Davutoğlu: Sizin kimseniz Türkiye Cumhuriyeti'dir

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara'da gençlere istihdam desteği projesinde konuştu.
Davutoğlu; Türkiye Cumhuriyeti devleti şefkat devletidir, her bir vatandaşına şefkat elini uzanmaktadır ve uzanacaktır ve bir kudret devletidir. Ekonomik krizde iseniz kudretiniz yoksa, sadece şefkatiniz varsa acı duyarsınız ama çözüm bulamazsınız. Son 12 yıldır bütün vatandaşlarımıza ulaştığımız gibi sosyal hayatta zorluklarla karşılaşıp korumayı görememiş tüm herkese ulaşmayı bir görev bildik. Rakamlar o derece üst düzeye çıkarıldı ki vatandaşlar devletin elini yanlarında görmeleri hasıl oldu.
DAVUTOĞLU'NDAN GENÇLERE 3 MESAJ
Gençlerimizin hayatlarının her anlamında onlara şefkat gösteren her bir vatandaşımıza da teşekkür ediyorum. Aileye dönüş ve aile yanında destek programı gibi pek çok programla çocuklarımıza ulaştık ve ulaşmaya devam edeceğiz. 3 mesajı iletmek istiyorum.
Bizim amacımız sizlere ulaşmak, sizlere destek olmaktır. Sizlere ve diğer koruma altındaki daha genç yaşlarındaki gençlere hitaben söylüyorum eğitime önem veriniz. Zorlukların oluşabilecek bazı psikolojik sorunların farkındayız. Sizlerin arasından çok büyük bilim adamlarının devlet adamlarının sanatçıların çıkacağından eminim. Ziyaret ettiğimiz sergide yapılan sanat eserlerini gördüğümde ne ince ne zarif bir ruha sahip bu gençlerimiz dedim. Başınızı dik tutun, imkanlarınızı kabiliyetlerini en iyi şekilde değerlendirin ve herkese gösterin kendine inanan bir insanın aşamayacağı engel yoktur. Herşeyi kaybedebiliriz ama özgüvenimizi kaybedemeyiz.
BUNU MEMUR MANTIĞI İLE YAPMAYIN
Gençlerimize çağrıda bulunuyorum. Mümkün olduğunca her bir aile bir kardeşimizi sahiplense bu toprağa bir tohum atılsa bu çınar haline dönüşür. 2 Gün önce Makedonya'da bana hediye edilen bir şeyi tevdi ederek bana orada toplantıda siz bir fidan dediniz ama biz bunun ötesine geçtik deyip, bir hediye olarak yetim bursu verdik dediler ve 30 yetim bursunu ilan ettiler. Bende bunu 50'ye tamamlayalım dedim ve bu rakam 50'ye tamamlandı. Herkesin gözlerindeki ışıltıyı görmesini isterdim. Dünyada hiç bir şey bir tek yetimin ışıltılı gözlerinden daha derin ve daha güzel değildir. Hazreti Peygamberimiz onun için 'yetim, yetim yetim' demiştir. O da yetimdi çünkü. Yetimlere ve öksüzlere sahip çıkmak konusunda lütfen sağınıza solunuza bakmayın. En güzel hediye bir yetimin başını okşamaktır, ona yalnızlığını unutturmaktır ona kimsesizliğini unutturmaktır. Buradan, son olarak devlet kademesindeki bütün arkadaşlarıma bütün memurlarımıza sesleniyorum. Bütün memuriyet hizmeti bağlamında önemlidir kutsaldır. Ama, hiç bir memuriyet insani öz bakımından bu çocuklarımızla gençlerimizle ilgilenmek kadar kutsal ve ulvi değildir. Bunu bir memur mantığı ile yapmayın. Memur mantığı olduğu için söylemiyorum bunu insani yönünüzle yapın. Daha fazlasını yapmak durumundayız. Ellerini tutmak, bağrımıza basmak, dilinizle değil gözünüzle biz sizi seviyoruz demek durumundasınız. İşte o zaman o genç kimsesizliğini yalnızlığını unutacak ve devleti yanında görecek. Bu ulvi bir görev ve insani bir sorumluluk olarak görüyoruz.
SİZ KİMSESİZ DEĞİLSİNİZ
Devlet yurtlarında bulunan kimsesiz gençlerimize sesleniyorum, siz kimsesiz değilsiniz, sizin arkanızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Ben de annemi 4 yaşında kaybettim. Eğer babamın dirayeti olmasaydı bende sizin gibi olabilirdim. O yüzden başınızı dik tutun. Sizin hiçbir eksiğiniz yok. Atamalardan sonra gittiğiniz yerlerde gururla çalışın. Başınızı dik tutun yeteneklerinizi kabiliyetleriniz gösterin. Asla ama asla özgüveninizi kaybetmeyin.
DÜNYADA HİÇBİR ŞEY YETİMİN GÖZÜNDEKİ IŞILTI KADAR DEĞERLİ DEĞİL
Ataması yapılan gençlerin hepsinin üzerinde şefkat elimiz olacaktır. Bizim vazifemiz gençlere ulaşmak ve onlara yardımcı olmaktır. Mümkün olduğu kadar her bir aile bu kardeşlerimizden birini sahiplense toprağa kök salan tohumlar atılmış olur. Dünyada hiçbir şey bir yetimin gözündeki ışıltı kadar değerli değildir.
Hediyeleşirken bir fidan yanında bir yetim bakma sorumluluğunu da geliştirelim. İnşallah bu temennim toplumun her katmanına yayılacaktır.
Mesele bir bebeği küçükken alıp 18 yaşına getirmek değil. Eğer o çocuğu 18 yaşına getirince bırakırsak görevimizi yapmış olmayız. 18 yaşına gelen gencimizi iş sahibi yapmamız gerekir. Hiçbir gencimiz işsiz kalmayacak. Gençlerimize destek sağlayan herkese teşekkürü borç biliyorum. Ve tekrar söylüyorum siz kimsesiz değilsiniz."