CHP'nin yargı bağımsızlığı çıkmazı!

CHP eski genel başkanı Baykal'ın referandumla yargı bağımsızlığının yok olacağını iddia etmesi, Baykal'ın yargı bağımsızlığından ne anladığı konusunu tartışmaya açtı. Zira Baykal, 2008 yılında AK Parti'ye kapatma davası açabilen yargıyı bağımsız olarak tanımlamıştı.

KORAY TAŞDEMİR

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının yargılanması karşısında 'Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok' diye tepki gösteren zihniyet, geçmişte AK Parti'ye yönelik kapatma davası açıldığı zaman, yargının bağımsız olduğunu savunuyorlardı. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da AK Parti'ye 2008 yılında açılan kapatma davasının haklı gerekçeler barındırdığını iddia etmişti. Yargı bağımsızlığına bu mantıkla bakan Baykal'ın 16 Nisan referandumundan sonra yargı bağımsızlığının tamamen yok olacağını iddia etmesi ise yargıdan ne beklediğinin çıkmaza girdiğini gözler önüne serdi.

Kapatma davası açacak yargı istiyorlar

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, AK Parti'nin "Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle, partinin kapatılması ve ilgili dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle açtığı kapatma davası Baykal'ın deyimiyle hukukun işlemesiydi. Baykal, AK Parti'nin anayasanın temelleriyle oynamak istediğini, bu nedenle de kapatılma davasıyla karşı karşıya kaldığını söylemiş ve kapatma davasına yönelik AK Parti kanadından yapılan açıklamaları da yargıya müdahale şeklinde eleştirmişti.

'Hukuk harekete geçti' demişti!

Baykal, hukuk sistemi ve AK Parti'nin uygulamaları arasında derin çelişkiler olduğu söyleyerek, var olan hukuk sistemi karşısında iktidarın uygulamalarının kabul edilemez noktaya geldiği savunmuştu. 2007 seçimlerinde yüzde 46,5 oy alan AK Parti'nin 'Laf söz dinlemez hale geldiğini' savunan Baykal "Geldiğimiz noktada hukuk harekete geçme gereğini duymuştur., siyaset görevini yapmıştır. " ifadelerini kullanmıştı.