Altun, "Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Altıncı Yılında Türkiye İletişim Modeli Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, başkanlığın 2017'deki referandum sonucunda hayata geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, idari ve siyasi dönüşümünün en önemli kurumsal yeniliklerinden birisi olarak ihdas edildiğini söyledi.
Başkanlığın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyoner liderliğinin çok açık bir göstergesi olduğuna dikkati çeken Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlıklı bir enformasyon akışının devlet idaresinde ne kadar önem taşıdığını ve içinde bulunulan çağın bir iletişim çağı olduğunu yakinen bilen ve bunu da yöneticilik felsefesinde hayata geçiren bir lider olduğunu ifade etti.
Altun, başkanlık bünyesinde çalışmalarını sürdüren ve halkla ilişkiler alanında uluslararası çapta sürekli ödüller alan, dünyaya katılımcı demokrasi pratiği açısından son derece önemli bir tecrübe sunan CİMER'in tarihinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı dönemindeki BİMER'e ve hatta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği "Beyaz Masa" uygulamalarına kadar dayandığını aktardı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, gerçeğin yerine sahtenin ikame edilmesine karşı Erdoğan liderliğinde bir hakikat mücadelesi verdiğine işaret eden Altun, şöyle konuştu:
"Başkanlığımız, doğruluk ve şeffaflığa bağlı kalarak kamuoyunu bilgilendirmeye, devlet ile millet arasındaki iletişim köprüsünü güçlendirmeye ve ülkemizin haklı mücadelesini uluslararası alanda anlatmaya var gücüyle çalışmaktadır. Bu ihtiyaçlara bağlı olarak tüm daire başkanlıklarımız, koordinatörlüklerimiz, bölge müdürlüklerimiz ve yurt dışı müşavirliklerimizle birçok alanda ilk günkü heyecanımızla ve tüm varlığımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz."
- "Türkiye İletişim Modeli hakikatin aydınlık yüzünü savunan bir kale gibidir"
Altun, başkanlık olarak geride bıraktıkları 6 yıllık süre zarfında gerçekleştirdikleri çalışmaların en önemlisinin Türkiye İletişim Modeli olduğuna vurgu yaparak şunları kaydetti:
"Türkiye İletişim Modeli, 360 derece bir iletişim anlayışıyla ülkemizin, ekonomiden kültür ve sanata, dış politikadan turizme, sanayi ve teknolojiden eğitime kadar hemen her alandaki potansiyelini göz önünde bulunduran yenilikçi ve proaktif bir iletişim stratejisidir. Türkiye İletişim Modeli, aynı zamanda bünyesinde çok sağlam bir ilkesel duruş ve tavır barındıran bir yaklaşımdır. Biz bu modeli inşa ederken sadece ülkemizin değil, tüm insanlığın ortak faydasını gözeterek hakikatten, adaletten ve hakkaniyetten taraf olmayı düstur edindik. Bunu yaparken de Türkiye'nin dünya sahnesindeki tarihi rolünden ve bu role liderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımızın tarz-ı siyasetinden ilham aldık. "
Türkiye İletişim Modeli'nin, sadece kurumsal bir değişim değil, aynı zamanda bir milletin uyanışının sembolü olduğunu ifade eden Altun, "Türkiye İletişim Modeli, hakikat ötesi çağda yalan ve dezenformasyonun tüm gücüne karşı, hakikatin aydınlık yüzünü savunan bir kale gibidir." dedi.
Altun, Türkiye İletişim Modeli'ni diğer modellerden ayıran en önemli özelliğin, milletin sesi olma iddiasını hiçbir zaman elden bırakmaması olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Her zaman milletin değerlerine, inançlarına, beklentilerine ve hassasiyetlerine öncelik veriyoruz. Türkiye İletişim Modeli, yalnızca bir iletişim stratejisi değil, aynı zamanda Yeni Türkiye'nin vizyonunun, dinamizminin ve küresel liderlik iddiasının da bir yansımasıdır. Bu model, Türkiye'nin yükselişini iletişim alanında da perçinleyecek ve ülkemizi, iletişimin yüzyılında lider ülkeler arasındaki hak ettiği yere taşıyacaktır."
- "Hedeflerine emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var"
Türkiye'nin, uluslararası alanda güçlü, onurlu, dinamik ve dışa açık bir şekilde yoluna devam ettiğini dile getiren Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık karşımızda içine kapanık, kendi iç çelişkilerine hapsolmuş bir Türkiye yok. Artık, uluslararası alanda güçlü, onurlu, dinamik ve dışa açık bir Türkiye var. Artık, gücünü milletinden alan, hedeflerine emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var. Kendi değerlerine sahip çıkan, haksızlıklar karşısında susmayan, mazlumların ve mağdurların sesi olan bir Türkiye var. İşte bu yeni ve güçlü Türkiye, dünyada hem istikrarın hem de barışın teminatı olma noktasında tarihi bir rol üstleniyor."
Altun, iletişimi kuvvetli, vizyoner, demokratik ve insan merkezli kurumsal sistemin önemine işaret ederek şunları anlattı:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın tevdi ettiği vazifeyle bizler, Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda bir iletişim yüzyılı olduğunu hem söylüyoruz hem de bu iddiamızı yaptığımız çalışmalarımızla da destekliyoruz. Hamdolsun bu 6 yıllık süreçte yaptığımız çalışmaların karşılığını da alıyoruz. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, 'Küresel Yumuşak Güç Endeksi 2024' verileri çalışmalarımızın karşılığını ortaya koyan göstergelerden sadece bir tanesidir.
Bu verilere göre Türkiye, medya ve iletişim alanında bir önceki yıla kıyasla 10 basamak yükselerek 193 ülke arasında 18'inci sıraya çıkmıştır. Yine 'tanınırlık' ve 'itibar' kategorileri de dahil olmak üzere yumuşak gücü tanımlayan önemli alanlarda, son dört yılda en fazla gelişme gösteren 2'nci ülke olduk. Kültür diplomasisi faaliyetlerimizin temellerini oluşturan ve söz konusu endekste yer alan 'kültür ve miras' kategorisinde ise Türkiye ilk 10 ülke arasına girdi."
- "TRT ve Anadolu Ajansı uluslararası alanlarda kendisini göstermeye başladı"
Türkiye İletişim Modeli kapsamında yürütülen çalışmalar sayesinde TRT ve Anadolu Ajansının uluslararası alanlarda kendisini göstermeye başladığını belirten Altun, şu bilgileri verdi:
"Geçtiğimiz hafta 65 ülkeden 240 üyesiyle dünyanın en büyük yayın teşkilatı olan Asya Pasifik Yayıncılar Birliği toplantısında yapılan seçimde Haber Grubu Başkanlığını oy birliğiyle TRT Haber kazandı. Asya Pasifik Yayıncılar Birliği 60. Genel Kurulu başkanlık seçimi de geçen yıl kasım ayında yapılmış, TRT, bu birliğin başkanlığına seçilmişti. Anadolu Ajansı ise geçtiğimiz yıl Türk Dünyası Haber Ajansları Birliğinin kurulmasında öncü bir rol oynadı."
Altun, gerek TRT, Anadolu Ajansı ve Basın İlan Kurumu gerekse de diğer medya kuruluşlarının, yaptıkları ulusal ve uluslararası proje ve yayınlarla Türkiye İletişim Modeli'nin önemli birer paydaşı konumunda olduklarını ifade etti.
Bugün küresel bir adaletsizlik ortamıyla karşı karşıya olunduğunu dile getiren Altun, bu adaletsizliğin kaynağında Batılı sömürge sistemi ve onu besleyen Batılı işbirliği mekanizmalarının yer aldığını söyledi.
Altun, Türkiye'nin, bu haksız sisteme karşı, mazlumların ve mağdurların yanında olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bir hak ve adalet mücadelesi verdiğini aktardı.
- "Mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz"
Türkiye'nin sadece siyasette, ekonomide, savunma sanayisinde değil, aynı zamanda iletişim alanında da adaletsizliği, haksızlığı, vesayeti kabul etmeyeceği ve hakikatin gür sesi olacağını vurgulayan Altun, "Dezenformasyonla mücadele ederek, gerçekleri tüm dünyaya duyurarak bu adil davada milletimizin ve tüm mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Gazze'deki soykırım konusunda, mazlumlar için hakikatin savunucusu olmayı kutsal bir görev edindiklerine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Hatırlayacaksınız, 7 Ekim'den hemen sonra başta Batılı aktörler olmak üzere tüm dünya İsrail'in arkasında saf tutmak için adeta yarışa girdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye ise İsrail'in birçok savaş suçu işlediğini, bir soykırım arayışı olduğunu, tüm dünyayı aldatmaya çalıştığını tüm dünyaya duyuran ülke oldu. Bu süreçte biz İletişim Başkanlığı olarak İsrail'in küresel toplumun reflekslerini ve vicdanını felç etmeye yönelik dezenformasyon faaliyetlerini engelleme noktasında 7 Ekim'den bu yana büyük gayret sarf ettik."
Uluslararası alanda verilen hakikat mücadelesinin küresel birçok medya kuruluşunda da yer bulduğunu anlatan Altun, İsrail'in, katliamlarını meşrulaştırmak için ortaya koyduğu yalan ve algı operasyonlarını anında afişe ettiklerini, bu durumun, özellikle İsrail'i ve onu destekleyen uluslararası aktörleri güç durumda bıraktığını söyledi.
Altun, gelinen noktada, dünyanın büyük çoğunluğunun artık İsrail'in bir soykırımcı olduğunu açıkça gördüğüne ve bildiğine dikkati çekerek, "Gazze'de yaşanan süreç de göstermiştir ki, biz Türkiye İletişim Modeli'ni, sadece ülkemiz için değil, bölgesel ve küresel meselelerde Türkiye’nin oynadığı istikrarlaştırıcı rolün mütemmim bir cüzü olarak planlıyor ve uyguluyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak 6 yılda hayata geçirdikleri faaliyetlere de değinen Altun, şu bilgileri paylaştı:
"Bu 6 yıllık süreçte, 300'e yakın panel, sempozyum, konferans düzenledik. 622 basılı, kamuya açık eser, 10 bin 697 devlet kurumlarına yönelik hizmet içi basılı çalışma hazırladık. 1081 inovatif iletişim projesi, 27 ilde Devlet Teşvikleri Tanıtım Günleri gerçekleştirdik. 22 adet 360 Derece İletişim Kampanyası hayata geçirdik, 55 uluslararası basın turu gerçekleştirdik, kriz merkezlerinde basın merkezleri kurduk. 151 ulusal, 96 uluslararası etkinlik yaptık. 181 belgesel ve film ürettik. 14 kapsamlı serginin yanı sıra 116 eğitim programını da gerçekleştirdik ve bütün bunların yanında medyamızla sivil toplum kuruluşlarımızla ve üniversitelerimizle ortak birçok nitelikli iş ve projeye imza attık."
Altun, uluslararası güvenlik ve terörle mücadele alanında hazırladıkları belgeseller, referans yayınlar, konferans ve toplantılarla hem muhataplara hem de küresel kamuoyuna Türkiye'nin bu meselelere ilişkin tutum ve politikalarını anlattıklarını, bu çerçevede 2023'te 21 ülkeden 63 konuşmacının katıldığı İstanbul Güvenlik Forumu'nu düzenlediklerini ifade etti.
- "FETÖ'yle mücadelenin önemi"
Uluslararası bir terör örgütü olan FETÖ tehlikesine karşı küresel toplumu uyarmak ve bilinçlendirmek için "Network" adlı belgeseli hazırladıklarını anımsatan Altun, şöyle konuştu:
"FETÖ'yle mücadelenin önemini ve FETÖ'nün karanlık yüzünü tüm dünyaya göstermek için hazırladığımız yayınlar ve dijital içerikler, PKK/YPG terör örgütünün bölgesel ve küresel güvenlik açısından büyük bir tehdit olduğunu anlatan video içerikleri ve bilgilendirici yayınlar bu konuda öne çıkan örneklerdendir. Bununla birlikte her yıl 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerin ulusal ve uluslararası koordinasyonunu da büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz."
Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışı önceleyen yaklaşımını farklı organizasyonlarla yabancı kamuoylarının gündemine taşıdıklarına dikkati çekerek şunları aktardı:
"Pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı ile tahıl krizi, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, BM Reformu gibi bölgesel ve küresel meselelerle ilgili sayısız yayın hazırladık, birçok panel ve konferans gerçekleştirdik. Uluslararası sorunların çözümüne yönelik attığımız adımların yanı sıra Türkiye'nin değerlerini dünyaya tanıtmak için de çeşitli etkinlikler ve projeleri hayata geçirdik. Bu yıl 41'incisi düzenlenen New York'taki Geleneksel Türk Günü Yürüyüşü, 2022'de düzenlediğimiz Türkiye Ulus Markalama Forumu bunlardan sadece birkaçıdır. Tüm bu çalışmalarla 6 yıllık süreçte ülkemizin kamu diplomasisi alanındaki tecrübe ve birikimine önemli katkılar sağladığımıza inanıyor ve bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz."
- Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca düzenlenen programlar
Başkanlığın kurulduğu günden bu yana sadece kamu diplomasisi alanında değil, stratejik iletişim ve kriz iletişimi gibi alanlarda da Türkiye'nin sahip olduğu müktesebatı geliştirmeye ve tecrübelerini arttırmaya gayret ettiklerini vurgulayan Altun, şunları kaydetti:
"Stratejik iletişimin günümüzde artan önemine binaen 2021 yılında Ulusal Stratejik İletişim Politika Belgesi Çalıştayımızı düzenledik. Bu bağlamda 2020 yılından bu yana her yıl Stratcom gibi çok önemli küresel bir zirveye ev sahipliği yapıyoruz. Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki bugün Stratcom zirvemiz, tüm dünyadan uzman isimleri bir araya getiren, güncel küresel meselelerin masaya yatırıldığı uluslararası bir marka düzeyine erişmiş durumdadır. Yaptığımız bütün bu çalışmalardan edindiğimiz birikim ve tecrübelerin önemini kriz dönemlerinde daha iyi anladık. 11 ilde 15 milyon insanımızı doğrudan etkileyen Asrın Felaketi esnasındaki çalışmalarımız bu noktadaki en son örneklerdir."
Altun, Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından hem arama kurtarma sürecine destek olmak hem de vatandaşların yaralarını sarmak için kurumlar arası iletişim koordinasyonunu gerçekleştirdiklerini, bu süreçte sistematik ve çok yoğun şekilde karşılaşılan dezenformasyon girişimlerini bertaraf ettiklerini söyledi.
Dezenformasyonla mücadeleye çok önem verdiklerinin altını çizen Altun, özellikle Türkiye İletişim Modeli sayesinde bu konuda etkin ve kararlı adımlar attıklarını vurguladı. Altun, şöyle devam etti:
"Tam da bu yüzden yine bu 6 yıllık süreçte 7 gün 24 saat esasına göre çalışan Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizi kurduk. Kuruluşundan bu yana binlerce dezenformasyon kampanyasını belgelerle çürüttük. Yayımladığımız Dezenformasyon Bültenleri ile kamuoyunu manipüle etme girişimlerini ifşa ettik. Asrın felaketi, Filistin, Gazze krizi, düzensiz göç ve benzeri konularda birçok Dezenformasyon Özel Bülteni yayınladık. Dezenformasyonun Psikolojisi, Dezenformasyonla Mücadele Rehberi gibi referans yayınlarla ve Dezenformasyonla Mücadele Çalıştayı gibi etkinliklerle bu konuda toplumsal bir bilinç uyandırmaya da azami derecede önem verdik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın hakikat mücadelesini esas alarak dezenformasyonla mücadele noktasında dünyada öncü ve referans ülke olma vizyonuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yüzden her geçen gün gelişen yapay zeka gibi teknolojileri de bu mücadelede kullanmaya özen gösteriyoruz. Öyle ki dünyanın birçok ülkesi ve uluslararası birlikleri, ülkemizin dezenformasyonla mücadelesini örnek almaya, bizlerin tecrübesinden yararlanmaya başladı."
- "Giderek artan tekelleşme, küresel bir tehdit boyutuna erişmiştir"
Altun, iletişim ve enformasyon alanında önemli bir meseleye de şöyle dikkati çekti:
"Geçtiğimiz hafta cuma günü tüm dünyayı etkisi altına alan bir sorunla yüzleştik. Bir siber güvenlik firmasının yaptığı hatalı bir güncelleme nedeniyle hava trafiği ve bankacılık işlemleri başta olmak üzere birçok alanda hayat kısa süreliğine de olsa adeta durdu. Neredeyse tüm dünyada kısa süreli de olsa büyük bir kaos yaşandı. Sadece bu olay bile göstermektedir ki bugün iletişim ve enformasyon teknolojilerinde giderek artan tekelleşme, küresel bir tehdit boyutuna erişmiştir."
Altun, hayatın her alanda giderek dijitalleştiğini, bütün bir insanlığı tek bir seçeneğe mahkum etmenin artık kabul edilemez bir hal aldığını belirterek, "Sayısı bir elin parmağını geçmeyen ve yalnızca kendi karını düşünen teknoloji şirketlerinin, sosyal medya mecralarının, algoritmaların ve arama motorlarının inşa ettiği dijital diktatörlüğe karşı, bütün insanlığın faydasını gözeten alternatiflere ihtiyacımız bulunuyor. Bunun içinse hem dijital okuryazarlığın küresel çapta geliştirilmesi hem de yerli ve milli teknolojik kapasitelerin artırılması elzemdir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak özellikle yeni medya ve dijital okuryazarlık noktasında birçok eğitim programı düzenlediklerine değinen Altun, bu kapsamda Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, Sosyal Medya Terimleri Sözlüğü gibi yayın çalışmalarını hayata geçirdiklerini söyledi.
- "Sömürgeci yapılara karşı hak mücadelemizi kuşanmaya devam edeceğiz"
Altun, Türkiye İletişim Modeli kapsamında 6 yıldır sürdürdükleri yayıncılık faaliyetlerine de dikkati çekti.
Yayıncılık faaliyetleri kapsamında bugün itibarıyla ISBN almış 132 kaynak eserin İletişim Başkanlığınca hayata geçirildiğini dile getiren Altun, Ayın Tarihi ile İletişim ve Diplomasi dergilerinden de 16 sayının yayımladığını ve bu eserlerin birçoğunu sadece Türkçe değil birden fazla dilde uluslararası kamuoyunun istifadesine sunduklarını ifade etti.
Sempozyumun hayırlara vesile olmasını dileyen Altun, "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ve milletimiz için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya, gayret etmeye, üretmeye, katma değer üretmeye, iyi işler yapmaya, güzel projelere imza atmaya ve iletişim alanında da sömürgeci yapılara karşı hak ve adalet mücadelemizi kuşanmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.