Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Çırağan Sarayı'nda "Cumhuriyet'imizin 100. Yılında Çalışma Hayatı" temasıyla düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hem küresel riskleri başarıyla yönetecek hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunun bilindiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah işçi-işveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza verecek, ülkemizi güçlendirme mücadelemizi mutlaka zafere ulaştıracağız." ifadelerini kullandı.
İlk ve öncelikli kriterlerinin Türkiye'ye ve mensubu olmaktan iftihar ettikleri aziz millete hizmet etmek olduğunun altını çizen Erdoğan, Türkiye için çalışan, Türkiye için hayal kuran, Türk ekonomisinin büyümesi, gelişmesi, küresel ölçekte hak ettiği seviyelere ulaşması için taş üstüne taş koyan herkesin başlarının üstünde yeri olduğunu söyledi.
Erdoğan, bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte yine bu milletin refahı, huzuru, esenliği için sarf eden her bir yatırımcıya destek vermenin asli görevleri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Şimdiye kadar bu görevimizi hep layıkıyla yerine getirdik. Artık 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı, sermaye düşmanlığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat dönemindeki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzere ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını yine o dönemde beraberce tecrübe ettik."
Milletin bünyesindeki hiçbir farklılığı ayrışma veya kamplaşma vesilesi olarak görmediklerini söyleyen Erdoğan, tam tersine, bu hakikatleri Türkiye'nin sosyal ve beşeri zenginliğinin nişaneleri olarak kabul ettiklerini dile getirdi.
- "Türkiye'nin tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyacı var"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin hangi kökenden, inançtan ve siyasi görüşten olursa olsun tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu asla unutmadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Ancak son dönemde milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize yönelik saldırıların özellikle yoğunlaştırıldığına şahit oluyoruz. Çok açık ve net söylüyorum. Bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye'nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlılığı ile Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoluk-çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana çok net tavır almış hakkı ve hakikati korkusuzca savunmaktan çekinmemiştir. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun da payı vardır."
Erdoğan, aynı şekilde Milli İstihbarat Teşkilatının yurt içinde ve sınırların ötesinde Türkiye düşmanlarına ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indirildiğini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Silahlı kuvvetlerimiz ve emniyet birimlerimiz şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine adeta nefes aldırmıyor. Tam bağımsız Türkiye ülkümüz sadece bir söylem olmaktan çıkıp Allah'a hamdolsun adım adım gerçeğe dönüşüyor. Eski Türkiye'ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması gayet tabiidir. Artık kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak isteyenlerin amacı en büyük gücümüz olan milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletimizin arasına nifak duvarları örülmesine seyirci kalmayacağız. Ne ülkemize ne milletimize ne demokrasimize ne ekonomimize faydası olan 28 Şubat döneminden çok iyi hatırladığımız bu zehirli, bu toksik ve son derece tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor."
- "Son 21 yılda başardıklarımız gelecekte yapabileceklerimizin birer başlangıcıdır"Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her kim sırf siyasi çıkarları uğruna bu zehirli tartışmalara odun taşıyor, kutuplaşmayı körüklüyor, toplumun sinir uçlarıyla pervasızca oynuyorsa biliniz ki milletimizin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir." diye konuştu.
Yürüttükleri mücadelenin zorluğu ve bölgenin durumu ortadayken bu tür yapay tartışmalara, sahte ve sanal gündemlere harcayacak tek bir saniyelerinin dahi olmayacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şayet Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceksek bunu işçisi, işvereni, emeklisi, esnafı, genci yaşlısı, kadını, erkeği, Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Sünni'si, Laz'ı ve Alevi'siyle hep birlikte yapacağız. Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum. Son 21 yılda başardıklarımız gelecekte yapabileceklerimizin sadece birer başlangıcıdır. Öncüsü, girizgahı, müjdecisidir. Çok daha büyük başarılar bekliyoruz. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Allah'ın izniyle gerisi çok rahat gelecektir. Forumumuzun da mottosunu teşkil eden 'Birlikte mümkün Türkiye' anlayışını ne kadar kökleştirebilirsek hedeflerimize o derece hızlı varırız."
Erdoğan, iş dünyasının burada sergilediği birlik tablosunu bu bakımdan çok değerli bulduğunu ifade ederek, TİSK'i, güncel siyasi tartışmalara girmeden ama siyaset kurumuyla yakın mesai içinde olmaya da önem veren ilkeli duruşu için ayrıca tebrik ettiğini söyledi.