Başbakan Davutoğlu, 'Çözüm süreci bizim irademizle başladı, bizim irademizle devam edecektir. Bu süreci biz neticelendireceğiz' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecine ilişkin, "Bizim irademizle başlamıştır. Bizim irademizle devam etmiştir, bizim irademizle devam edecektir. Aksini düşünen Türkiye'nin bütünlüğünü düşünmüyor, demektir. Bu süreci biz neticelendireceğiz. Bütün tahrik ve provokasyonlara rağmen neticelendireceğiz" dedi.
Davutoğlu, AK Parti'nin resmi yayın organı "Türkiye Bülteni" dergisine, röportaj verdi.
"10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 27 Ağustos AK Parti 1. Olağanüstü Kongre'sinin ardından Türkiye siyaseti ve AK Parti için yeni bir dönem başladı. Bu dönemi 'Yeni Türkiye' olarak adlandırdık. Bu dönemi 'Yeni Türkiye' olarak adlandırırken kastettiğiniz nedir? Niçin Yeni Türkiye?" sorusuna Davutoğlu, şu karşılığı verdi:
"3 Kasım 2002 tarihinde yeni AK Parti'yi, henüz bir yaşındayken iktidara getiren irade, büyük bir değişim iradesiydi. Bundan tam 12 sene evvel gerçekleşen bu büyük değişim hamlesi, kuvvetli bir statüko direnciyle karşılaştı. Ama eşyanın tabiatının, AK Parti'nin emanet aldığı millet iradesine sahip çıkma şekline statüko direnemedi. Buz dağının erimesi, statükonun dönüşmesi, uzun zaman aldı. En nihayetinde cumhurbaşkanının da millet eliyle ve sandıkla belirlenmiş olması, milletin tercihinin bütün tartışmaları bertaraf edecek açıklıkta neticeyi tayin etmesi, demokrasi mücadelesinde yeni bir dönem başlattı. Partimizin kurucu Genel Başkanı ve Başbakanımız, Cumhurbaşkanı seçildi."
"Yeni Türkiye, millet iradesinin üzerindeki bütün vesayet kurumlarının bertaraf edilmesidir"
Cumhurbaşkanının, halk iradesiyle seçilmesinin eski Türkiye'de tahayyül edilemeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yeni Türkiye nedir? Yönetimin, iradenin tepeden tırnağa millet eliyle, milletin tercihiyle şekillenmesidir. Yeni Türkiye kavramsallaştırılmasından muradımız budur. Kökleri üzerinde büyüyecektir. Yeni Türkiye, millet iradesinin üzerindeki bütün vesayet kurumlarının bertaraf edilmesidir. Cumhurbaşkanı seçiminde kriz ve kaos beklentisine girenler, istediklerini elde edemeyince ve surda bir gedik açamayınca, kriz-kaos beklentilerini AK Parti olağanüstü kongresine ertelediler. Olağanüstü kongre isminden medet umdular. AK Parti bünyesinde bir çatlak, bir kırılma beklediler. AK Parti kongresinde fitnecilere ekmek çıkmadı. Fitneden vesayetten medet umanlar, boşa çıktılar. 2001 Ağustosunda "Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye yola çıkan AK Parti 2014 Ağustosunda kocaman bir çınar olarak aşılanmış, kongreden büyüme iradesiyle çıkmıştır. Yeni Türkiye hiçbir şeyin statüko ve vesayet dönemlerinde olduğu gibi olmaması, demokrasimizin bütün gölgelerden kurtulmasıdır."
"(Çözüm süreci) Bu süreci biz neticelendireceğiz"
Davutoğlu, "Çözüm süreci, Türkiye ve Ortadoğu için çok önemli süreç. Bu süreç artık sizin başkanlığınızda olan mekanizma ile işleyecek. Ama Ortadoğu'da yaşanan yeni gelişmeler var, IŞİD faktörü var. Bu gelişmeler, çözüm sürecinin takvimini etkiler mi? Terör örgütünün silahsızlanma sürecini etkiler ve çözüm sürecinin takviminin sarkmasına neden olur mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Çözüm süreci milli, yerli ve özgün bir süreçtir. Çözüm süreci, bütün Türkiye'nin huzurunu, herkesin kardeşliğini, sahici bir vatandaşlık idealini esas alan bir süreçtir. Bizim irademizle başlamıştır. Bizim irademizle devam etmiştir, bizim irademizle devam edecektir. Aksini düşünen Türkiye'nin bütünlüğünü düşünmüyor, demektir. Bu süreci biz neticelendireceğiz. Bütün tahrik ve provokasyonlara rağmen neticelendireceğiz. Elbette bölgemizde birbirini etkileyen, tetikleyen her tür dinamiğin farkındayız, idrakindeyiz. Ancak çözüm meselesinin artık hukuki çerçevesi bile şekillenen, bütün toplumsal kesimlerden destek alan güçlü bir iradenin adıdır. Hükümetimizin iradesi kaya gibi sağlamdır."
"Kan ve gözyaşının geri gelmesine müsaade etmeyeceğiz"
"Bizim hudutlarımız dışındaki gelişmelerin tahrik ve provokasyonların bizim çözüm siyasetimizi, irademizi negatif yönde etkilemesi mümkün değildir" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Buna izin vereceğimizi düşünenler, büyük bir yanılgı içindedir. Herkes emin olsun ki kan ve gözyaşının geri gelmesine müsaade etmeyeceğiz. Keza şunu açıkça ifade ederim ki çözüm süreci hükümetimiz için, devletimiz için, milletimiz için geri dönülmez bir irade beyanıdır. İslam, barış dinidir ve biz de sonuna kadar barıştan, adaletten yanayız. Türkiye ahlaki pozisyonundan asla vazgeçmeyecektir. Bizler Türkiye'nin tezlerini, bütün dünyaya anlatmaya devam edeceğiz. Ancak şu da unutulmamalı; çözüm süreci kamu düzeninin alternatfi de değildir."
"Kimse kendi gündemini, kendi önceliklerini, çözüm sürecinin arkasına saklanarak bu ülkeye dayatmaya kalkmasın" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim bu süreçte tek muhatabımız Hakkari'den Edirne'ye kadar bu aziz millettir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her yerde siyaset yapabilen halkıyla kucaklaşabilen tek parti olarak milletimizden başka kimseye hesap vermeyiz. Türkiye'nin durduğu yeri soran herkese cevabımız şudur; Türkiye hem ahlaki hem akli hem de doğru pozisyonu sonsuza kadar koruyacaktır."
"İslam ve terörü aynı cümlede kullanmak..."
Davutoğlu, "Uluslararası arenada Türkiye ile ilgili bir algı operasyonunun olduğunu görebiliyoruz. Son günlerde New York Times'ta 'Işid'e Türkiye'den yoğun katılım olduğu' şeklinde bir haber yapılması ve bu haberde kullanılan fotoğraf çok tartışıldı. İslam'ın terör ile bir arada anıldığı bu ve bunun gibi algı operasyonlarına karşı, doğru bir Türkiye imajı ve algısı için farklı bir çalışma olacak mı bu süreçte?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"O fotoğrafı veren gazete daha sonra bir düzeltmeyle bir anlamda özür diledi ama tabii ki sizin de işaret ettiğini mesele o değil. Kuzuya kusur atfeden, üstenci oryantalist yaklaşım ne yazık ki değişmemiştir. Onca insan hakları edebiyatına, evrensellik iddiasına rağmen. İslam ve terörü aynı cümlede kullanmak karanlık bir ruh taşımak demektir. İslam karşıtlığını besleyen bu yaklaşım barış ve huzur istemeyen bir anlayıştır.
Türkiye sahip olduğu ve sahiplendiği medeniyet birikimiyle küresel ve bölgesel barışa en çok destek veren bir ülkedir. Türkiye'nin pozisyonu, tutumu başkalarına göre, yahut konjonktüre göre değişen bir pozisyon değildir. Hiçbir konuda değildir. İslam ve Müslüman tipoloji üzerinden algı operasyonu yapanlar yahut kimliğimizi lekelemek isteyenler kendi lekeli kimlikleriyle baş başa kalacaklardır. Bunlar bizi istikametimizden geriye döndüremez."
"İnsan haklarından tek bir geri adım atmadık, atmayacağız"
Başbakan Davutoğlu, "Son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında baktığımızda, Türkiye'de güvenlik ve demokrasi dengesinde bir geriye dönüş var mı?" sorusunu yanıtlarken İç Güvenlik Reform Paketi'ni yeni açıkladıklarını hatırlattı. "Bu paket devlet ile vatandaş arasında vatandaş aleyhine işleyen yanlış bir mekanizmayı durdurmak içindir. Doğumdan ölüme devlet hizmetlerine erişimin kolaylığını esas alan bir reform paketidir" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Özgürlük ve güvenlik birbirinin alternatifi, zıddı değildir. Özgürlük ve Güvenlik birbirini tamamlayıcıdır, uyumu esas alır. Son dönemde böyle asılsız iddialarla sokaktaki masumiyete kasteden, çocukları ölüme yollayan vandalizmi meşrulaştırmak için üretilmektedir. Aldığımız bütün tedbirler milletimizin huzur ve mutluluğu içindir. Demokrasiden, özgürlüklerden ve insan haklarından tek bir geri adım atmadık, atmayacağız."
"AK Parti'nin sırrı dört yıl boyunca seçime hazırlanması"
Davutoğlu, "2015 yılında da Türkiye ve AK Parti için önemli süreçler var. 2015 seçimlerinde AK Parti nasıl bir yüz ve seçim stratejisi ile seçmenin karşısına çıkacak" şeklinde soru üzerine, partisinin, bütünlük içinde siyaset yaptığını, seçim süreçlerine dönük taktik ataklarla, stratejilerle siyaset yapmadıklarını vurguladı.
"Elbette biz de her seçim sürecinde özel olarak seçime odaklanıyoruz, vatandaşımıza gidiyor, kendimizi anlatıyoruz ama seçimden çıkar çıkmaz diğer partiler gibi Ankara'ya kapanmıyoruz. Seçimden sonra ertesi gün seçim varmış gibi yine vatandaşımıza gidiyoruz. Her günü yeni bir gün ve imkan olarak selamlıyoruz. AK Parti'nin sırrı dört yıl boyunca seçime hazırlanması. Bunun için Türkiye'nin her yerindeyiz. Bunun için gecemizi gündüzümüze katıyoruz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"AK Parti'nin girdiği her seçim, Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına, refahına, huzuruna hizmet etmiştir. Her seçimde, her referandumda, sandığın kurulduğu her yerde seçim, yani millet iradesi AK Parti'nin gücünü ortaya çıkarmış, millet iradesi bizi tezkiye etmiştir. Türkiye AK Parti'yle güçlenmiştir. İl, ilçe ve genel kongrelerimiz de öyle olmuştur. AK Parti'nin misyonu millete hizmet yolunda koşmak, eser vermektir. Önümüzdeki 2015 seçimlerinde değişim ve dönüşüm siyaseti milletimiz eliyle taçlanacaktır. Bize düşen gayrete teşviktir gerisi bir kader meselesidir."
Gençlerin siyasete katılımı
Davutoğlu, gençlerin siyasete daha aktif katılımı konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine, siyaseti gençleştirmek üzere yola çıkmış bir parti olduklarını belirtti. AK Parti Gençlik Kolları hiçbir siyasi rakibimizin başaramayacağı bir organizasyondur. Genç insanın ülke ve dünya meselelerine alaka duyması, ülkesinin meselelerini sahiplenmesi, sorunların çözümü için yüreğini otaya koymasından daha önemli bir mesele yoktur" değerlendirmesini yapan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Gençlerimizin siyasete aktif olarak katılması onların enerjilerini, yüreklerini, vicdanlarını siyasete katmalarıdır ki onsuz siyaset olmaz. Ömrü gençlikle geçmiş, insanın yetişmesiyle geçmiş, bunun için çok sayıda kuruluşa öncülük etmiş biri olarak gençlerin siyasete katılımı benim gözümde siyasetin olmazsa olmazıdır. Dava taşını gediğine yerleştirecek olan ülkesini ve dünyayı iyi bilen, insanlığın meselelerini sahiplenen gençlerdir. Her şey onlar içindir. Genç insanlar siyaset yoluyla hayata müdahale ederler. Meşru siyaset kapıları onlara açık olmazsa başka şeyler olur. Biz gençlerin siyasete katılımı için devrim yapmış bir partiyiz. Seçme ve seçilme yaşını gençleştirirken kendimize güvenimizi, gençliğimize güvenimizi göstermiş olduk. Gençleri sahiplendiğim için gençler de AK Parti'yi sahipleniyor."
"Bize karamsarlık, umutsuzluk tümüyle yasaktır"
Davutoğlu, "2023'e 9 yıl kaldı. Türkiye'nin 2023 hedefleri var. 2023'de nasıl bir dünya tablosu görüyorsunuz? Ulus devletler, bölgesel birlikler ve insan hayatını derinden etkileyen teknolojik ve sosyal değişiklikler ışığında gelecek size daha umutlu mu görünüyor yoksa bugünleri aratacak karamsar bir dünya mı var" şeklindeki sorusu üzerine, "Yeis, umutsuzluk, karamsarlık bize yasaktır" ifadesini kullandı.
"Bizim bir ödevimiz, bir sorumluluğumuz var. Bizim motivasyonumuz mutlak başarı değil bizim motivasyonumuz emek ve gayrettir. Doğru yolda olmak, hakkı tutup kaldırmak, insana ve topluma hizmet etmek, mazlumu korumak, himaye etmek, gücümüzü, imkanlarımızı onlarla paylaşmaktır asıl olan. Bunu da bütün şartlarda yapmak. Yine taktik, stratejik yöntemlerle değil bir hayat felsefesi ve bir hayat tercihi olarak insana ve topluma hizmet etmektir gayemiz, yolumuz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Daha adil, daha merhametli, daha çok toplumsal dayanışmanın olduğu, birbirini daha çok sahiplenen ve kollayan, devletin gücünü topluma taşıyan, güçlü, müreffeh bir Türkiye için çalışmaku2026 Türkiye'nin gücünü, itibarını dünyaya duyurmak. Var gücümüzle buna çalışıyoruz, buna çalışacağız. Gelecek vizyonu olan, ufuklara bakan tek parti AK Parti'dir. Dünyaya söyleyecek sözü olan tek parti de AK Parti'dir. 2023 vizyonuyla hükümet programı hazırlayan sadece biziz. Tekrar ediyorum. Bize karamsarlık, umutsuzluk tümüyle yasaktır. Bizim işimiz adaleti, kardeşliği, umudu, özgürlüğü, barışı egemen kılmak için çalışmak, gayret etmek, yetişemediğimiz kimse, elinden tutmadığımız kimse bırakmamaktır. Kaldı ki, Türkiye dünyanın en güçlü ülkeleri arasındadır zaten. Dünyanın gözü Türkiye'nin üzerindedir. Türkiye merhametin vatanı olarak imkan ve kaynaklarını bütün insanlıkla paylaşıyor. Türkiye'nin daha güçlü olması için de bütün gücümüzle gayret ediyoruz, gayret edeceğiz. Tevfik Allah'tandır, bize düşen adalet ve hakkaniyet için ter dökmek, bize düşen aralarında hiçbir zaman ayırım yapmadan millet yolunda milletimizle beraber, onun hukuku, özgürlüğü için koşmaktır."
"Yayına hazırlamaya çalıştığım iki yeni kitap var"
Davutoğlu, "2001 yılında yayımladığınız Stratejik Derinlik kitabı, pek çok üniversitede ders kitabı oldu. Siyasete girdikten sonra yazmayı bıraktınız mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Siyasete girdikten sonra yazmayı bırakmadım. Yazmam imkansızlaşmadı ama zorlaştı. Yazı ayrı bir odaklanmak ve dikkat gerektiriyor. Fırsat buldukça yazıyorum. Yayına hazırlamaya çalıştığım iki yeni kitap var. Yeniden gözden geçirmek için zamanla yarışıyorum. İnşallah çıkacaklar. Kitap ve yazı benim için en büyük lezzet. Onsuz olamam."
Ahmet Davutoğlu, "Bugüne kadarki siyasi hayatınızda sizi en çok etkileyen duygulandıran olay ne oldu" sorusu üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Bugüne kadar beni çok etkileyen o kadar şey yaşadım ki birbirinden seçemiyorum. Gazze'den Myanmar'a, Şam'dan Bağdat'a, BM salonundan doğup büyüdüğüm Taşkent sokaklarına tarifsiz duygular, hüzünle, sevinçler yaşadım. Ben insanın insana ettiği zulümden ve haksızlıklardan çok etkileniyorum. İnsan neden merhametin ve adaletin yolunu bırakır da acımasız bir rekabetle yekdiğerine dünyayı dar eder? Özellikle çocuklara ve kadınlara ödetilen bedel yüreğimi yakıyor. Çok hatıram var ama içlerinden birini açarsam söz alır başını gider."
"Ahmet Davutoğlu, bir krizle karşılaştığında nasıl davranır, neler yapar" sorusuna, "Krizle karşılaşınca aklın yolu nerede diye krizin etrafına bakarım. Çıkış yolu nerede? Nereye müdahil olmalı ki sonuç alınsın. İlla ki, her gecenin bir seheri vardır" karşılığını verdi.
Kaynak: AA