Cumhurbaşkanı Erdoğan: İmralı üstüne düşeni yaptı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'daki resmi temaslarına başlamadan önce beraberindeki heyetle birlikte Mekke'de Kabe'yi ziyaret ederek Umre yaptı. Uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, Dink cinayeti konusunda enteresan gelişmeler olduğunu, aktörlerin ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

ALİ ADAKOĞLU/MEKKE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'daki resmi temaslarına başlamadan önce beraberindeki heyetle birlikte Mekke'de Kabe'yi ziyaret ederek Umre yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan yolunda uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Yapılan son açıklamalardan sonra çözüm sürecinde hangi aşamadayız?

Yalçın (Akdoğan) Bey ile yapılan toplantı ile Demirtaş'ın söyledikleri birbiriyle çelişiyor, ben örtüşen bir yan göremedim. Demirtaş adeta orada hükümeti hesaba çeker bir tavır içinde. Yani hükümet ona göre silahları bırakacakmış. Silahları bırakması gereken bölücü terör örgütü. Burada güvenlik güçlerimizin silah bırakma gibi bir şeyi olamaz. Onlar, güvenliğin ve huzurun teminatıdır. Fakat görünen o ki şu anda

İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var ve ayrıca siyasi hareket olarak da parti içinde bugünkü açıklamalardan sonra bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı'ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman, İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı, o adeta "hükümetin uygulamasına bakacağız" diyor.

Hükümetin uygulamasına ne bakacaksınız? Hükümet zaten çözüm sürecinin adeta garantörü. Bu biliyorsunuz, "demokratik açılım" ile başladı. "Milli Birlik ve Kardeşlik" projesi ile devam etti, "Çözüm süreci" ile de yürüyor, netice almaya dönük adımlar var. Burada tutumlar temenni ediyoruz ki bu şekilde devam etmez, bir yerde bütünleşir. Bu seçimlerde kimin nerede durduğunu görme imkanımız açık şekilde olacak. Bütün temennimiz de silahların olmadığı birlik beraberlik içinde seçimlerin yaşanmasıdır.

Kandil ayak mı diriyor?

Şu anda Kandil ile İmralı'nın farklı olduğu çok açık, net ortada.

Şuradan teşhis ve tespit ettim. Yalçın bey ile yapılan açıklamalara baktım, bir de Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarına baktım, birbiriyle çelişiyor.

O faturayı hükümete kesiyor. Burada elinde silah olan hükümet değil. Elinde silah olan bölücü terör örgütü. Silahı bırakması gereken o. Hükümetin elinde silah yok ki. Devletin güvenlik güçleri var. Onun silahları de her zaman enstrümanıdır. Onunla beraber huzurumuzu temine çalışıyor. Onunla onu bir defa birbirine karıştırmaması gerekir. Fakat maalesef her zamanki gibi olumsuz bir yaklaşımla sürece bir farklılık getirmiş oldu ki üzücü bir şey. Süreci olumsuz istikamette etkiliyor.

İMRALI ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPTI

Hükümet hangi istikamette devam edecek sürece?

Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek. Bunu cumhurbaşkanlığı makamında olan bir kişi olarak konuşmuyoruz. Bu makama geldik diye çözüm sürecinin dışında değiliz. Cumhurbaşkanlığı makamı bu işlerin dışında değil.

Hükümetle genelkurmayımızla bunları zaten haftalık rutin toplantılarımızda görüşmek suretiyle sevk ve idare ediyoruz.

Milli Güvenlik Kurulu'nda ve önümüzdeki hafta yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısında da zaten ağırlıklı konu bu.

(Yaptıkları) bu açıklama onları bağlar. Kandil'i de, HDP'yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş'ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. Bunların her biri aktördür. Bunları görmezden gelemeyiz.

İmralı 10 maddeyi söyledi, Kandil "kabul etmiyoruz" dedi. Bunun üzerinde analizleri geliştirmek lazım. Kim bu ülkede çözüm sürecinden yana, kim ülkenin huzuruna refahına destek vermek istiyor. Bunları gözden geçirmek gerekir.

MERKEZ BANKASI'NDAKİ PARALEL İŞİ DEĞİL

Faiz tartışması, Merkez Bankası'nda Paralel Yapı bağlantısı mı var?

Merkez Bankası'ndaki arkadaşlarımızın paralel yapıyla ilişkili olduklarına doğrusu ihtimal vermiyorum. Alttakımlarda bu tip insanlar var mıdır, yok mudur? Bunların incelemesini yaptık, yapıyoruz. Fakat üst makamda karar alma mekanizmasındaki arkadaşlar için böyle bir şey söylemem. Böyle bir şey buraların bağımsızlık noktasındaki ilkeleriyle de çelişir.

FAİZ DÜŞERSE İŞSİZLİK DE DÜŞER

Ben cumhurbaşkanı olarak eleştirimi yaparım, yapabilirim. Buna kimsenin de müdahale etme yetkisi yok. Ortada bir gerçek var, faizler düşmezse yatırıma şiddetle ihtiyacı olan Türkiye yatırım yapamaz. Nitekim bakın şu anda özel sektörün yatırım noktasında ciddi bir yatırım zaaafı var. Yatırım yarışı yok, bir duraklama içindeyiz. Bizim burada hızlanmamız gerekiyor. Ekonomik krizin dünyada olduğu bir dönemde biz bir şeye çok dikkat ettik. Neydi o? Yatırımları hiç kesmedik, eleştiri de aldı ama biz hiç hız kesmedik.

Faizler düşerse bu yatırımlar devam eder. Bizim de şu anda hayat iksirimiz yatırımlardır. İşsizlik sorununu çözmek için buna ihtiyacımız var.

İşsizlik bakın çift rakama çıktı. Öyleyse burada bir kere paranın, finansın ucuza temini gerekir ki yatırım olsun. Aksi halde yatırım durur, maalesef istihdam da olumsuz gelişmeler olur.

FAİZ LOBİSİYLE HAREKET ETME!

Yarın kur yine sıçradı diyecekler, tamam da tedbiri al. Bu konuda Merkez hassas ve tedbirli olmak zorundadır. Bu işi Batıcı güçlerin verdiği kararlara göre hareket etmekle sürdüremez. Faiz lobisinin verdiği talimatlarla hareket edemez. Faiz lobisi alkışlıyor diye bir karar alamazsınız. Amerika'nın Japonya'nın Avrupa'nın faiz oranları ortadadır. Bütün bunlar ortadayken bize ne oluyor, bu kadar yüksek faiz?

Eğer komisyonları falan katarsak, 14- 15'lerin bile üzerine tırmanıyor.

BAŞÇI İLE GÖRÜŞÜYORUZ

"Merkez Bankası Başkanı ile kamuoyu önünde tartışma olmasın" diye bir görüş var. Başçı ile görüşme olacak mı?

Bu arkadaşı çağırıp konuşmadığımı kim söylüyor? Bugünlerde yine bir talebi var, çağırıp konuşacağız tabii. Ama onun bağlı olduğu sayın bakanla bunu konuştuk. Ama bakıyorum ki aynı durumdalar. Şimdi burada bu uyarılar yapıldığı halde artık biraz kendine çeki düzen ver. Bakın çok ilginçtir, ne dedi; "Ayın dördünde Para Kurulu'nu toplayıp faizin düşüşünü gözden geçireceğiz." Ne oldu, bir gün kala vazgeçti. Neymiş, enflasyonda beklenen düşüş olmamış.

Birileri çıkıp farklı şeyler söylüyor. Ben de farklı şeyler söylüyorum. Ben mecbur muyum birilerinin söylediğini söylemeye? Ben diyorum ki faiz sebeptir enflasyon da neticedir. Bu da benim tezim. O ise enflasyon sebeptir faiz neticedir diyor. Nereye bağlıyor, enflasyona bağlıyor.

Eğer enflasyon düşerse faizi düşürecekmiş. Bu demek senin yanlış yolda olduğunun alametidir...

Bu milletle, girişimciyle, yatırımcıyla dalga geçmenin anlamı yok.

Merkez Bankası Başkanı'nın rahatsız olduğu konuşuldu. Geçmiş olsun demeyi düşünür müsünüz?

Rahatsız olduğunu duymadım. Böyle bir rahatsızlık geçirdiyse şimdiden gecikmeli de olsa geçmiş olsun derim. Onu oraya getiren, onayını veren benim, büyük umutlarla oraya getirdik. Ama bu benim kendi görüşlerimi söylemeyeceğim anlamına gelmez.

Dünyadaki diğer merkez bankaları ne yapıyor? Enflasyonla mücadele ederler mi mesela?

Dünyadaki diğer Merkez Bankaları enflasyonla mücadele verir. Ama enflasyonla mücadelede, büyüme noktasında, kur düzeni konusunda gövdesini ortaya koyar. Ama bizdeki kaçıyor.

Merkez Bankası ile mevzuatı değişebilir mi?

Şimdi o artık hükümetle ilgili bir konu. Hükümet bir adım atarsa ki biz de bazı şeyler söyleriz. Ben de birikimimle müşterek bir çalışma içinde olmak isterim.

SURİYE'DEKİ TOPRAĞIMIZ GENİŞLEDİ

Şah Fırat operasyonu sonrasında neler olacak? Mart-Nisan'da bir harekat mı olacak? Türkiye koalisyonda yer alacak mı?

Genelkurmay ve Başbakanımız, Süleymanşah Türbesi'nin tarihinde iki kez yer değiştirdiğini, şimdi ise üçüncü kez yer değiştirdiğinin ne anlama geldiğini anlattı. Güvenlik bizim için önem arz ediyor. Son sekiz ay içinde DEAŞ'ın oraya yönelik tehdidi söz konusu. Biz tedbirimizi alalım ve bunu en uygun şekilde yapalım istedik. Bizim sınırlarımızda taburlarımız var, istedik ki oraya getirilen askerlerimiz bu taburlara sırtını dayamış olsun. Yeni noktada hakim bir noktada ve alan olarak daha büyük bir noktada her türlü şey yapılacak. Şu anda orada 50 kadar askerimiz var. Tank ve zırhlı araçlarımız orada bulunduruluyor. Daha önceki yerde bu imkan maalesef yoktu. Muhalefetin "topraklarımız terk edildi, kaçıldı" falan bunlar çok çirkin şeyler. Tam aksine toprağımız hem var hem de daha geniş bir alanda bütün silahlarıyla çok daha güçlüyüz. Lojistik destekleri verme noktasında hiçbir sorun söz konusu değil. Sınırımıza 200 metre zaten. Bizim koalisyon güçleriyle taleplerimiz konusunda henüz istediğimiz noktada değiliz.

Emniyette dinlemeler ve CHP ile ilgili iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Güvenlik teşkilatlarımız kendi üzerine düşeni yapıyor. Biz onlara müdahale etmek durumunda değiliz, nasıl kararlar verirlerse onlara uymak durumundayız. Bazı durumlarda üzülmüyor değiliz. Bazılarıyla senelerde bir arada olduğumuz için böyle bir zanla da olsa burada hakikaten ailem için de üzücü şeyler ortaya çıktı. Hatta kendileri "baba değiştirmeyelim, aramızda bir hukuk var, onlar da rahatsız olduklarını anlatıyorlar" dediler. Ben de kızlarımın insani noktadaki hassasiyetleri nedeniyle hak veriyorum. Onlar diyorlar ki bunun kesin tespitini yapamadığımıza göre tamamının değişmesi gerekiyor, fakat bu bir sürgüne gönderme gibi cezalandırma değil. Farklı yerlerde görevlendirme şeklinde halletmiş bulunuyoruz.

Suikast iddiaları ne olacak?

Savcılık, medyada çıkan haberleri görmemezlik edemez, bir anlamda suç duyurusu niteliğindedir. Adımların biz de takipçisiyiz, onlar da takipçisi.

Paralel Yapı ile mücadelede kendinizi tek başınıza mı hissediyorsunuz?

Bir mücadelenin derinliğini ortaya koymak zorundayım, onu yapıyorum. Ne kadar önem verdiğimi ortaya koymak için bunu söyledim. Bu olaya her mücadeleye her şeyini koyan, elinin ucuyla değil, gövdesini koymak durumundadır. Biz o zaman bu mücadeleyi evvelallah kazanırız.

DİNK CİNAYETİNİN AKTÖRLERİ ÇIKMAYA BAŞLADI

Fethullah Gülen'in iadesi konusunda ABD ne yapacak?

Fethullah Gülen ile ilgili ABD'ye ilettiğimiz bakışımız, duruşumuz aynen devam ediyor. Türkiye'den bol bol kaçıyorlar bunlar, kaçışlar başladı. Mahkemeler kararlarını verecek. Bunların içinde sınırdan kaçarken veya yakalananlar olduğunda zaten yasalarımızın gereği neyse bu muamele yapılacaktır. Ne kadar yurtdışında kalırlar bilemiyorum. Devam eden mahkemelerde içerde rakamlar her geçen gün artıyor. Her geçen gün yargı çok daha farklı belgeler elde ediyor. İşte Hrant Dink meselesinde bile son gelişmeler enteresan. İşin aktörleri ortaya çıkmaya başladı. Bunların sinir uçları tespit edilecek diye düşünüyorum.

Ramazan Akyürek ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Paralel Yapı'nın Dink cinayetindeki rolüyle ilgili iddialar var.

Ben hukukçu değilim ama ihmal diye bir şeyi görmem mümkün değil. O hadisede, kasti olarak işlenen bir cinayet var ortada. İhmalle ilgisi yok. Bu işin bağlantıları ortaya çıktıkça daha da aydınlanacak bu mesele.

Mısır'dan sonra Libya da Türkiye'yi suçlamaya başladı.

Orada bir tane hükümet yok. Bir Tobruk var bir de Trablus var. Bu ifadeler Tobruk'un ifadeleri. Daha önce bu tip ifadeler kullanmıyor. Abu Dabi yönetimi ve Mısır ile dayanışma içinde bunları söylüyorlar. Ama öbür tarafta Trablus yönetimi aynı kanaatte değil. Çünkü biz Libya'da bugüne kadar demokratik yaşama geçişle ilgili her türlü desteği verdik. Savunma güçleri taleplerine her türlü desteği verdik, orada ve Türkiye'de eğitim imkanlarını verdik. Müteahhitlerimiz oradaki zararı göze alarak gittiler, birçok hibe yatırım yaptık. Tobruk herhalde bizim yaptıklarımızdan bihaber bu sözleri söylüyor. Bizim Libya halkı ile olan ilişkilerimiz çok farklı. Oranın anayasa mahkemesi seçimi iptal etti ama Tobruk yönetimi "evet" demiyor. Misrata, Bingazi bombalandı (Mısır'ın yaptığı harekatlar), o yerleri bombalayanlar hakkında niye konuşmuyorlar...

ESED İRAN VE RUS DESTEĞİLE AYAKTA

Suriye'nin toprak bütünlüğü bundan sonra söz konusu olabilir mi? Türkmenlerin durumu ne olacak?

Biz buralar bölündü, bölünüyor bunları arzu etmeyiz. Ciddi bir yönetim boşluğu olduğu ortada. Rusya ve İran'ın destekleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Ciddi manada lojistik destek kaybediyor. Biz birilerinin planladığı şekilde uluslararası hukuka ters bir adım içinde olmak istemeyiz, böyle bir şey söz konusu değil. Fakat batıda Bayırbucak Türkmenlerinin hukukunu korumak gibi bir görevimiz söz konusu.

Suriye'nin bölünmesini arzu etmeyiz. Rejim, Rusya ve İran'ın desteğiyle ayakta durmaya çalışıyor. Ciddi lojistik destek ve kayba uğruyor. Birilerinin planladığı şekilde orada arzu edilmeyen bir adıma girmeyiz. Bayırbucak Türkmenlerinin hukukunu koruruz.

ERMENİ MESELESİNİ SAVSAKLIYORLAR

Soykırım iddialarının yüzüncü yılında Ermenistan ve Ermeniler konusunda bir girişiminiz olacak mı? Sınır kapısının açılması gibi bir adım söz konusu olabilir mi?

Şu anda sınırların açılması konusunda şartımız, Karabağ meselesinde adım atılmadıkça sınırları açamayız. Çünkü oranın, uluslararası hukuka dayalı olarak işgal altında olduğu zaten teyit ediliyor. Buna rağmen Ermenistan oradan çıkmıyor. 1,5 milyon Azeri göçmen durumunda. Amerika, Rusya, Fransa kabul ediyor. Minsk anlaşmasında da net ortada. Fakat adım atılmıyor. Oradaki reyonlarda tek reyona kaldı, o da halledilse iş bitecekti. Biz kapılarımızı açacaktık, rahatlıkla insanlar gidip gelecekti. Putin, Hollande ve Obama ile konuşmalarımızda "ilgilendik ilgileneceğiz" diyorlardı. Fakat hiçbir netice yok.

Azeri halkının kendi dünyası, medeniyet dünyası, inancı belli tabii ki diğer tarafınki belli. Bana öyle bakıyorlar gibi geliyor, bu nedenle adil yaklaşım göstermiyorlar. 23 yıl oldu. Bu iş savsaklanıyor. Ermenistan zaten, Rusya'nın her yıl verdiği 2- 3 milyar dolar ile ayakta duruyor.

400 milletvekili hedefinden söz etmiştiniz

Ben 400'ü bir hedef olarak veriyorum millete ki 367 bu işin bam telidir ama her zaman sıkıntılıdır. Dolayısıyla yeni Türkiye'ye ve bağımsızlığa inanıyorsak,

A partisi B partisi olur bu işi çözsün bitirsin. Aksi halde bu olmadı yaşadık. Biz üzerimize düşeni yaptık biz rahatız. 4 siyasi parti bir araya geldik... Öyleyse artık iş başa düştü. Şimdi 367'nin üzerinde 400 güzel bir rakam. "Evet" denirse, buna hazırlıklı olan bu işi çözer, bitirir. Millet bu sıkıntılardan kurtulmuş olur.

DEVLET KARGAŞAYA İZİN VERMEZ

Haziran seçimlerine yönelik bir kalkışma olabileceği iddia ediliyor?

Biz bazı şeyleri duyuyoruz, ama altından neler çıkacak görmemiz lazım. Gezi ile ilgili benzer şiddetli şeylerde artık bu ülkede devlet-iktidar bu işlere öyle çok sıcak bakmaz. Devlet kargaşaya müsaade etmez. Demokratik hak kullanacaksan bunu nasıl kullanılacağı bellidir. Yakıp yıkma vb. şu anda iç güvenlik yasası önümüzdeki birkaç hafta içinde çıkması halinde önleyici tedbirler olarak geliyor. Bunların gelmesiyle birlikte çok daha farklı bir Türkiye'ye gideceğiz.

BEŞİKTAŞ EZE EZE KAZANDI

Bir Fenerbahçeli olarak Beşiktaş'ın başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beşiktaş'ın bu başarısı her türlü takdirin üstündedir, rastgele alınmış bir galibiyet değil. Beşiktaş eze eze bir galibiyet aldı. Hele hele Demba Ba'nın üst direkten dönen topu gol olsaydı o zaman çok daha neşeli olacaktı. Olayı farklı süslüyor. Netice çok daha iyi olurdu ama yine de Beşiktaş çok ciddi başarı elde etti. Başarılar diliyorum. Beşiktaş'ın Türkiye'de oynayacağı maçına gidip izleyebilirim.

İHVAN LİDERLERİ SERBEST BIRAKILMALI

Yeni bir açıklaması olmuş (Mısır lideri Sisi'nin) "Türkiye bizim içişlerimize karışmasın" diyor. Bir defa, bizim Mısır halkıyla en ufak sorunumuz yok. Burada yüzde 52 oyla gelmiş olan bir cumhurbaşkanına darbe girişiminde bulunulmuştur. Şu anda bu tür gelişmeler dünyada tüm ülkeleri ilgilendirmektedir. Şu anda denilebilir mi, Rusya ile Ukrayna arasında bir süreç yaşandı. Uknrayna'ya karşı Avrupa Birliği, Amerika sessiz kalabiliyor mu? Aynı şey Libya'da olduğunda sessiz kaldılar mı? Oraya girip çıkmadılar mı? Şimdi Mısır'da bunlar bizim kardeşlerimiz kendilerini seviyoruz. Aynı medeniyetin unsurlarıyız.

Ama burada Mısır halkının yüzde 52'sinin oyuyla işbaşına gelmiş olan bir cumhurbaşkanına karşı darbe yapıldı. Biz de buna karşı sesimizi yükseltiyoruz.

Biz de sesimizi yükselttik, demokratik parlamenter sistemle yönetiliyoruz şu anda, demokrasiye inanmışız. Halkın iradesiyle seçilmiş olanların o süre içinde o imtihanı verip veremeyeceğini takip edeceğiz. Üstelik bu insan o darbeyi yapan insanı getiriyor Milli Savunma Bakanı yapıyor. Burada da bana göre bir ihanet var. Neymiş başarılı olamamış. 4 yıllık süresi var. Bunun kararını sen vermeyeceksin, Mısır halkı verecek. Eğer başarılı olunamamışsa sen de o hükümetin parçasısın. Asker sana bağlı diye onları kullanarak darbeyi gerçekleştiriyorsun.

Mısır'ın içişlerine karışmayız. Demokratik taleplerimiz var. Burada zülüm altında olan Mursi başta olmak üzere, siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekir. Aynı zamanda bu insanlara siyaset yapma hakkı vermeleri gerekir. Bu Mısır'ın huzuru için gereklidir. Beklenti de budur. Şu anda ekonomik olarak büyük destekler alıyor olmasına rağmen, düzlüğe çıkmış değiller. Biz de arkadaşlarımıza "alt düzeyde çalışmaya devam edebilirsiniz" diyoruz, bizim bu ülkeye pres yapma gibi bir düşüncemiz olmamıştır.