Gülden AĞ
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK), şikayette bulunan bir çocuğun, “Annemle ben şu an babamdan kaçıyoruz. Lütfen diziyi bitirin. Kaç gündür size şikayet etmeye kalktım. Her seferinde beni dövdü. Lütfen bitsin de babam anneme aynısını yapamasın” sözleri, televizyondaki tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.
Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık ve Psikolog Sibel Eslek dizilerin aileler ve özellikle çocuklar üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Doç. Dr. Kırık, dizilere genç kuşağın yoğun ilgisi olduğunu belirterek, “Geleneksel medyanın aksine dijital medyada diziler aracılığıyla gençlere farklı bir evren sunulmaktadır” dedi.
Kültürel yozlaşma artıyor
Yabancı formatlı dizilerin kültürel bir yozlaşmaya neden olduğunu belirten Kırık, “Bu dizilerdeki var olan ilişkiler gençleri derinden etkilemekte, yönlendirmekte, hatta başrollerdeki yıldızları rol model aldıkları için onların hayatları gibi bir hayata sahip olmayı arzu etmektedirler” diye konuştu. İnternet dizileriyle birlikte argo, şiddet, çeteleşme gibi unsurların etkisini yeniden artırmaya başladığını söyleyen Kırık, “Bu diziler yapısal olarak incelendiğinde çoğunun popüler kültür ürünü olduğu görülmektedir” açıklamalarında bulundu.
Kötü davranışlar özendiriliyor
Dijital İletişim Araştırmacısı Kırık, diziler ile birlikte lüks tüketim, yüksek yaşam standartları, kısa yoldan şöhret ve kazancın pompalandığını ve gençlerin kötü davranışlara özendirildiğini kaydetti: “Dijital platformlar aracılığıyla sunulan diziler bağımlılık oluşturduğu için gençlerin eğitim faaliyetlerini de derinden etkiliyor. Hayat şartlarını beğenmeyen ve farklı yollara giren gençleri konu alan dizilerde bu durum had safhaya ulaşmış durumdadır. Ne yazık ki zaman kontrolü diziler ile yitirildiği için gençler tam donanımlı bir hale gelememektedirler.”
Şikayetler 5 kat arttı
RTÜK tarafından ilgili içeriklerin incelendiğini söyleyen Kırık, “Geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında en çok şikâyeti reyting rekortmeni diziler almış, bu dönemde dizilerle ilgili, geçen yılın aynı dönemine göre 5 kat artışla 30 bin 358 şikâyet gerçekleştirilmiştir” bilgisini verdi.
İnternet dizileri denetlenmeli
İnternet dizilerinin de denetime tabii tutulması son derece önemli olduğunun altını çizen Kırık, “Özellikle YouTube gibi mecraların yalnızca fikri ve sınai haklar açısından denetlenmesi pek de yeterli değildir. Sansür ve özgürlük kavramlarının vatandaşlar tarafından anlam yükünün anlaşılabilmesi için medya okuryazarlığı elzemdir” sözlerine yer verdi.
Psikolojisini bozmayın!
Son yıllardaki dizilerin üst gelir sınıfından bireylerin yüksek standartlara sahip hayatları, çekişmeli ve kimi zaman da çarpık ilişkilerini konu edindiğini söyleyen Psikolog Sibel Eslek, “Sosyal medyanın bu denli yaygınlaştığı bir dönemde gençlerin muhatap oldukları her ekranda (telefon, televizyon, bilgisayar) birbirini bu şekilde pekiştiren içeriklere maruz kalması söz konusu. Bu da her birey bazında belli oranlarda etkileyicilik gücüne sahip olmakla beraber, özellikle gelişimsel olarak kendilerine has bir kimlik ve değerler sistemi oluşturma, sağlıklı ve güvenilir ilişkiler geliştirme dönemi içinde bulunan geçlerin psikososyal ve ahlaki gelişimleri açısından pek çok olumsuzluğun kapısını iyiden iyiye açmakta” dedi.
Toplum bilinçlendirilmeli
RTÜK’ün aldığı tedbirlerin yanı sıra toplumun tam şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Eslek, “RTÜK’ün aldığı tedbirlerin yanı sıra toplumun tam şekilde bilinçlendirilmesinin önemli bir tamamlayıcı olacağına, ancak bu şekilde tedbirlerin işlevsel kılınabileceğine inanıyorum” açıklamalarında bulundu.