.
"Musluğu niye kendi elleriyle kapatsınlar?"
Halkların sivil özgürlükçü demokratik anayasasını yapmak istediklerini vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi:
"Bunu AKP'ye, AKP'nin insafına terk edemeyiz. AKP kendini hep 'veren el', egemen, devletin sahibi olarak görmeye devam edecek, beyefendiler ne lütfederse bununla yetineceğiz... Bu büyük topluluk, Türkiye'nin bütün bu muhalefet gücü, buna razı olmamalı. Bu duygudan, bu moddan çıkmak zorundayız. Biz, kendi sorunlarımızı çözeriz. Asla ama asla egemenler bizim hakkımızı vermeyecektir. Çünkü egemenliklerini bizim inkarımız üzerine kurmuş durumdalar. Zannediyor muyuz ki aslında çözme istekleri, niyetleri var da imkanları yok? Hayır. Onların çözümü budur, mevcut durum onların çözümüdür. Sünni-Alevi köklü bir kutuplaşması, kamplaşması olacak, Türk-Kürt köklü bir gerilim olacak. Bütün bu gerilim sahalarından kendileri yüzde 40-50 sürekli oy devşirecek ve bunu, iktidarlarını, devleti ele geçirme aracı olarak kullanmanın vesilesi yapacaklar.
Bu, onların çözümüdür. Mevcut durumdan rahatsız değiller ki niye rahatsız olsunlar? Mevcut durum zaten çözülür, Türkiye'de eşitlik hukuku, gerilimin, tansiyonun düştüğü bir durum gelişirse iktidarlar biter. İktidarlarının beslenme kaynağı budur. Musluğu niye kendi elleriyle kapatsınlar? Çözmeyecekler. Ne Kürdün yarasına merhem olacaklar, ne Alevinin, ne taşeron işçinin, asgari ücretlinin ne katledilen kadının. Üniversitede hakarete uğrayan öğretim görevlisinin, öğrencinin derdine derman olmayacaklar. O derde derman geldiği gün ortada AKP ve AKP tarzı bir devlet kalmamış olacak zaten. Dikkat ederseniz zaten bu sorunları çözmek için 400 istemiyor, hiç bu sorunlardan bahsetmiyor. Kendisine çok yüz verdiğimiz için 400 istiyor. Sorun çözülecekse, biz çözeceğiz, hep beraber."
Demirtaş, Türkiye'nin tek kurtuluşunun, 7 Haziran seçimlerinde HDP'nin iyi bir çıkış yapmasında olduğunu ifade ederek, "Ezilenler olarak bir defa bile elele vermeyi başarırsak, o gün kaderimizi değiştirebiliriz. Koltuk sevdasıyla, kişisel çıkar mevzusuyla, ailemizin, gruplarımızın çıkarıyla hareket edemeyiz. Sadece Kürtleri, Alevileri, gençleri, Türkleri, Ermenileri, Çerkezleri düşünemeyiz. Hepsini aynı fotoğraf içinde düşünemezsek, egemenlerin yaptığı hatayı biz de yaparız ve tarihi fırsatı heba etmiş oluruz" diye konuştu.
"Zorunlu din dersi kaldırılsın"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, inancın yaşanmasının kolaylaştırılmasının devletin görevi olduğuna işaret ederek, "zorunlu din dersi"nin inancın yaşanmasını zorlaştıran bir durum, baskı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
"Zorunlu din dersi kaldırılsın" dediklerinde, diyanetçilerin "Din kaldırılsın, yasaklansın" denilmiş gibi "yaygara kopardığını" ifade eden Demirtaş, "1 trilyonluk makam aracı var tabii kaldırsak halkla minibüse binecek belki. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsa minibüse binecek, işe gidip gelecek" dedi.
Alevilerin, siyasette, demokratik yaşamda, tarihteki yerlerini, yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini, Türkiye'ye ve geleceğe dair beklentilerini tartışmak ve ortak bir siyaset perspektifi oluşturmak için düzenlenen konferansın ilk günü atölyelerle sürüyor. Toplantının ikinci gününde atölye sonuç bildirgeleri üzerinden ortak tartışma yürütmek hedefleniyor.