EZGİ ÇELİKANKARA
Çözüm Süreci başladığı günden itibaren Doğu ve Güneydoğu'da olumlu gelişmelere neden oldu. Seçimin ardından oluşan koalisyon senaryoları ise "Çözüm Süreci devam edecek mi" sorusunu gündeme getirdi. Sivil Toplum Kuruluşları, kanaat önderleri ve akademisyenlerin Milat'a yaptığı değerlendirmeler ise Çözüm Süreci'ne şerh koyan partilere rağmen sürdürülmesi gerektiği yönünde oldu. Tekrardan şehir merkezlerinde cenazeler görmek istemeyen bölge halkı, huzur ve barış ortamının sürmesini istiyor. Bu nedenle koalisyonda Çözüm Süreci'ni yok sayan partilerin millet nezdinde karşılık bulamayacağı anlaşılıyor.
''Türkiye'nin ayağındaki en büyük pranga çözülmeli''
Doğu ve Güneydoğu Kalkınma Vakfı Başkanı Hüsamettin Korkutata, Çözüm Süreci'nin Türkiye'nin olmazsa olmaz meselesi olduğuna dikkat çekti. "Türkiye'nin sırtındaki en büyük kamburlardan ve ayağındaki en büyük prangalardan birisi bu meseledir" diyen Korkutata, "Türkiye'nin gelişmesini ve ilerlemesini istemeyenler bizim bu sorunlar içerisinde boğulmamızı istiyor. Belirli bir noktaya gelen Çözüm Süreci'nin Doğu ve Güneydoğu'ya çok ciddi katkıları olmuştur. Halkın temennisi sürecin devam etmesinden yanadır. Bunu hedeflemeyen bir koalisyon da millet nezdinde asla başarılı olamaz" dedi.
''Süreç biterse analar tekrar ağlar''
Ağrı Kalkınma Derneği Başkanı Ömer Yıldız, Çözüm Süreci'nin son yıllardaki en büyük proje olduğunu kaydetti. Bölge halkının süku00fbnet döneminin ardından yeniden kan akmasına ve ortamın gerilmesine tahammülü olmadığını dile getiren Yıldız, yaşanan 3 yıllık süku00fbnet döneminin unutulmaması gerektiğini belirtti. Çözüm Süreci'nin mimarı olarak bölge halkının AK Parti'yi gördüğünü söyleyen Yıldız, gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı. "Süreç biterse analar tekrar ağlar" diyen Yıldız, bölgenin barış ve huzur ortamının devamı konusunda kurulacak koalisyon hükümetinden sürecin devam etmesi yönünde isteği olduğunu söyledi.
''Bir dil ve ırk yok sayılmamalı''
Batman Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeki Argunhan ise bölge de yıllarca uygulanan yanlış politikalar nedeniyle dinlerin konuşulmaz, konuşulamaz hala getirildiğini ve bir ırkın yok sayıldığını belirtti. Bu anlamda bölgede Çözüm Süreci'nin olumlu etkilerinin yaşandığını kaydeden Argunhan, partilerin kurulacak koalisyonda ırkçı yaklaşımlardan kaçınmaları gerektiğini dile getirdi. "Halk olarak bir girdabın içerisinde olmak istemediğimizi vurgulamak istiyoruz" diyen Argunhan, "6-8 Ekim olayları ile 40-50 kişinin yaşamını yitirdiği kötü günler yaşadık. Bölgede çok açık bir şekilde yatırımlarla alakalı bakış açısı değişti. Biz o günleri tekrar yaşamak istemiyoruz. Partilerin de bugüne kadar Çözüm Süreci ile bölgede yaşanan olumlu havayı göz önünde bulundurarak gerekli adımları atması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
''Kardeş kanı tekrar akmamalı''
Organize Sanayi ve İş Adamları Derneği Başkanı Aziz Özkılıç, Çözüm Süreci ile bölgenin ekonomik anlamda önemli gelişmeler kat ettiğini dile getirdi. Şehir merkezlerine cenaze gelmemesinin nedenini barış ve huzur ortamından kaynakladığını belirten Özkılıç, bu nedenle de akan kanın durması için Çözüm Süreci'nin devam etmesi gerektiğini vurguladı. Süreci devam ettiren partiler ile koalisyon kurulması gerektiğini söyleyen Özkılıç, "Çözüm Süreci'ni rafa kaldıran partiler kesinlikle halktan karşılık bulmayacaktır. Bu durumun bütün Türkiye'ye zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle kardeş kanının akmaması için mutlaka Çözüm Süreci kalıcı bir barışa dönüştürülmelidir" dedi.
''Bölge halkı büyük üzüntü duyuyor''
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zülfü Demirtaş ise AK Parti'nin tek başına iktidar olamamasından dolayı bölgede Çözüm Süreci'nin kesintiye uğrayacağının düşünüldüğünü kaydetti. Bu durumdan bölge halkının büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Demirtaş, "Halk AK Parti'ye bir uyarıda bulunmak istedi. Ama tabiri yerindeyse bacağından vuracağına AK Parti'yi kalbinden vurdu. İnsanların tamamı şuan da hayal kırıklığı yaşıyor. Özellikle Elazığ'da sürecin devam etmesini isteyen yüzde 70'lik bir kesim var. Bu nedenle oluşturulacak koalisyon da bölge halkının, Çözüm Süreci'nin devamı konusundaki isteğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini" belirtti.
''Kırmızı çizgi Çözüm Süreci olamaz''
Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Ahmet Sayar, Çözüm Süreci'nin bölgeyi etkiliyor gibi görünse de Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir konu olduğunu dile getirdi. Süreci bütün partilerin ülke meselesi olarak görmesi gerektiğine dikkat çeken Sayar, "Çözüm Süreci seçim öncesinde kaldığı yerden devam etmeli ve partiler de bu anlayış ile yoluna devam etmelidir. Benim kırmızı çizgim Çözüm Süreci'dir gibi yaklaşımların ülkeye fayda getirmeyeceğini" söyledi.
''Kardeşlik projesi olduğu unutulmamalıdır''
Harran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Sami Çetin, Çözüm Süreci'nin bir kardeşlik projesi olduğunu vurguladı. Bu nedenle de birlikte yaşama iradesi olarak tezahür etmesi gerektiğini dile getiren Çetin, sürecin kararlılıkla sürdürülmesinin bölge açısından önemli olduğunu belirtti. Çetin, "HDP yöneticileri başta olmak üzere herkes kullandığı dil ve üsluba nihayet derecede dikkat etmeli, Kandil ve terör ile arasına mesafe koymalı; AK Parti başladığı ışı yarım bırakacak bir oluşuma evet dememelidir" dedi.