Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Şi, görüşmede Avrupa Birliği'nin (AB) Çin ile ekonomik bağımlılıktan kaynaklanabilecek "riskleri azaltma" yaklaşımını eleştirerek, bağımsız işbirliğinin yalnızca iki ülkeye değil küresel ekonomiye de fayda sağlayacağını vurguladı.
Çin ve Almanya'nın farklılıklarını ortak zemin içinde çözme arayışında oldukları sürece ilişkilerin sürekli olarak gelişim doğrultusunu sürdüreceğini ifade eden Şi, "Çin ve Almanya arasında temel çıkar çatışması yok. İki ülke birbirine güvenlik tehdidi oluşturmuyor." dedi.
Şi, iki ülkenin sanayi ve tedarik zincirleri birbirine derinden bağlı, pazarlarının yüksek düzeyde birbirine bağımlı olduğunu vurgulayarak, "Çin ve Almanya arasında karşılıklı faydaya dayalı işbirliği risk değil, ikili ilişkilerin istikrarının güvencesi ve geleceği yaratmak için bir fırsat." ifadesini kullandı.
- "Kapasite fazlası üretim"
Çin ve Almanya'nın, ekonomileri sanayiye dayalı ülkeler olarak serbest ticareti ve ekonomik globalleşmeyi desteklemesi gerektiğinin altını çizen Şi, "Korumacılığın yükselişine karşı teyakkuz içinde olmalıyız, üretim kapasitesi meselesini küresel piyasasının ve ekonominin yasaları çerçevesinde nesnel ve diyalektik bir görüşle ele almalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Çin son dönemde elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji donanımları gibi yükselen sektörlerdeki devlet destekleriyle iç talebi aşan kapasite fazlası üretim yarattığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
AB Komisyonu, Çin'den ithal elektrikli araçlar hakkında sübvansiyon soruşturması başlatırken benzeri bir soruşturmanın güneş panelleri için başlatılması gündemde.
Bu sektörlerdeki kapasite fazlası üretimin, küresel pazarları Çin menşeli ucuz ihraç ürünleriyle doldurarak diğer ülkelerin bu sektörlerde üretim kabiliyetini geliştirmesine engel olacağından endişe ediliyor.
Şi, Çin'in ürettiği elektrikli araçlar, lityum-iyon bataryalar ve güneş panellerinin yalnızca küresel arzı çeşitlendirmekle kalmadığı ama aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadele için elzem olan yeşil dönüşüme ve düşük karbonlu ekonomiye geçişe katkı sağladığını savunuyor.
- Ukrayna krizi
İki lider, ayrıca Ukrayna krizi, Filistin sorunu ve ortak kaygı konusu uluslararası meselelerin çözümü konusunda görüş alışverişinde bulundu.
Şi ve Scholz, Ukrayna krizinin çözümü için Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın amaç ve ilkelerine bağlı kalınması, nükleer silah kullanımına ve barışçı amaçlı nükleer tesislere yönelik saldırılara karşı çıkılması, küresel gıda güvenliğinin ve uluslararası insancıl hukukun korunması konularında hemfikir olduklarını belirtti.
Sorunun barışçı çözümü için 4 ilke önerisinde bulunan Çin Devlet Başkanı Şi, ülkelerin bencil çıkarları yerine barışın ve istikrarın genel çıkarının gözetilmesi, ateşe körükle gitmek yerine çatışmanın yatıştırılması, gerilimi artırmak yerine barışı sağlayacak koşulların oluşturulması, küresel sanayi ve tedarik zincirlerine zarar vermek yerine dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerin giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Şi, Çin'in Ukrayna sorununun barışçı çözümüne yönelik tüm çabaları teşvik edeceğini, hem Rusya'nın hem Ukrayna'nın kabul edeceği, tarafların eşit olarak katılacağı ve tüm barış planlarının adil şekilde tartışılacağı bir uluslararası barış konferansını destekleyeceğini, bu konuda Almanya dahil tüm taraflarla diyaloğa açık olduğunu belirtti.
- Filistin sorunu
Şi ve Scholz, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de BM Güvenlik Konseyinin 2728 sayılı ateşkes talep eden kararının uygulanmasının önemini vurguladı.
Gerilimin düşürülmesi ve insani krizin daha fazla kötüye gitmesinin önlenmesi için Gazze'ye insani yardımların engelsiz ve sürdürülebilir şekilde ulaştırılmasının sağlanması gerektiğine işaret eden liderler, Filistin sorunun iki devlet temelinde müzakere yoluyla erken bir tarihte çözülebilmesi için tüm etki sahibi ülkelere yapıcı rol oynama çağrısında bulundu.