Etiyopya'nın Ankara Büyükelçisi Wirtu, Afrika Birliği'nin sözleşmesine göre Mısır'da ordunun yönetime el koymasına sessiz kalmanın doğru olmayacağını söyledi.
Etiyopya'nın Ankara Büyükelçisi Mulatu Teshome Wirtu, Mısır'da ordunun yöntetimine el koymasının ardından Afrika Birliği'nin tavrının birliğin sözleşmesinin gereği olduğunu ifade ederek, "Darbe ile gelen rejimleri kabul etmemeliyiz. Sivil yönetim yeniden tesis edilene kadar üyeliklerine son vermeli veya üyelikten çıkarmalıyız" dedi.
Wirtu, Mısır'da yaşanan gelişmelerle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Askeri darbeler sebebiyle Madagaskar, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Gine-Bissau'nun Afrika Birliği'den çıkartıldığını hatırlatan Wirtu, "Msır konusunda Afrika Birliği'nin sözleşmesine göre sessiz kalmak olmazdı. Diğer ülkelerin kanunlarını bilmiyorum ama Afrika için sözleşmede yer alan ve mecburi bir durumdu" dedi.
Afrika'nın kötü bir darbe geçmişi olduğunu hatırlatan Wirtu, şunları söyledi:
"Neredeyse bütün Afrika ülkeleri darbenin kurbanı olmuşlardır. Bu yüzden Afrika ülkeleri, şiddetle, özellikle de darbeyle gelen herhangi bir rejim değişimine tolerans göstermeme noktasında anlaşmaya vardı. Darbe ile gelen rejimleri kabul etmemeliyiz. Sivil yönetim yeniden tesis edilene kadar üyeliklerine son vermeli veya üyelikten çıkarmalıyız."
Wirtu, Birleşmiş Milletler'in yanında çeşitli ülke yönetimlerinin de müdahaleyi darbe olarak isimlendirmekten kaçınmalarına değinerek, "Açıklanan tutumların devletlerin çıkarına da uygun olması gerekiyor. Basitçe, seviyorum ve nefret ediyorum diyemezsin. Ülke çıkarları öncelikli gelir. Eğer söyleceklerin ulusal çıkarlara ters ise beklemek istersin. Ülkelerin yaptığıyda buydu" şeklinde konuştu.
Ordunun görevi iç çekişmeleri ezmek değil
Mısır'da darbe olmasını bekleyip beklemediğine dair bir soruya ise Wirtu, şöyle cevap verdi:
"Ordunun 48 saatlik ültimatomu öncesinde beklemiyorduk çünkü Mursi hükumeti seçimle iş başına gelmiş bir hükümetti. Ordunun yönetimi anayasada tanımlanmış; ülkenin toprak bütünlüğünü korumak ve Mısır'ı dış düşmanlara karşı savunmak. İç çekişmeleri ezmek değil. Bu, iç kuvvetleri ilgilendiren bir durumdu. Kişisel olarak söylemeliyim ki, 48 saatlik uyarı öncesinde ordunun siyasette müdahale edebileceği konusunda bir fikrim yoktu ama sonrasında ise durum oldukça açıktı."
Ordunun darbenin ipuçlarını verdiğine işaret eden Wirtu, "Eğer gelecek 48 saat içinde bir şey yapmazsanız dikkatli olun, geliyorum' demişti. Herhangi silahlı bir yapının sivil hükümeti korkutmasının meşru olduğunu söyleyemem fakat pazarlık masasına oturmak için imkan vardı. Uyarı verilen diğer taraf neyin yanlış gittiğine kulak verebilirdi. Ordunun taraflara söylediği, 'anlaşmazlıklarınızı çözün'dü. Hükümetin bütün tarafları görüşmeye çağırarak orduya imkan vermemesi gerekirdi. Şu da varki, ordu önceden uyarıda bulunarak oldukça cömert davrandı."
Mısır anayasası darbeye imkan tanıyor
Wirtu, Mısır anayasasının darbeye imkan tanıdığına da değinerek, "Anayasasında var; ordu Mısır'ın ulusal çıkarlarında pay sahibi ve Mısır'ın parçalandığını görmek istemez. Çünkü insanların karşı karşıya gelmesi oldukça kötü bir durum. Hükümet yanlısı ve karşıtı gruplar çatışmaya başladılar ve iç savaşa doğru gidiliyordu. Ordu, 'iç savaşı önlemek için harekete geçeceğim' dedi ve geçti. Ama yaptıklarını haklı görmüyorum" ifadelerini kullandı.
Mısır'ın geleceği konusunda da değerlendirmelerde bulunan Wirtu, "Ordu sonsuza kadar orada olamaz. Bugün dünya da kabul etmiyor. ABD, Avrupa Birliği ve modern, medeni yönetimlerin hiçbiri darbenin tarafını tutmuyor. Bence söylemeye çalıştıkları, 'sivil yönetim, seçilmiş yönetim bir an önce yönetime gelmeli'. Bu sürenin ne kadar kısa olacağı, bir ay mı, üç ay mı, altı ay mı, bir yıl mı, Mısırlılara kalmış" diye konuştu.
Afrika Birliği, ordunun yönetime el koymasının ardından 5 Temmuz'da Mısır'ın Birliğe üyeliğini sivil yönetim yeniden tesis edilinceye kadar askıya almıştı. Afrika Birliği'nin 54 üye ülkesi var.