Süleyman BAŞ
Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Alman medya kuruluşlarına sızdırılan gizli bir rapor, Çin yönetiminin Sincan’daki sözde eğitim kamplarında Uygur ve Kazak mahkumlara uyguladığı şiddet ve tecavüzü gözler önüne serdi. Çin yönetimi, Budist rahibelere uygulanan tecavüzleri, ‘rahibelerin cinsel hayata kavuşarak manastır hayatını terk etmeleri’ amacı güttüğünü belirterek savunuyor. Tibet'teki rahibelerin sistematik olarak tecavüze uğraması onlarca yıldır devam ediyor.
Dinlerinden dönüp aydınlanıyorlar!
Çin Komünist Partisi’nin ‘meslek okulları’ olarak dünyaya lanse ettiği, gerçekte kadın mahkûmlara düzenli olarak tecavüz ve erkek mahkûmlara ise sistematik biçimde işkence yapılan hapishanelerdeki yasa dışı uygulamalar bir kez daha gün yüzüne çıktı. New York Times, Sincan kampından kaçmayı başaran Kazak ve Uygur mahkûmlarıyla röportaj yaparak mahkumların yaşadıkları dehşeti sütunlarına taşıdı. Gazetede yayınlanan makalede Sincan kampındaki mahkûmlardan bazılarının bir kafese kapatılarak işitme duyularını yitirene kadar dövüldüğü, bazılarının çarmıha gerilmiş gibi zincirlendiği ifade edildi.
Müslüman mahkûmların dinlerinden döndüğünü ifade edene kadar işkence gördüğünü belirten Sincan toplama kampı firarileri, “Her gece mahkûmlar ‘bizi dinimizden döndürdüğü ve aydınlanma fırsatı tanıdığı için Xi Jinping'e teşekkür ederiz’ demek zorunda bırakılıyorlar. Bazı Müslüman mahkûmlara ise uyumamaları için gece boyunca elektroşok veriliyor ve vücudunun her bölgesine tazyikli su dökülüyor” ifadelerini kullandı.
‘Kardeş aile’ tecavüzü
Daha önce de Çin yönetiminin kocaları toplama kamplarına götürülen Uygur ve Kazak kadınlarının evlerine erkekler yerleştirildiği ortaya çıkmıştı. Kadınların direnmeleri halinde kamplardaki abileri, kardeşleri ve babalarına işkence uygulanacağı tehdidiyle kadınlara tecavüz ettikleri, kardeş aile uygulaması adı verilen bu tecavüzler sonucu kimisinin intihar ettiği, kimisinin ise aklını yitirdiği rapor