Yılmaz, Amasya Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Festivali kapsamında geldiği kentte beraberinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Amasya Milletvekili Haluk İpek, CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi, Tugay Komutanı Tuğgeneral Kemal Çakıroğlu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya'ya gelişinde karşılandığı Cülüs Tepe'den başlayan "Atatürk ve Bayrağa Saygı" yürüyüşüne katılarak Yavuz Selim Meydanı'na yürüdü.
Yılmaz, Amasya Tamimi'nin yıl dönümü dolayısıyla burada düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya'ya gelişi ve Cumhuriyet'in "doğum belgesi" Amasya Tamimi'nin yayımlanmasının 105'inci yıl dönümünü yürekten kutladığını söyledi.
Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve gazileri rahmetle minnetle yad ettiğini belirten Yılmaz, "Sizlere ve Milli Mücadele'nin sembol şehri Amasya'ya, Cumhurbaşkan'ımız Recep Tayyip Erdoğan'ın en kalbi selamlarını, kutlamalarını iletiyorum. Kadim şehir, alimler ve şehzadeler şehri Amasya, tarihimizde müstesna bir yere sahiptir." dedi.
Amasya'nın Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurtuluş yolunda, milletin kaderine yön veren şehir olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Mondros Ateşkes Antlaşması, ateşi kesmek bir yana, Anadolu'nun kalbine ateşten bir hançer saplama girişimine zemin hazırlamıştı. Hal böyleyken, 9'uncu Ordu Müfettişi olarak Samsun'a atama emri yayımlanan Mustafa Kemal Paşa, beraberindeki kurmay heyetiyle 16 Mayıs'ta İstanbul'dan yola çıkmış, 19 Mayıs sabahında Samsun'a ulaşmıştır. Diğer yandan, bu gelişmelerden birkaç gün önce İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmeye başlanmıştı. Milletimizin yaşanan tüm bu acılara, imkansızlıklara rağmen pes etmediğini ve karşısına çıkarılan emperyalist dayatmaları, sömürgecileri, işgalcileri elinin tersiyle ittiğini gördüğümüz zamanlardır. İşgallere karşı Anadolu'da Kuvayımilliye hareketi başlamış, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde destansı bir mücadele ortaya konmuştur. Samsun’a ulaştıktan sonra yeniden dirilişi perçinleyecek telgraflar kaleme alan Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs'ta Havza'ya, ardından 12 Haziran'da Amasya'ya geçti. İşte Milli Mücadele'nin fitili 105 yıl önce bugün burada ateşlenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele hareketini halka mal ettiği yer Amasya, bunun karar metni ise Amasya Tamimi'dir."
Yılmaz, Amasya Tamimi'nin ulusal kurtuluşa, TBMM'nin kurulmasına ve Cumhuriyet'in ilanına giden yolun başlangıç noktası olduğunu vurgulayarak, "Milli iradeyle çıkılan bu yol, aynı zamanda demokrasimizin de köklü bir temele sahip olduğunu, Cumhuriyet'in demokrasiyle taçlanmasının tesadüf olmadığını da göstermektedir." diye konuştu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Amasya'da istiklal inancıyla karşılayarak dirilişi muştulayan tüm Amasya halkını, "Amasya emrinizdedir" diyen Amasya Müftüsü Hacı Hafız Tevfik Efendi'yi ve tüm kahramanları rahmetle, minnetle yad ettiklerini söyleyen Yılmaz, "Amasya'nın ve Amasyalıların bu onur nişanesini daima göğüslerinde gönüllerinde taşıyacaklarına inanıyorum. 105 yıl önce burada harekete geçen o milli ruh, bugün de canlılığını korumakta ve istiklale yürüyen o yürekler bugün gençler başta olmak üzere milletimizin gönlünde çarpmaktadır." ifadelerini kullandı.
- "Ülkemizi çok daha müreffeh ve her alanda bağımsız hale getirmek için çalışıyoruz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Büyük ve güçlü Türkiye yolunda önümüze çıkarılan engelleri, Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Milli Mücadele'deki o şuurla aşmaya devam ediyoruz. Emperyalist saldıralar sadece geçmişte yaşanmadı maalesef bugün de Gazze'den Afrika'ya, Asya'ya, dünyanın birçok bölgesinde emperyalist güçlerin kurdukları oyunları, sergiledikleri tutumları hep birlikte görüyoruz. Tarihimizden aldığımız şuurla, öz güvenle nasıl geçmişte bu emperyalist oyunları bozduysak bugün de yarın da bozmaya devam edeceğiz. Ülkemizi çok daha güçlü, müreffeh ve her alanda bağımsız hale getirmek için çalışıyoruz. Ortak değerimiz olan ve bugün asırlık bir çınara dönüşmüş bulunan Cumhuriyet'imizin birikimleri üzerinde yeni bir yüzyıla hep birlikte yürüyoruz. Türkiye Yüzyılı olarak sembolleştirdiğimiz yeni dönemde hedefimiz, her alanda daha gelişmiş, güçlü ve müreffeh bir Türkiye'dir. Merkez ülke Türkiye etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmektir. İman varsa, irade varsa, Allah'ın izniyle imkan da vardır. Biz her zaman buna inanıyoruz. Ecdadımızın onca imkansızlıklar içinde kurtardığı bu aziz vatanı 21. yüzyılın parlayan yıldızı olarak yükseltmek boynumuzun borcudur."
Yılmaz, bu inançla bir yandan büyük kalkınma hamleleri gerçekleştirdiklerini diğer yandan hak, hukuk, adalet ve özgürlük alanlarında milletin daha yüksek demokratik standartlarla buluşmasını hedefleyen reformlar yaptıklarını dile getirerek, "Mazlum Filistin halkı başta olmak üzere tüm mazlum milletlere de sahip çıkıyoruz. Gücümüzü artırdıkça dünyada daha adil bir ortamın oluşmasına da daha büyük güç vereceğimizi buradan ifade etmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin sınırlarını kuşatmak için kurulan terör senaryolarını Kurtuluş Savaşı'ndaki o kararlılıkla yırtıp attıklarını aktaran Yılmaz, "Ülkemize yönelik çifte standartları ve hakkaniyetsiz yaptırım tehditlerini de Milli Mücadele ruhuyla yıktık. Böylece ülkemiz, potansiyelini en üst düzeyde kullanabilen bir seviyeye gelmiştir. Savunma sanayinde sağladığımız ilerlemelerden milli enerji hamlelerimize her gün daha ileriye gidiyor, mücadelenin bitmediğini bitmeyeceğini gösteriyoruz. Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatanımız için ödediğimiz bedelleri de unutmuş değiliz. Bu vatanı kolay kazanmadık, bu vatanın kıymetini hep birlikte bilmek zorundayız." vurgusu yaptı.
Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının İstiklal Harbi'ni yürütürken manda-himaye peşinde koşanların da olduğunu, milletin bunları da hatırladığını söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Tarih, kaynağını milletin yerli-milli dinamiklerinden almayanların sönüp gitmeye mahkum olduğunu göstermektedir. Safını milletten yana tutmayanlar, farklı odakların diliyle konuşanlar, sırtını hasım mahfillerine dayayanlar bugün de geçmişte olduğu gibi kaybedecektir. Biz, aziz milletimizin aklına, vicdanına ve ferasetine güveniyoruz. Milli iradeye yönelik her türlü vesayete ve vesayet odağına karşı milletimizin azim ve kararlılığını en güçlü dayanak olarak görüyoruz. Türkiye'yi büyütmeye, kalkındırmaya, milli iradeyi tahkim etmeye ve demokrasimizi daha ileriye taşımaya hep birlikte devam edeceğiz."