Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirerek, ekonominin büyük bir istikrarsızlığa sürüklendiğini savundu.
Merkez Bankasının tabela faizlerini artırmasına göz yumulduğunu ama kimsenin akılcı politikalara dönüleceğine ikna edilemediğini vurgulayan Öztrak, "Erdoğan, kendi yanlışlarının sonucunda, millete içirmesi gereken acı ilacı, mart ayında yapılacak seçimlere kadar dış borçla erteleyebilme hedefinden uzaklaştıkça uzaklaştı, millete yüklenmeye başladı." ifadesini kullandı.
Torba yasayla, ÖTV, KDV, gelir ve kurumlar vergilerinin artırıldığını belirten Öztrak, "Milletin sırtına 1 trilyon 150 milyar lira vergi yüklendi. Alınan vergilerin üçte ikisi tüketim vergisi. Yani dar ve sabit gelirli vatandaşların üzerinde kalacak olan vergiler. Hükümet fiyatını belirlediği mal ve hizmetlere de zam üstüne zam yapıyor." diye konuştu.
Geçen ay yapılan yüzde 43 zammın ardından çaya bu ay da yüzde 9,5'lik bir zam daha geldiğine dikkati çeken Öztrak, çiğ süt fiyatlarına yüzde 35 zam geldiğini, bunun önümüzdeki günlerde market raflarındaki ürünlere de yansıyacağını belirtti.
"Enflasyon son aylarda baz etkisiyle bir miktar düştü." diyen Öztrak, bu etkinin önümüzdeki aydan itibaren Türk lirasının değer kaybetmesi, dolaylı vergilerin, harçların artırılması ve zamlar nedeniyle enflasyonun yeniden hızlanacağı şeklinde görüleceğini iddia etti.
"Tek haneli enflasyon" söylemini "masal" olarak niteleyen Öztrak, "Enflasyon cephesinde yılın ikinci yarısında işlerin hiç kolay olmayacağı ayan beyan ortada. Vatandaşa çay kaşığıyla verdiklerini kepçeyle geri alacaklar." dedi.
İşsizliğin halen can yaktığını, ekonominin yavaşladığını, konut satışlarının haziranda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 düştüğünü aktaran Öztrak, konut satışlarında temmuz 2021'den bu yana en sert düşüşün gerçekleştiğini, sanayi üretiminin de yıllık olarak bakıldığında son 7 ayın 5'inde gerilediğini söyledi.
Öztrak, cari açığın ekim 2021'den bugüne her ay arttığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Cari açık her ay arttı. Rekor üstüne rekor kırdı. 20 aylık birikimli cari açık 87 milyar dolar oldu. Ama bunun finansmanı için dışarıdan yeterli para gelmedi. Açığın tam 36 milyar doları, ülkenin kasasındaki dövizler satılarak finanse edildi. Ama tulumbada su bitti."
Öztrak'tan "ekonomi programı" eleştirisiFaik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Litvanya'daki programdan dönüşünde, "Ekonomi programımızı, tavizsiz uygulayacağız" ifadesini kullandığını, ortada açıklanmış bir programın ise olmadığını savundu.
"Zam çok, vergi çok, yoksulluk çok, açlık çok. Program da huzur da yok. Tek bildikleri hep zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmak. Millete ekonomik soykırım uygulamak." ifadelerini kullanan Öztrak, şöyle konuştu:
"Samimiyetsizlik bunlarda diz boyu. Mış gibi yaparak, seçime kadar bu işi aspirinle idare edebilir miyim diye bakıyorlar. Ek bütçe dedikleri bir ucubeyi bugün Meclis'e sundular. Getirdikleri ek bütçede milletten toplayacakları 1 trilyon 150 milyarlık verginin karşılığına, 1 trilyon 150 milyar liralık harcama yazmışlar. Neden? Çünkü yasal olarak ek bütçede açık getiremiyorlar."
Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ek yapılan harcamalara baktığımız zaman her şey var ama kamu çalışanlarının maaş ve ücretlerine, emeklilerin aylıklarına, ikramiyelerine yapılan zamlar, sosyal güvenliğe devlet katkısındaki artış gibi toplamda 794 milyar liralık harcama ek bütçede yok. Yani bütçenin içinde görülmeyen bir başka bütçe var. Bunu, Cumhurbaşkanına verdikleri insaf dışı ödenek yazma yetkisiyle bütçeye, karşılığına gelir yazmadan yazacaklar. Yazdıkları bütçe açığını ikiye katlayacaklar, rekor kıracaklar.Bir de bunu karşılasın diye Cumhurbaşkanına bir insafsız net borçlanma yetkisini üçe katlayan bir yetki de veriyorlar. Memleketin bütçesini, kaderini tek kişinin iki dudağının arasına bırakıyorlar. Nerede kaldı millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yapma hakkı? Torba yasayla kur korumalı mevduatın yükünü de Hazine'den Merkez Bankasına devrettiler. Bütçe açığının önemli bir bölümünü de para basarak karşılamak üzere yok ettiler. Anayasaya, yasalara aykırı, saydamlıktan, hesap vermekten uzak, bölük pörçük uygulamalarla, güveni arttırmaları mümkün değil. Aksine bu uygulamalarla güveni daha da azaltıyorlar. Milletimize çıkacak faturayı her gün biraz daha ağırlaştırıyorlar ve taşınamaz hale getiriyorlar."
İsveç'in NATO üyeliği konusuna ilişkin değerlendirmeCHP'li Öztrak, İsveç'in NATO üyeliği görüşmeleri konusunda izlenen politikaya ilişkin de eleştirilerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, daha önce İsveç'e, Kur'an-ı Kerim yakılmasına müsaade ettiği için NATO konusunda olumsuz cevap verdiğini söyleyen Öztrak, daha sonra ise İsveç'in NATO üyeliğine "onay verdiğini" ifade etti.
Daha önce TBMM'nin onayladığı İstanbul Sözleşmesi'nden Erdoğan'ın imzasıyla Türkiye'nin çekildiğini belirten Öztrak, "İsveç'in NATO üyeliği konusunda ise 'yetki Türkiye Büyük Millet Meclisinde" dediğini aktardı.
Bu süreçte Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin yeniden gündeme geldiğini söyleyen Öztrak, "Herhalde birileri ona geçmişte AB üyeliği gündemdeyken Türkiye'nin ne kadar rahat para bulduğunu anlatmış. 'Bir de bunu koyalım' diyor şimdi. Şimdi Erdoğan, Körfez yolcusu. Bakalım oralarda, para gelsin diye nelere 'evet' diyecek? Borç almak için hangi emirleri alacak? Hep birlikte göreceğiz." ifadelerini kullandı.
"Can Atalay serbest bırakılmalıdır"Faik Öztrak, "Erdoğan döneminde cari açık ve bütçe açığının yanında Türkiye'nin en önemli açıklarından biri de itibar açığı oldu." diye konuştu.
Türkiye'nin hukukun üstünlüğü endeksinde 15, yolsuzluk algı endeksinde 20, dünya mutluluk endeksinde 43, insani özgürlük endeksinde 46 sıra gerilediğini ifade eden Öztrak, "Erdoğan bunların hiçbirini yapmadı. Hukuk devletini bitirdi. Bu ülkede artık hakimler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları, Yargıtay dava daireleri, Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımıyor. Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamayan, kamuoyundaki tartışmalı pek çok davayı imza eden hakim, Adalet Bakan Yardımcısı yapılıyor. Soruyoruz, şu kararlarını tanımadığınız Anayasa Mahkemesi, Zimbabve'nin Anayasa Mahkemesi mi?" ifadelerini kullandı.
TİP'ten milletvekili seçilen Gezi Parkı davası kapsamında tutukluluğuna yapılan tahliye talebi reddedilen Can Atalay konusunda da değerlendirmelerde bulunan Öztrak, "Milletin iradesi göz göre göre, aslında birbirini dengelemesi gereken, üç ayrı kuvvetten biri olan yargı tarafından gasp ediliyor. TBMM Başkanı da bunu seyretti. Biz buradan bir kere daha tekrarlıyoruz, Can Atalay serbest bırakılmalıdır. Bu yapılan sadece Can Atalay'ın değil, ona oy vererek Meclis'e gönderen tüm vatandaşlarımıza, milletin iradesine saygısızlıktır." diye konuştu.
İsveç'in NATO üyeliğinin önü açılırken İsveç mahkemelerinin terör suçlamasıyla iadesi talep edilen 2 kişiye ilişkin talebi reddettiğini söyleyen Öztrak, "Öyle görünüyor ki siz bu NATO toplantısında hiçbir şeyi kabul ettirememişsiniz. Ama onların dayattığı ne varsa kabul etmek zorunda kalmışsınız. Yönetiminizin itibar açığını artırdıkça artırmışsınız. Borç alanın, emir aldığını göstermişsiniz." dedi.
Emekli aylıklarıÖztrak, hükümetin emekli aylıklarında adaletsizliği gidermek için kademeli artış sözü verdiğini ancak bu söylemlerin samimiyetsiz çıktığını savundu.
"Emeklilerin sadece bir kısmına verilen zam da hükümetin getirdiği vergilerle, yapılan zamlarla, değer kaybeden Türk lirasıyla, yıl sonuna kadar misliyle geri alınacak." ifadesinin kullanan Öztrak, "Zam almayan emeklilerimiz de daha fazla ezilecek. Emeklilerimiz, Erdoğan'ın ekonomik soykırımının kurbanı olacak." görüşünü dile getirdi.
"Yerel seçimde arkamızdaki desteği 35 milyona çıkaracağız"Hükümetin 8 ay sonra yapılacak seçimlere kadar ekonomik durum konuşulmasın diye elinden geleni yaptığını söyleyen Öztrak, ilk hedefin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve oy veren 25,5 milyon insan olduğunu söyledi.
"Hükümetin planı, yaşam biçimi farklılıkları üzerinden milleti ayrıştırarak, bölerek, ekonomik soykırımı unutturmak, aradan sıyrılmak. Bunun için de yerel seçimlere kadar elinden geleni yapacağını görüyoruz." diye konuşan Öztrak, yerel seçimlerin önemine değinerek, şunları kaydetti:
"Artık bu ülkenin aydınlık yarınlarına inananlar, dayanışma içinde, yaklaşan seçimlere hazırlanmalıyız. Kendimize güveneceğiz. Birbirimizi suçlamayacağız. Birlikte doğruları bulacağız. Bize oy veren 25,5 milyon dahil, milletimizin hiçbir ferdinin hakkını yedirmeyeceğiz. Arkamızdaki desteği 30 milyona, 35 milyona çıkaracağız. Hükümetin uyguladığı ekonomik soykırımın, sığınmacı meselesine ikircikli yaklaşımının, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasından sonra ettiği sözleri bir gecede yalayıp yutmasından hayal kırıklığına uğrattığı son seçimde AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na oy veren yurttaşlarımızı da bunun hesabını sormak için saflarımıza bekliyoruz. Despotlara, bölücülere, ülkemizin itibarına kastedenlere, ekonomik soykırım uygulayanlara, hukuk devleti tanımayanlara geçit vermeyeceğiz."
İmamoğlu'na açılan davaCHP Sözcüsü Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Tuzla Belediye Başkanına hakaret ettiği iddiasıyla açılan dava hatırlatılan Öztrak, bunun bir kumpas davası olduğunu söyledi. Toplantının videolarının bulunduğunu belirten Öztrak, İmamoğlu'nun ortalığı sakinleştirmeye çalıştığını ve eleştiri mahiyetindeki sözlerinin hakaret içermediğini savundu.
Can Atalay'ın tahliye isteminin reddi konusunda gelen bir soru üzerine ise Öztrak, "Millet iradesine yapılan bu suikaste karşı her türlü desteği verdik, vermeye devam edeceğiz. Daha iki gün önce Genel Başkanımız, il başkanımız ve genel başkan yardımcılarımızla kendisini cezaevinde ziyaret etti. Millet iradesine kasteden bu yargı kararlarına karşı durmaya devam edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın da bu konuda harekete geçmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.