Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis'te yaptığı konuşmada muhalefet partilerine adeta tarih dersi verdi.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
Yüz yıl önce bu meclis ulusla toplanmıştı. Meclis'in üyelerinin hepsi ülkemizin işgal altında kalmış topraklarından gelen insanlardı. O dönem topraklarımızın çoğu işgal altındaydı. Dersimli Diyap ağa bir taraftaydı, Rumeli çocuğu şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir diğer tarafta, Diyarbakırlı milletvekili Mehmet Zülfi Tiğarel bir başka köşede, Erzincanlı Nakşi Şeyhi Şeyh Hacı Ahmet Baysoy yine buradaydı. Her biri farklı hikayelere sahipti fakat hepsinin şahsi hikayeleri bir tarafa ortak bir hikayeleri vardı. Zorlu savaşların içinden çıkıp gelmişti hepsi. Meclisin adı Gazi Meclis oldu sonra. Çünkü hepsi gerçek birer gaziydi.
- Çanakkale savunması insanlık onurunun direnişiydi.
- Siyasi düşüncelerimizi bir kenara bırakalım. Bu ülkenin istiklali için omuz omuza mücadele edelim. Bu ülkenin kaderi birdir. Ya hep beraber var olacağız, ya hep beraber öleceğiz.
- Bu Meclis bütün baskılara rağmen özgürlüğü savundu. Hep beraber çok güzel bir geleceğe yürüyeceğiz.
BU ÜLKEYİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ
- Kimse bu topraklara göz dikemeyecek. Bölmek isteyenlere böldürtmeyeceğiz. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim etsin. Tekrar bütün milletimizin Milli Egemenlik bayramını kutluyorum, çocuklarımızın bayramını kutluyorum.
KUT-UL AMARE ZAFERİ
Çanakkale'de İstanbul'u savunmuşlardı, Kuttul Amare'de Bağdat'ı savunmuşlardı. Çok açık bir ifadeyle söylüyorum bunu Çanakkale savunması sadece bizim milletimizin İstanbul savunması değil, bütün kadim değerlerin Emparyalistlere karşı şanlı bir direnişiydi. Kuttul Amara aynı Çanakkale'de İstanbul'u savunmak gibi Bağdat'ta Ortadoğu halklarının omuz omuza verdiği son savaştı.