Erdoğan, partisinin Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitinginde, vatandaşlara hitap etti.
İzmir'in, Milli Mücadele'nin zafer şehri, milli iktisadın ilham şehri, Anadolu'nun bereket kapısı, Ege'nin incisi olduğunu belirten Erdoğan, bir kez daha İzmirlilerle birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
"Şükür, efelerin, yiğitlerin var. Uğruna verilmiş şehitlerin var. Bugün gönlün mahzun olmuş ne çıkar? Bir gün sarılacak yaralar İzmir. Sana yakışmıyor karalar İzmir?" dizelerini okuyan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sadece başındaki kara bulutları değil vatanın istiklali üzerindeki hain emelleri de dağıtan İzmir'in yaralarını sarmaya az kaldı, 20 gün. Tamam ama durmayacağız. Ana kademe, kadın kolları, gençler 20 gün durmak yok. 31 Mart akşamı İzmir bir başka güzel olacak. Buna inanıyorum."
İzmir'in bir asır önce düşmandan kurtulduğunu hatırlatan Erdoğan, "Ama epeydir eser ve hizmet fukaralarından yakasını maalesef kurtaramadı." dedi.
Tarih boyunca Ege'nin en ışıltılı, en hareketli, en müreffeh şehrinin İzmir olduğunu ancak, şehrin hep yerinde saydığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye, tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla büyürken, gelişirken, zenginleşirken bu şehir hak ettiğinden yerel yönetimler açısından maalesef çok azını aldı. Hükümet olarak İzmir'e verdiğimiz destekler, yereldeki umursamazlık ve beceriksizlik sebebiyle arzu ettiğimiz etkiyi göstermedi. Sizleri Mecliste ve belediyelerde temsil etsin diye yetki verdiğiniz kişiler soruyorum ne yaptı? Yüzlerine Atatürk maskesi takıp her dönem yan gelip yattılar. Yetmedi, İzmirlinin can düşmanı olarak gördüğü terör örgütleriyle gizli saklı anlaşmalar yaptılar. Yetmedi, kendi içlerinde çıkar kavgasına tutuştular. Hem de ne kavga. Hani Tepecik'teki o meşhur kavgalar var ya bunun yanında çocuk oyuncağı kalır. Hepsinin üstüne bir de 'çantada keklik' olarak gördükleri iradenizi açık arttırmaya çıkardılar. Mayıs seçimlerinde yaşananları biliyorsunuz. Sizlerin oyuyla her gün bir yenisi ortaya çıkan pazarlıklarla, Meclise taşıdıkları kişiler şimdi nerede? Bu seçimlerde sizlerin oyuyla seçileceklerin bir kısmının yarın nerede olacağını biliyor musunuz? Cumhur İttifakı bu konuda gayet şeffaf. AK Partili ve MHP'li belediye başkan adaylarımızı bizzat kendimiz sahneye çıkartıp takdim ediyoruz."
- "Özgür efendi Türk filmindeki 'Mazlum' karakterine döndü"
Belediye meclis üyeliklerinde de kimin hangi partiden olduğunun açıkça belli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki CHP'nin demlendiği müttefikleriyle ilişkisinde böyle bir şeffaflık var mı? Yok. Belediye müdürlüklerine kadar uzanan pazarlıklardan sizin haberiniz var mı? Yok. CHP'nin sırtından belediyelere kimlerin taşınacağını biliyor musunuz? Yok. Sırf bize kaybettirsin diye ortaya sürdükleri kimi partilere ve adaylara ne verdiklerinden, ne vadettiklerinden haberdar mısınız? Yok. Böyle siyaset olur mu?"
Alandakilere, "İzmirliye ve diğer şehirlerimizdeki CHP seçmenlerine bu yapılan reva mı?" diye soran Erdoğan, aldığı "Hayır" cevabı üzerine, şöyle devam etti:
"CHP'nin başında güya bir genel başkan var ama varlığı, yokluğu belli değil. Bu genel başkana gelen posta koyuyor, giden posta koyuyor. Sabah erken kalkan, eline mikrofonu önce alan Özgür efendiden rol çalıyor. Biz siyasetteki 40 yılı aşkın tecrübemizle aslında Özgür efendiye birtakım tavsiyelerde bulunabiliriz. Ama o meşhur Türk filmindeki replikle ifade edecek olursak, 'fikrimizi kendisine verip zayi etmek' istemiyoruz. Özgür efendi bir diğer Türk filmindeki 'Mazlum' karakterine döndü. Her canı sıkılan, her kafası bozulan gelip kendisine tekme tokat dalıyor. Anlaşılan Bay Kemal'in ahı kurultayın üzerinden henüz dört ay bile geçmeden bunları tutmaya başladı. Tabii bir de İstanbul'dan kendini göstermek için sürekli azarlanıp duran, 'tutmayın küçük enişteyi' karakteri var. Kibirli bir eda ile ha bire atıp tutuyor. Ama herhangi bir icraatı vaki değil. Zaten yarım gün mesai yapıyor. CHP'nin genel merkezi ve adaylarıyla kendini kaptırdığı promosyon siyaseti belki bir yere kadar işe yarayabilir fakat nihayetinde milletin irfanına çarpıp darmadağın olur. Türk siyasetinin, muhalefetin kifayetsizliği yüzünden geldiği şu noktaya, şu içler acısı duruma bakar mısınız? Ülkemiz adına samimi olarak üzüntülüyüz."
(Sürecek)