Davamız edeple zafere ulaşacaktır

Başbakan Erdoğan, 'Bizim davamız, bizim hareketimiz, bizim gönülleri fethimiz, biliniz ki ancak ve ancak edeple ilerleyecek, edeple zafere ulaşacaktır' dedi.

Toplantıya geç katıldığı için af dileyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sabah İstanbul'da uluslararası bir toplantıya katıldığını, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in dün vefat eden babası emekli Albay Seyfettin Özel'in cenaze töreni için Ankara'ya gittiğini, törenin ardından İstanbul'a döndüğünü söyledi.

Başbakan Erdoğan, ÖNDER İmam Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği'nin, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlediği "Kutlu Doğum" etkinliğinde yaptığı konuşmada, gençlere, her zaman, "önce edep, önce haya, önce tevazu" demeyi tavsiye etti.

Gençlerden, konuşurken edebe riayet etmelerini isteyen Erdoğan, "Ya susun, ya hayır söyleyin. Yürürken, yemek yerken, oturup kalkarken, her anınızda lütfen edebe riayet edin. 'Edep ya Hu' sözünü dilinizden hiç eksik etmeyin. Bizim davamız, bizim hareketimiz, bizim gönülleri fethimiz, biliniz ki ancak ve ancak edeple ilerleyecek, edeple zafere ulaşacaktır" dedi.

Edebin terk edildiği yerde sefalet ve husumetin olacağını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kardeşin kardeşe hürmet göstermediği, edeple muamele etmediği yerde çatışma olur, terör olur. Edebin önemsenmediği yerde ilim değil cahillik olur; ilerleme değil gerileme olur, büyüme değil çöküş olur. İşte sizler, siz gençler, bu ülkede, tüm bu coğrafyada, edebin değerini tek tek anlatacak, edebin önemini hatırlatacak ve en başta edep ve hayayı tüm coğrafyaya egemen kılacaksınız. Biz, imam hatip okullarını, işte en başta bunun için önemsiyoruz. İlmini Kur'an-ı Kerim'den, edebini Siyer-i Nebi'den almış bir gençliğin dünyayı değiştireceğine yürekten iman ediyoruz."

"Birileri edebini bozabilir"

Erdoğan, bugün terör meselesinin çözümü için başlatılan yeni süreci de edep ve hayadan taviz vermeden sürdüreceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Birileri edebini bozabilir. Birileri, 'Bu toprakların insanı' olduğunu söyleyip, bu toprakların edep ve hayasından nasibini almamış olabilir. Birileri, edebin dili yerine nefretin, husumetin, öfkenin, kanın diline esir olabilir. Birileri, bütün milli ve manevi değerleri çiğneyip, ölmenin ve öldürmenin çığırtkanlığını yapabilir ama biz, sabırla, metanetle, edep ve hayanın diliyle konuşacağız. Biz, öfkenin ve nefretin değil sevginin diliyle konuşacağız. Biz, ayırmanın, bölmenin, çatıştırmanın diliyle değil kardeşliğin diliyle konuşacağız."