Süleyman BAŞ
Kaddafi’nin ölümü sonrası iç çalkantılarla sarsılan Libya’yı bu kez de DAEŞ tehlikesi sardı. Ülkede oluşan kaos ve güvenlik zafiyetinden yararlanan terör örgütü, darbeci general Halife Hafter sonrası bazı bölgelerde kontrolü ele aldı. Libya halkı CIA ile iş birliği yaparak Kaddafi'yi devirme girişiminden sorumlu tuttukları darbeci generalin bir an önce görevi bırakmasını ve ülkenin demokratik bir yönetime kavuşmasını istiyor.
En büyük kazanan DAEŞ
Trablus'ta Ulusal Hükümet kuvvetleri ile Halife Hafter’in Libya Ulusal Ordusu grubu arasındaki çatışmalar sürerken DAEŞ Suriye ve Irak’takine benzer şekilde, merkezi hükümetin zayıflaması ve iç karışıklıkları fırsat bilerek Libya’daki varlığını artırma peşinde. Terör örgütü, darbeci generalin Tripoli’yi alma operasyonunun en büyük kazananı olarak ortaya çıkabilir.
Libya’dan hiç ayrılmadılar
Arkasında Suudi rejimi, BAE ve Mısır'ın direk, ABD'nin de dolaylı desteği bulunan Hafter’in Trablus’un güneyinde ordu ile çatışması, DEAŞ’in işine geliyor. Libya Ulusal Ordusu Trablus’u ele geçirmek için giderek daha çetin bir savaşa girerken, DAEŞ ülkenin başka bir yerinde kendisini yeniden kurmaya çalışıyor. Terör örgütü son olarak Derna’da iki bombalı saldırısının sorumluluğunu üstlendi. Uzmanlara göre DEAŞ 2016 yılının sonunda Sirte'yi kaybettikten sonra bile Libya'dan hiç ayrılmadı.
Bağdadi Libya’da mı?
Halen nerede bulunduğu bilinmeyen terör örgütünün lideri Ebubekir El Bağdadi’nin Libya’da saklandığı söylentileri hız kazanıyor. DEAŞ’in 9 Nisan’da Libya’nın güney-kuzey karayolu üzerindeki stratejik bölgesinde yer alan El Fukaha’ya saldırması sonrası Bağdadi saldırıyı zafer olarak niteledi. Saldırıda yerel konsey başkanı Ahmed Sewessi ve bir başka güvenlik görevlisi öldürüldü. Bu, DAEŞ’in El-Fukaha’ya altı ay boyunca yaptığı ikinci saldırıydı.