Çin'de yılın son haftasına gerçekleştirilen Merkezi Dış İlişkiler Konferansı ve Devlet Başkanı Şi Cinping'in Çin'i yurt dışında temsil eden büyükelçilere hitabı, ülkenin gelecek dönemde dış politikadaki yönelimlerine ilişkin ipuçları verdi.
Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, iki gün süren basına kapalı toplantıya, ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 24 kişilik Merkez Komitesi Siyasi Bürosu üyeleriyle üst düzey hükümet yetkilikleri ve diplomatlar katıldı.
Daha önce 2006, 2014 ve 2018 yıllarında düzenlenen toplantının, Çin ile ABD arasında küresel jeopolitik rekabetin ve gerilimlerin arttığı bir döneme denk gelen zamanlaması dikkati çekti.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in yeniden seçilerek iktidarını üçüncü döneme taşıdığı 2023'ün sonunda yapılan toplantı, Pekin yönetiminin yeni dönemde dış politikada izleyeceği hedeflere, ilkelere ve yönelimleri ortaya koydu.
Devlet Başkanı Şi, toplantıda yaptığı konuşmada, son 10 yılda dış politika alanındaki gelişmeleri ve kazanımları değerlendirirken yeni dönemde Çin'in küresel bir güç olarak hegemonya siyasetine karşı çıkması ve çok kutupluluğa yönelen dünya düzenini şekillendirmek üzere uluslararası gücünü, etkisini ve çekimini artırması gerektiğini vurguladı.
"Sorumlu büyük ülke"Çin son 10 yılda uluslararası etkisi gidererek gelişen, girişimlere yön verme kapasitesi ve ahlaki çekimi artan "sorumlu büyük bir ülke" haline geldiğini ifade eden Şi, "Diplomaside Çin'in ayırt edici karakterini, üslubunu ve ahlakını ortaya koyduk, küresel vizyonu olan kendine güvenli, yeterli, açık ve kapsayıcı büyük ülke imajını yerleştirdik." dedi.
Şi, bu dönemde tüm uluslararası taraflarla ilişkileri bütüncül bir yaklaşımla ele aldıklarını, ülkenin stratejik erimini genişleterek kapsamlı ve yüksek nitelikli küresel ortaklıklar ağı oluşturduklarını belirtti.
2023'te 10 yılını geride bırakan Kuşak ve Yol Girişimi'ne özel vurgu yapan Şi, girişimin, dünyanın en geniş kapsamlı uluslararası işbirliği platformu haline geldiğini, uluslararası sistemin ve düzenin nasıl reforme edilebileceğinin yolunu gösterdiğini ifade etti.
Çin lideri, geçen yıl, tarihi İpek Yolu güzergahında ulaştırma, altyapı ve bağlantılılık projeleriyle Doğu-Batı ticaretini canlandırmayı hedefleyen Kuşak ve Yol Girişimi'nin 10. yılında Pekin'de düzenlenen 3. Kuşak ve Yol Forumu'nda, girişimi güncelleyerek ileriye taşımaya yönelik eylem planını duyurmuştu.
Kuşak ve Yol Girişimi'nin, gelecek dönemde de Çin'in yükselen güç stratejisinin, uluslararası ekonomik işbirliğini ve nüfuz ağlarını şekillendirme çabasının temelinde yer alması bekleniyor.
Tüm ülkelerin, büyüklüğüne bakılmaksızın eşit muamele göreceği, hegemonya ve güç siyasetinin reddedileceği, uluslararası ilişkilerde gerçek demokrasinin hakim olacağı adil bir dünyanın ancak çok kutuplu bir düzenle mümkün olacağını savunan Şi, "Güç siyasetinin ve zorbalığın her türüne karşı çıkmalıyız." ifadesini kullandı.
"Büyük güçlere karşı mücadele"Şi, yurt dışında görev yapan büyükelçilere, Çin'i çevreleme ve bastırma çabalarına boyun eğmemeleri uyarısı yaparken "Çin'in ulusal egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını kararlılıkla savunmak için büyük güçlere karşı güçlü bir irade ve mücadele azmi ortaya koymak elzem." değerlendirmesinde bulundu.
Çin, ABD ve müttefikleriyle jeopolitik rekabetinde, Batı karşısında benzer meydan okumalarla karşı karşıya bulunan Rusya'ya daha fazla yakınlaşıyor.
Avrupa ve ABD'den bağımsız, "stratejik özerkliğe" dayalı müstakil ilişkiler geliştirmek isteyen Pekin, Washington'ın Hint-Pasifik stratejisi kapsamında bölge ülkeleriyle kurduğu ortaklıkları, kendisini çevreleme girişimi olarak değerlendiriyor.
Şi, ABD ve Avrupa'da Çin'e karşı ekonomik güvensizliğinin arttığı, sanayi ve tedarik zincirlerinde "ayrışmaya", yatırımlarda ve kritik teknolojilerin transferinde "riskleri azaltmaya" yönelik eğilimlerin belirginleştiği bir dönemde Çin'in küreselleşmeyi savunmayı sürdürmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Küreselleşmeyi geriye çevirmeye yönelik, güvenlik kavramını suistimal eden tüm girişimlere, tek taraflılığın ve korumacılığın her biçimine kararlılıkla karşı çıkmalı, ticarette ve yatırımlarda liberalleşmeyi ve kolaylaştırıcılığı teşvik etmeli, dünya ekonomisinin sağlıklı gelişimine engel olan yapısal problemleri çözmeli ve ekonomik küreselleşmeyi daha açık, kapsayıcı, dengeli ve herkese yararlı hale getirmeliyiz."
"Olayları şekillendirme gücü"Yeni dönemde "Çin'in diplomasi teorisi ve pratiğinde yeni ufukları keşfetmesi gerektiğine" işaret eden Şi, "Çin, dünya ile ilişkilerinde yeni dinamikler geliştirerek uluslararası etkisini, çekimini ve olayları şekillendirme gücünü yeni bir seviyeye ulaştıracağız." diye konuştu.
Çin'in dış politikasını yürüten aktörlere, "savaşçı ruhu sürdürme", "büyük resme odaklanma" ve "yeni çığırlar açma" çağrısı yapan Şi, "Çin, uluslararası moral üstünlüğü elde tutmalı, dünyanın büyük çoğunluğunu birleştirip seferber etmelidir." dedi.
Dünyanın yeni bir dönüşüm ve çalkantı dönemine girdiğinin altını çizen Şi, buna rağmen toplumunun kalkınmaya ve ilerlemeye yönelik eğiliminin değişmeyeceğini vurguladı.
Şi'nin, olayları şekillendirme gücüne ve moral üstünlüğüne yaptığı vurgular, Çin'in dünya siyasetindeki ağırlığını artırmaya yönelik girişimlerini sürdüreceğinin işaretini veriyor.
Çin, kurucusu olduğu BRICS Topluluğu'na 6 yeni üyenin davet edildiği, bunlardan 5'inin katılımıyla sonuçlanan genişleme sürecinde belirleyici rol oynarken, "Küresel Güney" olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerin dünya siyasetinde ve küresel ekonomideki ağırlığını artırmaya yönelik çabalara hamilik etme niyetini ortaya koymuştu.
Son yıllarda bölgesel krizlerin çözümünde daha aktif role soyunan Çin, İran ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasında ara buluculuk yapmış, Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail'in Gazze'ye saldırılarıyla tırmanan Filistin sorununun çözümüne yönelik "tutum belgeleri" yayımlayarak diplomatik girişimlerde bulunmuştu.