Yılmaz, Türk ve Çinli şirketler arasındaki Giga Enerji Depolama Tesisi Anlaşması İmza Töreni'ne katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, Harbin Electric (HEI) ve Kontrolmatik firmaları tarafından hayata geçirilen işbirliğini, büyük bir mutlulukla karşıladıklarını belirterek, projenin hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde, Türkiye'nin, küresel piyasalarda rekabet gücünü artırdığını ve kritik teknolojilerin üretimi noktasında gelişme kaydettiğini ifade eden Yılmaz, "Bağımsız enerji, güçlü Türkiye" diyerek yerli kaynaklara dayalı bir enerji ekosistemi oluşturduklarını söyledi.
- "Temiz enerji dönüşümünün öncü ülkelerinden biri haline gelmiş durumdayız"
Yılmaz, 2002 yılında 32 bin megavat seviyelerinde olan elektrik kurulu gücünü, 107 bin megavatın üzerine çıkardıklarını aktararak, halihazırda kurulu gücün yerlilik oranının yüzde 66, yenilenebilir enerjinin payının ise yüzde 55 seviyelerinde olduğunu kaydetti.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu gücün içindeki payının 2010'da yüzde 3 iken, 2022 yılında yüzde 22'ye kadar yükseldiğini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Yenilenebilir enerji kaynak destek mekanizması ve yenilenebilir kaynak alanlarıyla, ülkemizin toplam enerji kurulu gücünü ve üretimini hızla arttırırken temiz enerji dönüşümünün öncü ülkelerinden biri haline gelmiş durumdayız. Bu kapsamda ülkemiz Avrupa'da jeotermal enerji kurulu gücünde birinci, hidroelektrik kurulu gücünde ikinci, rüzgarda yedinci, güneş enerjisi kurulu gücünde ise sekizinci sıradadır. Önümüzdeki dönemde yıllık ortalama 3 bin 500 megavat güneş, 1500 megavat da rüzgar enerjisi santralinin devreye alınması planlanıyor. Toplam 5 bin megavat deniz üstü rüzgar enerjisi kurulu gücünü enerji portföyümüze katmayı da planlıyoruz. Yerli ve yenilenebilir enerjiyi güçlendirerek cari açığa katkı sağlama konusunda da çalışıyoruz."
Yılmaz, Türkiye'nin temel problemlerinden biri olan cari açıkta enerji ithalatının önemli bir rolü olduğuna işaret ederek, "Bir taraftan kendi doğal gazımızı, petrolümüzü arttırırken, nükleer enerjiye yatırım yaparken diğer taraftan yenilenebilir enerji kaynaklarımızı harekete geçirerek ve enerji verimliliğini arttırarak, enerjide dışa bağımlılığımızı en alt düzeylere çekme gayreti içindeyiz." diye konuştu.
Aynı zamanda bölgesel ve küresel enerji güvenliğine katkıda bulunmayı ve enerjide bölgesel bir ticaret merkezi olmayı hedeflediklerini anlatan Yılmaz, jeopolitik gelişmelerin, özellikle Avrupa'nın enerji arz güvenliğinde Türkiye'nin rolünü bir kez daha ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Yılmaz, Türkiye'nin sadece kendi enerji ihtiyacını karşılamanın ötesinde bir bölgesel hub ve ticaret merkezi olarak geniş bir coğrafyanın enerji arz güvenliği konusunda önemli bir rol oynayacak konumda olduğunu söyledi.
- "Daha fazla Çin'den doğrudan yatırımı Türkiye'de görmek istiyoruz"
2003'ten bu yana 261,3 milyar dolarlık uluslararası yatırımı Türkiye'ye çektiklerini ifade eden Yılmaz, ilerleyen dönemde bu alanda güçlü politikalarla yollarına devam edeceklerini, bir yandan da 2053'te karbon nötr ekonomiye ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Yılmaz, Türkiye'nin bu anlamda çok önemli yatırımların yapılacağı bir ülke konumunda olduğuna işaret ederek, Çin ile 50 milyar doları aşan bir ticaret hacmine ulaştıklarını ancak burada sürdürebilir olmayan dengesiz bir yapının bulunduğunu anlattı.
Türkiye'den Çin'e değişik sektörlerde ihracatın artması ve bu konuda işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ticaretteki dengesizlikleri telafi edici bir anlayış içinde, turizm ve doğrudan yatırımların desteklenmesi gerekiyor. Daha fazla Çinli turisti Türkiye'de görmek istiyoruz, daha fazla Çin'den doğrudan yatırımı Türkiye'de görmek istiyoruz. Bunları yaptığımız zaman ticarette dengeleyici bir rol oynayacaktır diye inanıyorum. Bu konularda Çin Halk Cumhuriyeti'yle Türkiye Cumhuriyeti olarak daha fazla işbirliği yapmamız lazım. O anlamda bu proje güzel bir işaret fişeği diye düşünüyorum. Olumlu bir gelişme ama yetmez, daha fazla Çinli doğrudan yatırımcıyı Türkiye'ye bekliyoruz. Türkiye çok önemli bir lokasyona sahip, çok geniş bir pazara erişme imkanı olan bir ülke, genç dinamik bir nüfusu var, girişimci kültürü var. Çinli yatırımcıların Türkiye'ye yatırım yapmasıyla hem kendileri kazanacaktır hem de Türkiye kazanacaktır."
Yılmaz, 2002-2022 döneminde, Çin'in diğer ülkelere yıllık 100 milyar dolar civarında doğrudan yatırımlar gerçekleştirdiğini, Türkiye'nin buradan aldığı payın ise binde 2'nin altında olduğunu aktararak, bu payın hedef olarak ilk aşamada mutlaka yüzde 1'in üstüne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
- "Avrupa'nın en büyük enerji depolama tesisi bu vesileyle hayata geçmiş olacak"
Bugün imzası atılan projenin, Türkiye'nin en büyük şebeke ölçekli enerji depolama projesi olduğunu, 1 gigawatt/saat depolama kapasitesine sahip olacağını anlatan Yılmaz, bunun çok önemli bir kapasite olduğunu ve bu depolama tesisiyle yıllık 875 milyon kilowatt/saat elektrik üretimine sahip rüzgar santralinin de hayata geçirilmiş olacağını kaydetti.
Yılmaz, toplam 600 milyon dolarlık bir yatırımın söz konusu olduğunu, bunun 375 milyon dolarının ilk faz olarak sözleşmesinin imzalanabilir aşamaya geldiğini anlattı. Buna göre Harbin Electric'in 300 milyon dolar tutarında finans sağlayacağını belirten Yılmaz, Progresiva şirketinin de öz sermayesiyle bu yatırımın gerçekleştirileceğini bildirdi.
"Bu projeyle milli imkanlarımız geliştirilecek, batarya teknolojilerinde Türkiye yeni bir safhaya geçmiş olacak ve Avrupa'nın en büyük enerji depolama tesisi bu vesileyle hayata geçmiş olacak." diyen Yılmaz, bu projeye emek harcayan iki firmanın yetkililerine teşekkür etti, buna benzer yeni işbirliklerini görme temennisinde bulundu.
Konuşmaların ardından, Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan ve HEI Baş Temilcisi Pan Sheng, Progresiva Enerji Yatırımları Ticaret AŞ ile Harbin Electric arasındaki 1000 MWh Elektrik Depolama ve 250 MW Rüzgar Santrali Projesi'ne imza attı.
Programa Çin'in Ankara Büyükelçisi Liu Şaobin de katıldı.