CHPTürkiye'nin geçmişine de geleceğine de karşıdır!

Osmanlıcanın ders olarak okutulmasına karşı çıkan CHP'ye tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, "Türkiye'nin geçmişine de geleceğine de karşı bir parti olanCHP''nin en büyük hatası, milletin değerlerine karşı bir tavır alarak savunmaya geçmesidir" dedi.

RÖPORTAJ: BAYRAM ZİLAN

19. Milli Eğitim Şurası'nda Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri'nde zorunlu diğer okullarda ise seçmeli olması yönünde tavsiye kararı çıkınca, Osmanlıca tartışmaları da ülke gündemine oturdu. Muhalefet partilerinden, özellikle de CHP'den "Osmanlıca ile karanlık çağa dönülecek" şeklinde çok sert eleştiriler geliyor. Dil uzmanları ise konuyla ilgili farklı değerlendirmelerde bulunuyor. Dil ve Edebiyat üzerine çalışmalar yaparak Türkçeyi milli bir mesele olarak ele alan ve 'Bizimki Türkçe Sevdası' adlı kitabın da yazarı olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, son zamanların en sık tartışılan konularından biri olan Osmanlı Türkçesini, Ankara Temsilcimiz Bayram Zilan'a değerlendirdi.

Osmanlıca aslında eski Türkçe değil midir?

Değişik isimler verilebilir. Ama Osmanlıca tabiri doğru bir tabir değildir. Osmanlıca dediğiniz zaman başka bir dilden bahsetmiş olursunuz. Yani İngilizce, Fransızca, Almanca gibi. Sizin Osmanlıca dediğiniz tam manasıyla Osmanlı Türkçesidir. Düşünün ki bir gecede karar veriliyor. Bir harf devrimi yapılıyor. Alfabe değişiyor. Alfabenin değişikliğine bağlı olarak daha önceki alfabe ile yazılan dili yabancılaştırıp Osmanlıca yapıyorsunuz. Bu yanlıştır. Doğru olan Osmanlı Türkçesi demektir. Ya da eski yazı ile yazılan Türkçe de denilebilir. Burada mesele bir alfabe değişikliğidir. Halk arasında alfabeye hala 'elif, ba' diyoruz. Bu Türkçe bizim Türkçemizdir. Dolayısıyla Osmanlıca 90 yıl önce Latin alfabesiyle yazılan değil, o günkü alfabemizle yazılan dilimizin adıdır.

CHP, MİLLETİN DEĞERLERİNE KARŞIDIR

Bu tartışmalarda özellikle CHP kanadından Osmanlı Türkçesi'ni geriye gitme olarak değerlendirenler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin zaten en büyük hatası budur. Hep milletin değerlerine karşı bir tavır alarak savunmaya geçiyorlar. CHP zaten, Türkiye'nin geçmişine de geleceğine de karşı bir partidir. Bugün CHP'ye destek veren birçok aydının, özellikle Osmanlı Türkçesini okuyup yazabilen aydınların CHP'nin bu karşı çıkışını anlamadıkları kanaatini taşıyorum.

Peki, Osmanlıca, Türkçeyi fakirlikten kurtarıp dilimizin zenginleşmesine katkı sağlar mı?

19. Milli Eğitim Şurası birçok karara imza attı. Ama bunların hiçbiri tartışılmadı. Özellikle Osmanlı Türkçesine yönelik bir tavsiye kararı şurada alınan kararların tamamını gölgede bırakmıştır. Adeta gündem belirleyen bir karar oldu. Bence bu yönüyle tartışılmasından korkmamak lazım. Toplum tarafından iyi bir şekilde anlaşılmasına fırsat verildi. Herkes kendi açısından baktı. Bir bakıma Osmanlı Türkçesi merkezli tartışma biraz da insanların kültür seviyesini de gösteriyor. Yani bir Türk aydınının olmazsa olmazı, mutlaka dününü, tarihini bilmesidir. Tarihinin kaynaklarını mutlaka okuyor olması lazım. İnanıyorum ki Osmanlı Türkçesinin okullara konuluyor olması dünümüzü daha yakinen tanıma, kapalı kapılar ardına hapsedilmiş olan kitaplarımıza ve edebi eserlerimize ulaşma imkanı verecektir.

YENİ BİR DİLİ AKŞAMDAN SABAHA KURAMAZSINIZ

Yıllarca Arap alfabesinin zorluğu üzerine beynimiz yıkandı. Osmanlıca eğitimi almadan kendi kendime Osmanlıca öğrendim. Osmanlıca, neticede bir alfabe. Bir alfabeyi öğrenip de harflerin bağlanışını öğrendiğiniz zaman rahatlıkla okuyorsunuz. Farz edin bugünkü Türkçeyi Osmanlı alfabesi ile veya Arap alfabesi ile yazıyorsunuz, o zaman bunun adı Osmanlıca mı olacak? Değilu2026 Bugünün Türkçesidir bu. İkisinin arasındaki tek fark alfabedir. İkisi de Türkçedir. Yoksa Türkçeyi, yeni bir dili, akşamdan sabaha kuramıyorsunuz ki.

TÜRKÇEYİ DOĞRU KULLANMIYORUZ

Tabi bugün Türkçeyi doğru kullanmadığımız da herkesin bildiği bir gerçek. Kelimeleri doğru kullanamıyoruz. Köklerimizden koptuğumuz için kelimelerin çoğunu doğru telaffuz edemiyoruz. Ben kendimi de bu işin içinde tutuyorum. Hatta biz Türkçenin sıkıntılarını dile getirmek için bir komisyon kurduk. Sonrada 'Bizimki Türkçe Sevdası" diye bir kitap yazdık. Bu bir bakıma; yeni nesil gelecekte bu sıkıntıları yaşamasın diye bir çığlıktı. Örnekleri çoğaltabiliriz. Çoğu zaman herkes şunu kullanır. Cürmü kadar yer yakar diye bir deyim var. Cürüm nedir? Suçtur cezadır. Doğrusu "Cirmi kadardır". Cirmi ise hacmi kadar demektir. Bu hatalarımızın kaynağı Osmanlı Türkçesinden haberimizin olmayışıdır. Yani her aydın mesleği ne olursa olsun Osmanlı Türkçesiyle yazılmış yazıları okuyabilmelidir.

Osmanlı Türkçesiyle barışmak, aynı zamanda geçmişiyle barışmak anlamına da geliyor diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Tarihimizden, kendi kültürümüzden koptuk. Her kelime kültürel mirastır. Bir kelimeyi yok ederseniz o kelime ile birlikte çağrıştırdığı bütün yaklaşımları da yok etmiş oluruz. Dolayısıyla ben bu tartışmaları, toplumun yıllarca dışlanan tarafıyla tekrar buluşması açısından olumlu buluyorum. Ancak ifadeyi bile yanlış kullanıyoruz. Osmanlı Türkçesine sanki başka bir dilmiş gibi Osmanlıca diyoruz.. Halbuki bu, Osmanlı Türkçesidir. Türkiye Türkçesi ile Osmanlı Türkçesi arasındaki tek fark alfabedir. Yeni nesle İngilizce, Arapça, Farsça gibi birçok dili öğretme mücadelesi verirken kendi kültürümüzle ilgili alfabe sıkıntısını ortadan kaldırmak yanlış anlaşılmamalıdır.

KİMSE ALFABEYİ DEĞİŞTİRELİM DEMİYOR

Kütüphanelerde ciddi bir birikimimiz var. Osmanlı Türkçesi öğrenildiği zaman güçleniriz. Bu geri gitmek değildir. İsrail, 1948 yılında kuruldu. Harf devriminden çok daha sonra kuruldu. Onlar Latin alfabesini esas almadılar. O gün için dünyada geçerliliği olmayan İbranice alfabelerini geliştirdiler. Bugün İsrail Batı ile bütünleşme noktasında bizden geri değil. İsrail, Batı ile çok daha iç içe. İsrail'de oturan herkesin bir ayağı Amerika'da, Avrupa'da. Buna rağmen kendi alfabelerini yeniden hayat geçirdiler. Yani şu anda da kimse alfabeyi değiştirelim diye bir tezi savunmuyor. Böyle bir şey yok. Belki alfabenin aksayan yönleri varsa onlar konuşulabilir. Dolayısıyla bu kaygı yersiz bir kaygıdır. Ayrıca bu kaygı cehaletin ifadesidir Ana muhalefet partisinin sözcülerini cehalet içerisinde gördüğümü açıkça ifade ediyorum.

Kültür soykırımının önüne geçmek adına nasıl bir duruş sergilemeliyiz?

Osmanlı Türkçesine karşı olmak ya da Osmanlı alfabesine karşı olmak yerine bugün Türkçenin karşı karşıya kaldığı çok büyük tehlikelerin karşısında olmak gerekir. Bu tehlikeleri kimse gündeme getirmiyor. Bugün artık alfabemiz Türkçe seslendirilmiyor. Gösterilmesi gereken tepki aslında bu. Tepkiyi Osmanlıca Türkçesine göstermek yerine bugün Türkçenin içinde bulunduğu sıkıntılara karşı dile getirmek lazım. Burada muhalefetin de iktidarla birlikte ciddi bir çalışma yapması lazım.

ALFABENİN BİTMESİ TÜRKÇENİN BİTMESİDİR

Alfabenin bitmesi Türkçenin bitmesidir. Artık birçok okulda maalesef eğitim dilinin İngilizce olması nedeniyle Türkçe iyi öğretilemiyor. Bu nedenle harfler İngilizce seslendiriliyor. Bu da dile çok büyük zarar veriyor. Siz eğer alfabenin seslendirmesini Türkçe değil de İngilizce yaparsanız bu Türkçenin bitişi demektir. Türkçe duyulduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dil. Ama bugün duyulduğu gibi mi yazıyoruz? Yazıldığı gibi mi okuyoruz? Artık Batıdan aldığımız birçok kelimeyi karşılığı olmasına rağmen maalesef o dile göre yazıyoruz ama okurken Batı gibi okuyoruz. Bizim konumuz Osmanlı Türkçesini yeni neslin okumasıdır. Osmanlı Türkçesi ile kütüphanelere kapattığımız kendi kültür havzamızla yeni neslimiz buluşmuş olacak.tır.

Sizin F Klavye ile ilgili çalışmanıza neden tepki gösterdiler? Çünkü siz aslında burada Türkçenin korunması adına yapmıştınız çalışmanızı?

Bu tepki gösterenler niye klavyenin üzerindeki İngilizce kelimelere tepki göstermezler? Soruyorum ben muhalefete. Ak Parti iktidarı tespit edene kadar Türkiye'de Türkçe harflerle mesaj gönderenler, İngilizce harflerle mesaj gönderenlere oranla iki kat fazla ücret ödüyordu. Sözgelimi İngilizce mesaj gönderiyorsanız bir lira, Türkçe gönderdiğiniz de iki lira yirmi beş kuruştu. Adeta Türkiye'de Türkçe konuşmak cezalandırılıyordu. Muhalefet bunun neresinde? Niye buralara tepki göstermez? Aynı tepkiyi ben Exıt yazıları için de göstermek isterim. Girişlere çıkışlara bakıyoruz "Exıt" diye bir kelime var. Türkiye'ye tabiki yabancılar gelebilir ama Türkler açısından o "Exıt" yazan yerde kaçışı mı kastediyorlar? Çıkışı mı kastediyorlar? Türkçenin böyle de bir güzelliği varTürkçeyi yetersiz görenler için söylüyorum. Türkçe yeterlilikten öte gerçekten diğer dillere fark atacak güzellikleri olan bir dil. Biz bunların mücadelesini veriyoruz. Ak Parti olarak dille ilgili yeni bir Çalıştay yaptık. Sıkıntılar nedir? Ne gibi tedbirler alınmalıdır? Ne gibi çözümler ortaya konmalıdır? Osmanlıca Türkçesine gösterilen tepki, tabelalardaki yabancı kelime bolluğuna niye tepki verilmiyor. Bu tepkiyi gösterenlerin iş yerlerine bakın, onların da aynı şeyi kullandığını göreceksiniz.