Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi ve 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında milletvekillerinin soruları ve eleştirilerini yanıtladı.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun iktidarı eleştiren sözlerine yanıt veren Fuat Oktay, "(Bütçe görüşmelerine iktidarın yalanlarıyla başladık) diyen sayın vekile sözlerini iade ederek konuşmama başlamak istiyorum. Yine 'insan kaçırma' diye ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti devletinde insan kaçırma diye bir şey yoktur. İnsan kaçırmanın ne olduğunu görmek istiyorsan aynaya bak. İnsan kaçırmanın ne olduğunu görmek istiyorsan Diyarbakır annelerine bak. Bunu en iyi siz bilirsiniz. İnsan kaçırmanın ne olduğunu görmek istiyorsan git dağlara bak, kaçırılan kızlara bak, çocuklara bak, kadınlara bak, yetişkinlere bak." diye konuştu.
Oktay, 2021 bütçesinin amacını ve neyi ifade ettiğini bütçe sunuş konuşmasında açıkladığını anımsatarak, eleştiri ve sorular üzerine bu hususa bir kez daha değinip, genel bir değerlendirme yapmak istediğini söyledi.
2021 bütçesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa'dan aldığı yetkiyle, hizmet odaklı şekilde hazırlattığını, AK Parti hükümetlerinin Meclis'e sunulan 19'uncu bütçesi olduğunu hatırlatan Fuat Oktay, "Bütçemiz, yeni ekonomi programları hedefleriyle uyumlu olarak hem yatırımların artırılmasını hem de enflasyon ve cari açığın azaltılmasını amaçlayan, ayrıca Kovid-19 salgınıyla mücadelemizi destekleyecek nitelikte işlevsel bir bütçedir. 19 yıllık bir birikimin, emeği ve milletimizi, vatandaşlarımızı merkeze alan bir bütçedir." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bu bütçede 2002 yılı öncesi bütçelerinde olmayan ama 2003'ten itibaren her yıl büyüyen ve artan, yetimin, garip gurabanın hakkı, insanlara devletin uzanan eli, onların darda kaldığı yerde kapılarını çalan şefkatli yardımı olduğunu anlatarak, "Bu bütçede vatandaşlarımızın evine kadar ulaştırılan yardımlar, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaşan ayni ve nakdi yardımlar vardır. Bu bütçede ihtiyaç olduğunda gidebildiği, ulaşabildiği hastanenin, sağlık ocağının parası vardır, ulaşabildiği, alabildiği ilacın parası vardır. Bu bütçede pandemi sırasında güvendiği, erişebildiği ve varlığından dolayı gurur duyduğu salgın hastanelerinin parası vardır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu bütçede devletin sağladığı destekler vardır"
Bütçede okul paralarının, üniversite öğrencilerinin ödemediği harçların, memurun, işçinin alın terinin karşılığının bulunduğunu dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bütçede salgın sırasında işçinin elinden tutan devletin sağladığı destekler vardır. Bu bütçede iç ve dış düşmanlara korku salan ve gücüne güç katan etkin ve etkili savunma ve güvenlik sağlayan askerimizin, polisimizin, korucumuzun emeği ve alın teri vardır. Birileri onları yok etmeye, birileri onları öldürmeye çalışsa bile. Sonuna kadar yanında olacağız, sonuna kadar da bu bütçeyi ayıracağız. Bu bütçede güçlenen savunma kabiliyetimizin karşılığı vardır. Bölgesinde ve dünyada güçlü Türkiye'nin göstergesi olan yerli ve milli savunma teknolojilerimizin izleri vardır. Üzerlerine titrediğimiz engelli evlatlarımızı evlerinden alıp eğiten, bakan ve onları evlerine bırakan devlet ana anlayışımızın tecellisi olan bir bütçe vardır. Bu bütçe büyüyen, kalkınan Türkiye'ye harç olan, taş üstüne taş koyan, inşa eden, dağları tünellerle delen, mübarek topraklarımızın üzerini raylarla, yollarla döşeyen, çiftçimizin tarlasına, toprağına su götüren, taşkınlardan koruyan, şehirlerine içme suyu götüren, bir afet olduğunda da anında yanında olan bir bütçedir. 2021 bütçesi, Kovid-19 salgınının tüm dünyayı dize getirdiği bir süreçte, hastalarını teşhis ve tedaviden aciz hatta yol kenarlarında sedyelerde ölüme terk eden, bırakın vatandaşlarını sağlık personeline dahi koruyucu temininde zorlanan sözde gelişmiş ülkelerin yanında her şartta ve güçlü ve her duruma hazırlıklı olan Türkiye'nin bütçesidir. Tarımda bereketin, çalışma hayatında adaletin, ticarette ve ihracatta yeni rekorların bütçesidir, bütçesi olacaktır."
Fuat Oktay, bütçenin, yenilikçilik, Ar-Ge ve dijital dönüşümü daha da güçlendireceğini, tüm vatandaşların ortak hayallerini, hedeflerini ve beklentilerini kuşatacak yapıda şekillendiğini bildirdi.
Bütçe hazırlık çalışmalarının önceki yıllarda olduğu gibi yine çok önceden başlatıldığını belirten Oktay, titizlikle yürütülen bütçe hazırlıkları sonucunda 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin, ekleriyle birlikte anayasal süresi içinde 17 Ekim'de yüce Meclis'e sunulduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2021 yılı itibarıyla performans esaslı program bütçe uygulamasına geçileceğini, program bütçenin bir çok ülkenin uyguladığı en ileri düzey bütçeleme sistemi olduğunu anlattı.
Amerika, Avustralya, Kanada, Hollanda, Fransa, İsveç, Avusturya, Rusya ve bir çok OECD ülkesinin program bütçeleme yaklaşımını benimsediğini dile getiren Oktay, program bütçenin, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği artırmayı amaçlayan bir bütçeleme sistemi olduğunu söyledi.
Bu amaçlara ulaşmak için ülkenin ihtiyaçları kapsamında 68 programdan oluşan bütçeyi hazırlayarak Meclis'e sunduklarını belirten Fuat Oktay, "Program bütçe kapsamında analitik bütçe sınıflandırılması da kullanılmaya devam edilecek olup, bu sınıflandırmadan elde edilen kazanımlar program bütçede korunmaya devam edilecektir. Ayrıca mevcut bütçe sisteminde uygulanan analitik bütçe sınıflandırmasının ürettiği bütün mali istatistikler yayınlanacaktır." şeklinde konuştu.
Oktay, bütçe usülünde değişiklik yapılmasının hemen ardından bütçenin 1 günde nasıl hazırlandığına yönelik soruya karşılık, bütçe çalışmalarının çok öncesinden başladığını belirterek, "Meclisin söz konusu yasa üzerine çalıştığı bilgimiz olduğu için de bütçe çalışmalarımız yine çok önceden başladığı için her ihtimale karşı biz alternatifli olarak hazırladık." diye konuştu.
Kamu maliyesi alanında yıllardır sergiledikleri ihtiyatlı duruş ve mali disiplinin Türkiye ekonomisi için en önemli kazanımlardan olduğunu vurgulayan Oktay, Türkiye'nin dış şoklara karşı daha dirençli hale geldiğini kaydetti.
Oktay, 2011-2018 döneminde bütçe açığının milli gelire oranını istikrarlı biçimde yüzde 2'nin altında tutarak mali disiplin açısından ne kadar kararlı olduklarını gösterdiklerini dile getirerek, son dönemde küresel piyasalardaki ekonomik ve siyasi belirsizliklerle jeopolitik gelişmelerin ekonomik aktiviteler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu aktardı. Oktay, şunları söyledi:
"Ülkemizde uzun yıllardır kararlılıkla riayet edilen mali disiplin ve elde edilen kazanımlar sayesinde maliye politikası etkin bir araç olarak kullanılmış, ekonomide görülecek ciddi zararların önüne geçilmiştir. Ülkemiz Kovid-19 salgını kaynaklı belirsizlik ortamına Maastricht kriterlerine uygun bir bütçe açığı seviyesiyle girmiştir. Ancak 2020 yılı mart ayı sonrasında salgının etkilerine karşı verilen mücadelede gelir ve gider yönlü maliye politikası adımları atılmasını gerekli kılmıştır. Diğer yandan son yıllarda özel sektör yatırımlarının düşük seyri karşısında kamu yatırımlarını içeren sermaye giderleri kalemi bütçe giderlerindeki artışta önemli rol oynamıştır. Bununla birlikte Kovid-19 salgınıyla mücadelede alınan ekonomik tedbirler ilave finansman ihtiyacı doğurmuştur."
Oktay, 2020 yılındaki borçlanma limitinin arttırımı hakkındaki eleştiriye ilişkin şöyle konuştu:
"Söz konusu limit artışı, Kovid-19 salgınının sosyal ve ekonomik etkilerinin azaltılması, 2021-2023 yeni ekonomi programında yer alan 2020 yılında yatırım, istihdam ve büyümeyi desteklemek için geçici olarak alınan ekonomik tedbirleri de içeren bütçe büyüklükleri ve bütçe dengesi çerçevesinde oluşan ilave finansman ihtiyacının karşılanması ve ileride yine salgın sebebiyle yaşanabilecek muhtelif risklerin bertaraf edilebilmesi için hazine nakit rezerv düzeyinin yüksek tutulması amacıyla yapılmıştır."
"Borçluluğun artması Türkiye'ye has değil"
Bütçe açıkları borçluluğun artmasının Türkiye'ye has bir durum olmadığını belirten Oktay, salgın kaynaklı son gelişmeler çerçevesinde, dünya genelinde tüm ülkelerde bütçe açıkları ve borçluluğun arttığını söyledi.
Oktay, Uluslararası Para Fonu tahminlerine göre avro bölgesinde milli gelire oran cinsinden bütçe açığı ve kamu borcunun 2020 yılında bir önceki yıla göre 9,7 ve 17,5 puan artmasının öngörüldüğünü ifade ederek, "Aynı dönemde Türkiye'nin bütçe açığı ve kamu borcu oranlarındaki artışın ise avro bölgesine kıyasla sırasıyla 2 ve 8,6 puan gibi son derece sınırlı bir seviyede olması beklenmektedir." dedi.
"Türkiye bütçe açığını çok fazla artırmadan ekonomiyi desteklemeyi başarmıştır." değerlendirmesinde bulunan Oktay, Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında destekler ve yardımlar toplamının 39 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sosyal yardım alan 6,3 milyon haneye 6,3 milyar TL ödeme yapılmıştır. İşsizlik Sigortası Fonu da istihdam piyasası tarafından kamu maliyesine yönelebilecek yüklerin hafifletilmesini sağlamıştır. Türkiye diğer ülkelerden farklı olarak düşük hane halkı borçluluğu ve güçlü bankacılık sektörü sayesinde kredi kanallarını da etkin kullanabilmiştir. Türkiye'de hane halkı borçluluğu yüzde 16 ile gelişmekte olan ülke ortalaması yüzde 42'nin oldukça altındadır. Bu avantaj sayesinde vatandaşlarımıza 47,5 milyar TL düşük faizli kredi imkanı sağlanabilmiştir. Maliye politikası, ekonomide toparlanmanın sağlanmasının ardından yeniden eski patikasına geri dönecek, böylece bütçe açığı oranı 2021 yılından itibaren azalarak 2023 yılında yüzde 3,5 seviyesine gerileyecektir. Ayrıca, 2021-2023 döneminde kamu borç stokunun yatay seyretmesi sağlanacaktır."
Bazı milletvekillerinin "vatandaşa yönelik hiçbir şey yok" yönünde haksız eleştiriler yönelttiklerini belirten Oktay, "AK Parti Hükümetlerinin 19. bütçesi olan 2021 yılı bütçesini vatandaş odaklı bir icraat bütçesi olarak hazırladık. Her zaman olduğu gibi." dedi.
Bütçede temel önceliklerinin, toplanan gelirlerin vatandaşa hizmeti esas alan bir anlayışla kullanılması olduğuna değinen Oktay, "Bu yaklaşımla, 2002 yılında 1,6 milyar lira olarak gerçekleşen sosyal nitelikli harcamaların büyüklüğünü 2021 yılında 81,2 milyar TL'ye çıkardık. 2021 yılında bu amaçla ayrılan kaynağı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 17 oranında artırdık. 2021 yılı bütçesi sosyal içermeyi artırmanın, yoksulluğu azaltmanın bütçesidir." ifadelerini kullandı.
Oktay, ödeme gücü olmayanların prim giderleri için 16 milyar, sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 2,1 milyar, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna gelirden ayrılan pay için 10,9 milyar, kömür yardımı için 1,5 milyar lira kaynak ayrıldığını kaydetti.
"2021 yılı bütçesi dezavantajlı tüm kesimlere destek olma bütçesidir." diyen Oktay, bütçenin herkese eşit ve kaliteli eğitim imkanının sunulması anlayışının hakim olduğu bir bütçe olduğunu da belirtti.
Oktay, 2021'de çiftçiler için 42,4 milyar lira ayırdıklarını da belirterek, bu kapsamda tarımsal destek programları için 22 milyar, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 12,1 milyar, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal kitlerin finansmanı ve ihracat destekleri için 8,3 milyar lira kaynak ayrıldığını ifade etti.
Reel kesim destekleri için 50,6 milyar lira
Reel sektör desteklerine 2021 yılında da devam ederek özel sektörle birlikte büyüme stratejisini sürdüreceklerini anlatan Oktay, reel kesim destekleri için bütçeden 50,6 milyar lira kaynak ayırdıklarını dile getirdi.
Oktay, bütçeden İstihdam Programına ise 35,5 milyar lira doğrudan kaynak ayırdıklarına dikkat çekerek, "Bu çerçevede üretim ve istihdamın desteklenmesi amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken 27,7 milyar lira tutarındaki işveren primini bütçemizden karşılıyoruz." diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca yatırımı ve istihdamı artırmaya yönelik 2 milyar lira teşvik vereceklerini bildiren Oktay, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yatırımcıları desteklemeye yönelik 2021 yılı bütçesinde 5,5 milyar lira kaynak ayırıldığını dile getirdi.
Artan yatırım bütçesiyle üretim, istihdam ve ülke refahını artırıcı projelere öncelik verdiklerini vurgulayan Oktay, "2021 yılı bütçesi 18 yıldır olduğu gibi, 19. yılda da milletimize hizmeti şiar edinen kimseyi geride bırakmama anlayışının vücut bulduğu bir bütçedir." dedi.
Genel makroekonomik görünüme ilişkin olarak bütün sınamalar karşısında ekonominin direncinin artarak devam ettiğini belirten Oktay, olumsuzluklara rağmen ekonominin sağlam temeller üzerinde büyütülmeye devam edildiğini kaydetti.
Son göstergelerin, ekonominin birçok OECD ve AB ülkesine kıyasla daha yüksek performans sergilediğini ve salgından daha az etkilendiğini teyit ettiğini söyleyen Oktay, "Türkiye ekonomisi salgının tüm etkilerine rağmen bir taraftan orta ve uzun vadeli yapısal dönüşüm politikalarını uygulamaya koyarken diğer taraftan ekonomideki çarkların işlemesi için alınan hızlı, yerinde ve etkili kararlarla işletmelerin işlerliğinin sürdürülmesi ve çalışanlarımızın istihdamda kalmasını sağlamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin ikinci çeyrekte çoğu OECD üyesi ve gelişmekte olan ülkelerden daha iyi performans gösterdiğini dile getiren Oktay, şöyle konuştu:
"Hindistan 23,9, Birleşik Krallık yüzde 21,7, İspanya yüzde 21,5, Arjantin yüzde 19,1, Fransa yüzde 18,9, Meksika yüzde 18,7, İtalya yüzde 17,7, Güney Afrika yüzde 17,1, Portekiz yüzde 16,3, Kolombiya yüzde 15,7, Yunanistan yüzde 15,2, Belçika yüzde 14,4, Şili yüzde 14,1, Macaristan yüzde 13,6, Avusturya yüzde 12,8, Yeni Zelanda yüzde 12,4, Brezilya yüzde 11,4, Almanya yüzde 11,3, Romanya yüzde 10,5 daralma yaşayarak Türkiye ekonomisinin gösterdiği daralma seviyesinin üzerinde kalmışlardır. Japonya ile birlikte yüzde 9,9 daralan Türkiye, büyüme oranlarında altıncı sırada yer alıyor."
Oktay, Türkiye'nin aynı zamanda dengelenme sürecinde attığı adımlarla da büyümenin finansmanını hafiflettiğini belirterek, bu kapsamda dış ticaret açığının yıl sonu hedefinden sapmamasını öngördüklerini bildirdi.
"İthalatın azaltılmasına yönelik önlemler alıyoruz"
Kovid-19 salgını sürecinde tarihsel ortalamasının üzerinde artan altın ithalatının, eylül ayıyla birlikte normalleşmeye başladığının görüldüğünü ifade eden Oktay, ayrıca altın hariç tutulduğunda ithalatta ciddi bir artış eğiliminin olmadığını gördüklerini anlattı.
Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde ihracata dayalı büyüme modeli uygulandığını anımsatan Oktay, şunları söyledi:
"Bu doğrultuda ihracatımızı yoğun bir şekilde desteklerken aynı zamanda yurt içi üretimi ithalatın olumsuz etkilerine karşı koruyarak ve üretim kapasitesini artırarak ithalatın azaltılmasına yönelik önlemler alıyoruz. Bu önlemler neticesinde Kovid-19'un Türkiye ve dünya ekonomisinde en yoğun hissedildiği ikinci çeyrek sonrasında üçüncü çeyrek altın hariç dış ticaret açığımız yüzde 33,2 oranında azalarak 7,6 milyar dolardan 5,1 milyar dolara gerilemiştir. Altın hariç tutulduğunda ihracatın ithalatı karşılama oranı ise ikinci çeyrekte yüzde 80,5 seviyesinden üçüncü çeyrekte yüzde 89,3 seviyesine yükselmiştir. 2020 dördüncü çeyreğinde de alınan önlemlerin etkileri görülmeye devam edecektir."
"Dış ticaret açığında önemli bir sapma beklemiyoruz"
Oktay, ihracatı destekleyici faaliyetler kapsamında verilecek destekleri 2021'de yüzde 10 artırarak 4,13 milyar lira olarak belirlediklerini, destekleri ileriki dönemlerde de sürdüreceklerini söyleyerek, bu kapsamda iddia edildiği gibi dış ticaret açığında önemli bir sapma beklemediklerini belirtti.
"Türkiye üretmiyor, tüketerek büyüyor." şeklindeki iddiaların tamamıyla mesnetsiz olduğunu vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
"Böyle bir durum gerçek olsaydı ürün tedariği darboğazları ve beraberinde çok yüksek enflasyona şahit olurduk. Oysa ki bütün ülkelerde arz aksamaları yaşanırken, biz salgına yönelik çok erkenden, üretim faaliyetlerini durdurmayacak önlemler aldık ve çarkların dönmesini sağladık. Nakdi desteklerin yanı sıra vergi ve prim borcu ertelemeleri gibi destekler vererek üretimi destekledik. Aynı zamanda vatandaşımızın alım gücüne de katkıda bulunduk. Nitekim yılın ikinci çeyreğinde yaşanan daralmanın ardından, normalleşme süreciyle birlikte talep ve üretimde eş zamanlı bir canlanma kaydettik."
Oktay, 2017-2019 döneminde gerçekleşen yüzde 3,8 oranındaki büyümenin 0,9 puanının yani yaklaşık yüzde 24'ünün toplam faktör verimlilik artışından kaynaklandığını paylaştı.
Büyümenin üretim faktörleri açısından kompozisyonunun, akademik ve analitik çalışmalarla izlendiğini ve mevcut politika dokümanlarının arka plan çalışmalarının önemli bir parçasını oluşturduğunu aktaran Oktay, bu kapsamda sürdürülebilir büyümenin tesisi için 11. Kalkınma Planı'nda yer alan rekabetçi üretim ve verimlilik temasının ön plana çıkarıldığına dikkati çekti.
"Ekonomik toparlanmayı destekleyici politikalara devam edilecek"
"2021 bütçesinin sahip olduğu büyüme vizyonuyla, ekonomimizin hızlı toparlanmasına ve potansiyel büyümesini yakalamasına katkı yapacağına inancımız tamdır." diyen Oktay, bütçenin büyüme modelinin, 11. Kalkınma Planı'yla uyumlu şekilde, sürdürülebilir, teknoloji odaklı ve kapsayıcı bir büyüme olduğunu anlattı.
Bu kapsamda teknoloji yoğunluğu giderek artan yatırımlara ve ihracata dayalı, çevre dostu ve makroekonomik dengelerle uyumlu bir büyümeyle, istihdam ve refah artışının sağlanmasının hedeflendiğini belirten Oktay, Kovid-19 pandemisi sonrası ekonomik toparlanmayı destekleyici ve esnek iş gücü piyasası gelişimini teşvik edici politikaların uygulanmaya devam edileceğini bildirdi.
"2023 vizyonumuzun parçası ve mutlaka ulaşılacak"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı 2023 hedefleri arasında sayılan, dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alma, kişi başına düşen milli geliri yükseltme, istihdamı artırarak işsizlik oranını düşürme, ihracatı artırma ve enflasyonu kalıcı tek haneli rakamlara indirme hedeflerinin, vizyonlarının bir parçası olduğunu ve buna mutlaka ulaşılacağını söyledi.
Yeni Ekonomi Programı'nın gerçekçi bir şekilde hazırlandığını ve Kalkınma Planı'nda yüzde 4,3 olarak tahmin edilen 2019-2023 büyüme ortalamasının yüzde 3,4'e güncellendiğini dile getiren Oktay, "Gecikmeler olsa da hedeflerimize ulaşma noktasında kararlıyız." dedi.
Bazı milletvekillerinin, "tek adam rejimi" eleştirilerine değinen Oktay, "Çalışmalarımızı da kararlarımızı da uygulamalarımızı da kabinede, yürütmede 'tek adam' üzerinden götürmüyoruz. Bizde ekip çalışması, istişare, veriye dayalı karar alma esastır." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kurumsallaşmadan uzaklaşıldığı" eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Oktay, "Özellikle uluslararası camiada ve bölgemizde devam eden bütün olayları da düşündüğünüzde aslında son derece hızlı, esnek, kararlı gidişimiz, doğru kararların alınıyor olması aslında tam da kurumsallaştığımızın ifadesidir." dedi.
"Dünyada en güçlü ordulardan biri TSK"
Oktay, yurt içi ve yurt dışında son derece başarıyla devam eden operasyonlara bakıldığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatıldığını iddia etmenin, söylenecek son söz olduğunu dile getirerek, "Dünyada en güçlü ordulardan biri Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bununla bence övünç, kıvanç duymalıyız." dedi.
Oktay, "Bizim şu veya bu şekilde herhangi bir konuda yargı erkine müdahalemiz asla söz konusu değil, zaten söz konusu olamaz. Sistemde üç erkin birlikte çalıştığına yürekten inanıyoruz." diye konuştu.
Bütçe teklifinde MİT'in envanterine eleştirilere yanıt veren Oktay, şöyle konuştu:
"Sizden saklanılan bir şey değil bu. Uluslararası anlamda faaliyet gösteren bir kurumun uluslararası camiaya açıklanabilecek tüm envanteri ne kadar gerçekçidir. Bunun sıfır olması, sıfır anlamında değil. Bir önceki yıllarda da verilen bir şeydir bu. MİT'in kapasitesi yeterlidir. MİT ülkenin güvenliği açısından her türlü faaliyeti, kanunların ve Anayasa'nın kendisine verdiği yetki kapsamında son derece başarılı olarak yürütmektedir. Biz de yürütme olarak yine yetkimiz çerçevesinde her türlü ihtiyacını karşılıyoruz."
2019 yılı kesin hesabında yedek ödenekte yer alan artışa yönelik rakamları paylaşan Oktay, bu kapsamda kamu idarelerine aktarılan ödeneklerin 27,3 milyar lirasının yatırım harcamalarında kullanıldığını belirtti.
Yedek ödenekten yapılan aktarmalardan bazılarını da dile getiren Oktay, yaklaşık olarak yol yapım, bakım, onarım giderleri için 15,9 milyar, içme suyu, tarımsal sulama ve hidroelektrik yatırımları için 1,6 milyar, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş ile Elektrik Üretim A.Ş Genel Müdürlüklerine sermaye artırımı için 3,7 milyar, AFAD ihtiyaçları için 47,5 milyar, adalet hizmetleri için 2,5 milyar, sağlık hizmetleri için 500 milyon, il özel idareleri başta olmak üzere İçişleri Bakanlığının yürüttüğü hizmetler için 2,4 milyar, demiryolu hizmetleri için 3,5 milyar, işsizlik sigortası fonu, devlet katkısı ve ödeme gücü olmayan vatandaşların sağlık primi ödemeleri için 3,9 milyar, terörden zarar bölgelerin yeniden imarı başta olmak üzere çevre ve şehircilik hizmetleri için 1,3 milyar, savunma ve güvenlik hizmetleri için de 2,7 milyar lira yedek ödenekten aktarım yapıldığını bildirdi.
Yedek ödenek miktarına getirilen yüzde 2'lik sınırlamanın başlangıç ödeneklerine ilişkin olduğunun Sayıştay tarafından da kabul edildiğini belirten Oktay, yıl sonu itibarıyla ulaşılan yedek ödenek tutarının Bütçe Kanunu'nun Aktarma, Ekleme, Devir ve İptal İşlemleri başlıklı 6. maddesiyle verilen yetkiler çerçevesinde yapılan aktarmalardan kaynaklandığını söyledi.
Sayıştay denetim raporlarına yönelik soruları da yanıtlayan Oktay, Sayıştay raporlarındaki tespitlere dikkat edilmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, Hazine ve Maliye Bakanlığınca Sayıştay tarafından düzenlenen tüm raporların dikkatlice incelendiğini bildirdi. Oktay, "Sayıştayın yaptığı tespitler üzerine idareler hem resen tedbir almakta hem de Hazine ve Maliye Bakanlığıyla temas halinde bulunarak bulguların gereğini yapmaktadır." diye konuştu.
"Yıllar itibarıyla vergi gelirleri büyük oranda gelir tahminleriyle uyumlu"
Vergi gelirlerindeki hedeflere değinen Oktay, bütçe vergi gelirleri hedeflerinin çeşitli ekonomik parametreler değerlendirilerek tahmin edildiğini belirtti. Bu kapsamda yıllar itibarıyla vergi gelirlerinin büyük oranda gelir tahminleriyle uyumlu olarak gerçekleştiğini, sadece 2019 yılında gerçekleşmenin hedefe oranının yüzde 89 seviyesinde olduğunu dile getiren Oktay, "2020 yılı sonunda da bütçe hedefini geçmeyi ve 791 milyar lira vergi toplamayı hedefliyoruz, öngörüyoruz." dedi.
Bu yıl vergi gelirlerindeki artış sebeplerini aktaran Oktay, salgın döneminde elektronik ticaretin arttığını, kredi faiz oranlarındaki düşüş ve krediye erişmenin kolaylaşmasıyla ertelenmiş talebin canlandığını, bu kapsamda özellikle motorlu taşıtlara ilişkin ÖTV, tapu harçları ve dayanıklı tüketim mallarına ilişkin ÖTV'de artış yaşandığını, kur değişimlerine bağlı olarak dış ticaret vergilerinde de artış meydana geldiğini söyledi.
Oktay, "Ocak-Eylül 2020 döneminde vergi gelirleri tahsilatının, mart, nisan, mayıs aylarında ödenmesi gereken gelir, stopaj ve KDV ödemelerinin yıl sonuna ertelenmesine rağmen yüzde 19,3 oranında arttığını da görüyoruz. Hükümetimiz, dar gelirli vatandaşlarımızı ve esnafımızı desteklemek amacıyla sektörel vergi indirimleri ve vergi ertelemeleri gibi bir çok uygulamayla vatandaşımızın yanında olmuş ve bu süreçte vatandaşlarımız üzerinde oluşabilecek olumsuz etkileri azaltmak amacıyla bir çok düzenlemeyi hayata geçirmiştir. Yine önümüzdeki dönemde de alacağımız tedbirlerle vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz." diye konuştu.
"En fazla ödenek artışı yatırım projeleri için sağlandı"
Bütçenin ne kadarlık kısmının yatırıma gideceğini aktaran Oktay, "2021 yılı bütçe teklifinde 2020 yılına göre en fazla ödenek artışı yatırım projeleri için sağlanmıştır. Bu çerçevede 2020 yılında 56,6 milyar lira olan sermaye gideri ödenekleri yüzde 83 oranında artarak 103,7 milyar liraya ulaşmıştır. Bu artışla tarım, sanayi ve Ar-Ge alt yapısı yatırımları ve eğitim, sağlık gibi öncelikli gördüğümüz alanları hedeflemekteyiz. Bu alanlarda merkezi yönetim bütçesi kapsamında büyük artışlar gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.
Oktay, halkın taleplerinin bütçeye yansıyıp yansımadığıyla ilgili de "2021 yılı bütçesi bundan önceki bütçelerde olduğu gibi vatandaşa hizmeti esas alan bir bütçedir." dedi.
Türkiye ekonomisinin gelecek yıl 5,8 oranında büyüyeceğini öngördüklerini belirten Oktay, "2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 oranında daralmakla birlikte yılın ikinci yarısında iç talepte güçlü bir toparlanmayı öngörüyoruz. Bu yılın ikinci yarısında oluşacak güçlü büyüme oranları 2021 yılı büyüme oranını da baz etkisiyle yine tahminen yüzde 3 civarında yukarı çekecektir. 2021 yılında büyümenin kaynağı esas olarak iç talep olmakla birlikte ihracattaki güçlü performans ile dış talep de büyümeye katkı sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Oktay, ihracat ve turizm gelirlerindeki güçlü iyileşmenin 2021 yılında da sürmesinin büyümenin iç talep ile dış talep arasında dengeli bir görünüm sergilemesine katkı sağlayacağını söyledi.
Komisyonda, konuşmaların tamamlanmasının ardından, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, ilk iki maddenin okutulmasının ardından toplantıyı kapattı.