Çözüm süreci 6-7 Ekim olaylarından etkilenmeyecek

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, çözüm sürecinin 6-7 Ekim olaylarından etkilenmeyeceğini, ancak hiçbir şeyin de 6-7 Ekim'den önceki gibi olmayacağını söyledi.
TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sunduğu 'Neler Oluyor' programına konuk olan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, çözüm süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çözüm sürecini değerlendiren Ünal, "Karşımızda HDP var, DTK var, KCK var, YDGH var; yani alfabenin bütün harfleri var karşımızda. Artı Kandil var, artı İmralı var, Avrupa var. Biz ise bu çoklu yapı içinde bir şeyi yapmaya çalışıyoruz, terörü sonlandırmak" dedi.
Ünal, bölgede şartların çabuk değiştiğini, hükümetin de yeni konuma göre pozisyon almak için pratik geliştirdiğini ancak 'Düne kadar kolkola olduğunuz Esad'ın bugün karşısındasınız' diyen muhalefetin 10 yıl öncede kaldığını dile getirdi.
"HDP SİLAHLARIN VESAYETİ ALTINDA"
Barış yolunun darboğazda olduğu iddialarını cevaplayan Ünal, "Çözüm süreci anlam olarak ve kabul itibariyle HDP ile, örgüt ile, İmralı ile sürdürülen bir müzakere sürecinin çok ötesine geçmiştir. Çözüm, artık bir paradigmayı ifade ediyor. Çözüm süreci, sosyal alanda çok ciddi iyileşmeler ortaya çıkardı. Toplum barış ortamını, çatışmasızlık ortamını kabullendi ve bu huzur ortamının devamı için baskı yapıyor. Bugün artık bölgede hiç kimse 90'lara dönemez. Her ne kadar örgüt, yapısı gereği, beslendiği kaynaklar bakımından 90'lara dönmek istiyorsa da. HDP'nin iradesi yok; silahların gölgesinde, silahların etkisinde, silahların vesayetinde siyaset yapıyor. HDP'nin güçlenmesi lazım. Bölge insanının hak ve özgürlüklerini savunması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"ÇÖZÜM, HDP-KANDİL-İMRALI İRADESİNDE DEĞİL"
6-7 Ekim olaylarının bilinçli olarak yönlendirildiğini söyleyen Ünal, "Abdullah Öcalan ve İmralı istediği için olaylar durdu, durduruldu gibi bir algı operasyonu yürütülüyor. 6-7 Ekim olaylarını durduran İmralı'nın iradesi değil; bölge insanının sürece, barışa, refaha sahip çıkmasıdır. Millet istediği için 6-7 Ekim olayları bitmiştir. Halka rağmen birilerinin 'Ben çözüm sürecinden çıkıyorum, süreç sonlanmıştır' deme lüksü yok artık. Artık bölgede devlet zulmü, baskısı değil; örgüt baskısı konuşuluyor. Tek tipçi, baskıcı, dayatmacı, dikte eden eski devlet aklı yok artık. Bugün örgütün dayatmacı tutumu rahatsız ediyor. Kobani ve 6-7 Ekim olayları da bu sürecin miladı oldu. Yani biz bu meseleleri konuşurken, Kobani öncesi ve sonrası diye konuşmalıyız. AK Parti süreci iyi yönetmiş ve topluma mal olmasını sağlamıştır. Millet de iradesini ortaya koyup olayları sonlandırmıştır. Çözüm süreci sadece örgütün, HDP'nin ve İmralı'nın iradesinden ibaret değil. Artık bölge insanının iradesi, orada yaşayan tüm vatandaşlarımızın, Kürt halkımızın iradesi sürecin içinde. Çünkü onlar bu sürece sahip çıkmışlardır" diye konuştu.
"GELECEK 10 YIL BÖLGEDEKİ KAOS BİTMEZ"
Ünal, CHP'nin dış politikayı hala 10 yıl önceki şartlarla okuduğunu savunarak, "2009 ile 2014 arasındaki fark, örgüt yapısında temel değişiklik ortaya çıkardı. Kuzey Irak'ta oluşan otonom bölge fırsatı, bugün Kuzey Suriye'de PKK için ortaya çıkmış durumda. Kamışlı'da Kobani'ye kadar uzanan, Rojova dediğimiz bölgede oluşan bir fırsat. Esad'ın da adeta teşne olduğu, yani bilinçli olarak açtığı fırsat kartı var orada. Yetmedi, IŞİD diye bir maymuncuk var elinizde. O da bölgedeki bütün dengeleri değiştirmiş. Adeta Suriye rejimini meşrulaştırmış, PKK'nın elindeki silahı meşrulaştırmış, bütün bu şartlarda dönüp de hem bölgeyi, hem Türkiye'yi, hem örgütü, hem dış politikayı mevcut şartlarda yeniden okumanız gerekirken bakıyorsunuz ana muhalefet partisi bölge ve koşullarını, örgüt ile dış politikayı hala 2003'ün şartlarında okumaya devam ediyor. Elbette biz çözüm süreci ile nihayetinde silahların bırakıldığı bir finali hedefledik; ama örgüt artık silahları meşrulaştırırken bir de önümüzdeki 10 yıl boyunca bölgedeki kaosun devam edeceğinin görülmesi üzerine takviye silah ihtiyacı da doğdu. Çok hızlı değişen, dinamik konum ve pozisyonlara karşı Türkiye'nin de daha pratik hareket etmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Yani 'siz daha düne kadar Esad'la kolkolaydınız, şimdi neden karşı karşıyasınız' diyemezsiniz. Şartlar aynı değil" dedi.
"HİÇBİR ŞEY 6-7 EKİM'DEN ÖNCEKİ GİBİ OLMAYACAK"
"Çözüm, dinamik bir süreçtir" diyen Ünal, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın '6-7 Ekim olayları sonrası süreç kaldığı yerden devam edecektir' açıklamasını da değerlendirdi. Ünal, "Çözüm süreci ile ilgili biz hep aynı yerde duruyoruz. Bizim pozisyonumuzu ne HDP, ne İmralı ne de başka unsurlar belirlemiyor. Bizim bir gündemimiz var ve biz onu uyguluyoruz. 6-7 Ekim olayları, çözüm sürecine tesir etmeyecek ama hiçbir şey de 6-7 Ekim olaylarından önceki gibi olmayacak. Karşımızda HDP var, DTK var, KCK var, YDGH var; yani alfabenin bütün harfleri var karşımızda. Artı Kandil var, artı İmralı var, Avrupa var. Şimdi biz tüm bu çoklu yapı ile bir şeyi sağlamaya çalışıyoruz. Terörü sonlandırmak istiyoruz. Enfeksiyonun giderilmesi için bir müzakere yürütüyoruz. Öyle bir algı oluşturuluyor ki; sanki biz bölgedeki vatandaşımızın bazı hak ve özgürlüklerini müzakere ediyoruz. Halbuki burada müzakere edilen terörün sonlandırılması. Devlet kendi vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini kimse ile müzakere etmez. Bölge araştırmasına göre anketler çözüm sürecinin yüzde 85 oranında devam etmesini istiyor. Silahların bırakılması ile ilgili HDP'ye oy verenlerin yüzde 60'ı silahların bırakılması gerektiğini söylüyor. Bu da şu anlama geliyor; yani HDP'nin kendi tabanında bile silah ve şiddet meşruiyetini kaybetmiştir" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA