Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile İŞKUR Genel Müdürlüğündeki İşgücü Uyum Programı Tanıtım Toplantısı'na katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, eylül ayının ilk haftasında güncellenmiş Orta Vadeli Programı (OVP) kamuoyuyla paylaşacaklarını hatırlatarak, programın temel amacının enflasyonu düşürmek, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamak olduğunu, istihdamın bu çerçevede en kritik konulardan biri olmaya devam edeceğini söyledi.
Yılmaz, istihdamın sadece ekonomik bir gösterge değil, sosyal ve ekonomik birçok göstergenin özetlendiği çok temel bir gösterge niteliğinde olduğuna işaret ederek, "Bir yandan enflasyonla mücadelemizi, dezenflasyon politikalarımızı sürdürürken diğer yandan istihdamımızı korumayı ve arttırmayı hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin yatırım ve üretimle büyüyen, istihdam ve ihracatla güçlenen bir ülke olması yolunda çalışmalarını sürdürdüklerini, büyüme stratejilerini bu doğrultuda kurguladıklarını dile getiren Yılmaz, Türkiye'nin beşeri sermayesini en önemli zenginliklerinden biri olarak gördüklerini ve genç, dinamik, yetenekli nüfusu her alanda destekleme kararlılığında olduklarını kaydetti.
- "Çok daha istihdam edilebilir becerilere, niteliklere sahip olsunlar istiyoruz"
Yılmaz, yeşil ve dijital dönüşümün, iş gücü piyasasında köklü değişikliklere yol açtığını ve çalışanların sürekli yeni beceriler kazanmalarını zorunlu kıldığını belirterek, küresel dönüşümlere kayıtsız kalmadıklarını, yenilikçi çalışma modellerinin yaygınlaştığını gözlemlediklerini ve bu çerçevede istihdama ilişkin politikalarını şekillendirirken geleceğin oluşturduğu şartları da dikkate aldıklarını anlattı.
Otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojilerin artan kullanımı nedeniyle bazı iş kollarının dönüşüme uğradığını, hatta ortadan kalktığını belirten Yılmaz, aynı zamanda yeni iş imkanlarının da doğduğunu, istihdamda arz ve talep dengesini sağlama konusunda mesleki eğitim başta olmak üzere birçok alanda politika geliştirdiklerini ve bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde mesleki eğitim çerçevesini yeniden tasarladıklarını belirtti.
Eğitim sistemi ile iş gücü piyasaları arasındaki örtüşmeyi artıracak şekilde düzenleme hedefinde olduklarını ifade eden Yılmaz, "Gençlerimiz, çocuklarımız aldıkları eğitimle işgücü piyasasına geldikleri zaman çok daha istihdam edilebilir becerilere, niteliklere sahip olsunlar istiyoruz." diye konuştu.
- "Program ile çalışma hayatında vatandaşlarımıza yeni fırsatlar sunulacak"
Yılmaz, eğitim sisteminin yanı sıra İŞKUR'un düzenlediği kısa süreli eğitimler ve sonuç odaklı kurslarla, iş gücünün niteliğini artırmayı ve milyonlarca kişiyi iş ya da işletme sahibi yapmayı hedeflediklerini ifade etti.
Sadece çalışma değil, girişimcilik yoluyla hem kendi istihdamını sağlayan hem de başkaları için istihdam oluşturan politikaları takip ettiklerini dile getiren Yılmaz, İŞKUR'un kapsamlı çalışmalarına yeni bir program eklediğini ve İş gücü Uyum Programı'yla vatandaşlara farklı mesleklerin, beceri ve girişimciliğin kapılarını açarken, kariyerlerine atacakları ilk adımlara da destek olmayı hedeflediklerini belirtti. Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:
"İş gücü Uyum Programı, iş gücü piyasasından uzak kalmış vatandaşlarımız, özellikle kadınlar ve gençler için yine engelli vatandaşlarımız için önemli fırsatlar sunuyor. Bunlar bizim için öncelikli gruplar, bunlara yönelik sağlayacağımız katkı iş gücü piyasalarımız açısından çok daha kıymetli sosyal politikalarımız açısından da çok önemli. Bu programın merkezinde iş hayatına katılım sağlayamamış ancak potansiyeli olan vatandaşlarımızı iş dünyasına entegre etmek var.
Program ile çalışma hayatında vatandaşlarımıza yeni fırsatlar sunulacak eğitimler almaları ve aynı zamanda uygulamalı birtakım tecrübeler kazanmaları sağlanmış olacak. Eğitim konuları finansal okuryazarlıktan etkili iletişime, iş sağlığı ve güvenliğinden kariyer yönetimine geniş bir yelpazede kişisel gelişim imkanı sunmuş olacak. Çalışma alanlarına baktığımızda ise geri dönüşüm ve atık yönetimi, engelli, yaşlı, hasta ve çocuk bakımı, doğal yaşam alanlarının restorasyonu ve ağaçlandırma, tarımsal üretim ve hayvancılık gibi alanlar bulunmaktadır."
Yılmaz, İş gücü Uyum Programı kapsamında çalışma hayatına adım atan vatandaşların yarı zamanlı çalışma hakkına sahip olacaklarını belirten Yılmaz, "Böylece program kapsamında bir taraftan kamu kurumunda, iş hayatında tecrübe edinirken aynı zamanda eğer isterlerse başka bir işte çalışma imkanına da sahip olmuş olacaklar." dedi. Böylece işgücü piyasasının çok daha etkili bir şekilde hem kamunun ihtiyaçlarına hem de özel sektörün ihtiyaçlarına cevap vermesinin mümkün olabileceğini ifade eden Yılmaz, "Programın ilk dört haftası 5 gün, geri kalanında haftada 3 gün çalışarak 140 fiili gün sürmesi planlanıyor." bilgisini verdi.
Katılımcılara günlük net asgari ücret ödeneceğini ve kısa vadeli sigorta primlerinin yüzde 5,5 prim oranıyla sağlanacağını bildiren Yılmaz, öğrencilerin, özellikle üniversitelerde okuyan öğrencilerin de bu programdan faydalanmalarının önünü açtıklarını, bu yenilik sayesinde hem eğitimlerine devam edebileceklerini hem de çalışma hayatında tecrübe kazanarak harçlıklarını çıkarabileceklerini söyledi.
- "Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz"
Yılmaz, bu programın eylülde açıklanacak 2025-2027 dönemini kapsayan OVP'nin hedefleriyle de uyumlu olduğunu belirterek, "12. Kalkınma Planımız ve Orta Vadeli Program doğrultusunda güçlü ve sürdürülebilir bir iş gücü piyasası oluşturmak, istihdamı arttırmak ve iş gücümüzü daha nitelikli hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Temel hedefimiz daha çok ve daha kaliteli istihdam imkanlarını toplumumuzun tüm kesimlerine sunmak olacaktır." diye konuştu.
İş gücü uyum programının işsizlikle mücadelede önemli bir araç olarak öne çıkacağını, ekonomik ve sosyal gelişime katkı sağlayacağına inandığını dile getiren Yılmaz, enflasyonla mücadele ederken tek haneli işsizlik oranlarıyla devam edilmesinin ve istihdam ile işgücüne katılımın ciddi oranda artıyor olmasının sevindirici olduğunu, enflasyonla mücadelede daha iyi noktalara ulaşıldığında, büyüme ve istihdamın sürdürülebilir bir zeminde artmaya devam edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları kaydetti:
"En son yüzde 61 küsur bir enflasyonumuz oluştu, biliyorsunuz yıllık enflasyon. Gelecek aydan itibaren burada ciddi bir gerileme bekliyoruz. Hem program etkisiyle hem de baz etkisiyle yüzde 50'lere yakın gelecek ay, yıllık enflasyon bekliyoruz. Bir sonraki ayda inşallah 40'lı rakamları göreceğiz yıllık bazda. Bu da enflasyonla mücadelemizin başarıyla devam ettiğini gösteriyor. Bu kolay bir mücadele değil. Uzun soluklu bir mücadele. Ama bu mücadeleyi başarmaya kararlıyız. Hatırlarsanız 2013 yılında enflasyonu yüzde 6'lar civarına düşürmüştük. Bunu başarmıştık. Yine inşallah enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz. 2026'da bunu başaracağımıza inanıyoruz. Önümüzdeki yıl yüzde 20'nin altına, 2026'da ise tek haneli rakamlara ulaşmak temel perspektifimizi oluşturuyor. İşte bu süreçte bir taraftan bunu sağlarken bir taraftan da büyüme ve istihdamı sürdürülebilir bir zeminde devam ettirmemiz çok çok kıymetli."
Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine ve her bir vatandaşın refah seviyesinin artmasına katkı sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yeni politikalar ve projeler geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, ekonomi yönetiminde iyi bir takım ruhu içinde çalıştıklarını, Ekonomik Koordinasyon Kurulu, YOİKK ve diğer platformlarda tüm bakanlıklarla birlikte çalıştıklarını, toplumun bütün kesimleriyle sürekli iletişim içinde politikalarını şekillendirmeye ve uygulamaya devam edeceklerini vurguladı.