HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye 2023’teki tarihi seçimlere hazırlanıyor. Cumhur İttifakı’nın adayı Türk milletinin 20 yıldır iktidar yaptığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iken 6 partiden oluşan Millet İttifakı’nın adayı ise henüz belirlenmiş değil. Birbirine benzemeyen partilerin bir araya geldiği altılı masa, bir zamanlar Türkiye’yi ve halen uygulandığı ülkeleri kaosa sürükleyen parlamenter sisteme geri dönüşü en büyük vaat olarak sunuyor. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanının 6 genel başkanın oluşturduğu bir "konsey" güdümünde olacağını açıklaması ise "kukla cumhurbaşkanı" sistemi şeklinde yorumlandı. CHP’nin günlerce propagandasını yapıp ABD’den ithal danışmanını dahi getirtemediği ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ programı da fiyaskoyla sonuçlandı. Millet İttifakı’nın Türkiye’yi 90’larda büyük siyasi krizlere ve istikrarsızlığa sürükleyen parlamenter sistem ve konsey güdümünde cumhurbaşkanlığı seçim vaadini Siyasi Analist Dr. Ali Demirdas’la Demokratlar Platformu Genel Sekreteri Avukat Yurdal Kılıçer Milat’a değerlendirdi.
Siyasi Analist Dr. Ali Demirdas
Altılı masa birbirine girdiAltılı masanın halen üzerinde anlaştığı bir aday çıkaramadığını ifade eden Dr. Ali Demirdas, “Altılı masa eş güdüm kavramını kullanıyor ama eşitlik ya da güdümden eser yok. İyi Parti ve CHP şimdiden birbirine girdi. Bu da CHP’li Engin Altay’ın İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu’nun kulaklarının çekilmesini istemesinden belli oluyor. Ayrıca Garo Paylan da İyi Parti ile geçinemediklerini söyledi. Tüm bunlar olurken CHP, Amerika güdümünde gelecek yüzyıl vizyonunu açıklıyor. Dikkat edin CHP diyorum, altılı masa değil. Bu bile altılı masanın ne kadar eş güdümden uzak olduğunu gösteriyor” dedi.
PKK/YPG ellerini ovuşturuyorBir seçim sürecini dahi yönetemeyen oluşumun Türkiye’yi yönetmesinin beklenemeyeceğini vurgulayan Demirdas, “Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya’daki hamburger molasının nedeni belli oldu. Türkiye’yi Amerikan güdümünde tutacak bir yönetim kurmak. Bugün ekonomisini Amerika’ya teslim edenler, savunmasını da teslim edecektir. PKK, YPG ellerini ovuşturuyor. Türkiye’de o kadar ekonomist olmasına rağmen çareyi her zamanki gibi Amerika’da arıyorlar” ifadelerini kullandı.
Avukat Yurdal Kılıçer
CHP ülkeyi ABD’ye teslim etmek istiyorBu topraklarda yaşayan insanların en büyük hassasiyetinin vatanının ve devletinin bağımsızlığı olduğunu kaydeden Yurdal Kılıçer, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi ve bu gezi esnasındaki şaibeli "Burger Kayboluşu" milletimiz ve kamuoyu nezdinde hâlâ kabul edilemez soru işaretleri ve şüpheler taşıyor. Kılıçdaroğlu’nun 2023 seçimlerini kazanıp ülke yönetimine geçmeleri hâlinde, ülke ekonomisinin dümenini bir ABD’liye teslim edeceğini ortaya koyan ABD’li danışman olayı, Türk milleti için ülkenin kaderinin bir Amerikalıya teslim edileceği şeklinde anlaşılacaktır” şeklinde konuştu.
CHP bu topraklara ve insanımıza yabancıCHP’nin bu topraklara ve insanına ne kadar yabancı olduğunu gösterdiğini belirten Kılıçer sözlerini şöyle noktaladı: “Yakın tarih hafızasında Kemal Derviş vakası olan Türk Milleti'nin zihninde "2.Kemal Derviş" vakası olarak kabul edilen ABD’li danışman en hafif tabirle "Siyasi körlük" ya da "siyasi bir akıl tutulması" olarak açıklanabilir. Bu hadise ile bir kez daha CHP zihniyetinin bu toprakların insanlarının tarihi, karakteri, hassasiyetleri ile bir alakalarının olmadığı ortaya çıkmıştır.”
Daron Acemoğlu masallarıTürkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın resmi hesaplamalarla sonuçlarını açıkladığı gini katsayısı, Türkiye’de 2019 itibarıyla 0,395’tir. Ancak Daron Acemoğlu’nun sunumundaki manipülatif grafikte gini katsayısı 2019’da 0,42 seviyelerinde gösterildi. Paylaşılan grafikte diğer yıllara ilişkin verilen gini katsayısı verilerinin de yanlış paylaşıldığı görüldü. Daron Acemoğlu’nun Türkiye’de Kurumsal Değişim başlığıyla 2000-2020 yılları arasında kurumsal reformları değerlendirdiği grafik ise hiçbir istatistiksel çalışmaya ve hesaplamaya dayanmıyor. Tamamen farazi şekilde hazırlanmış çubuk grafiklerle 2000-2007 yılları arasında yolsuzluğun denetimi, hukukun üstünlüğü, sesini duyurabilme ve sorumluluk gibi kavramların kavramların başarıyla faaliyete geçirildiğini, ancak her ne hikmetse 2008 krizi sonrası bunların hiçbirinde kurumların başarılı olmadığını iddia etti. Daron Acemoğlu, klasik büyüme ve kalkınma teori ve modellerine farklı bir perspektifle yaklaşımı nedeniyle Sosyal Bilimler dalında 2013 yılı T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü kazanmış ve ödülünü dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün elinden almıştı.