CHP fitne derdinde

CHP'nin, ittifak arayışlarına SP yöneticilerinin göz kırpması 'Saadet'e hiç yakışmıyor' yorumlarına neden oldu. CHP'nin girişimleri fitne olarak değerlendirilirken Saadet Partisi'nin bu oyuna gelmemesi gerektiği ifade ediliyor.

KORAY TAŞDEMİR

Saadet Partisi'nin, İslami kesime 28 Şubat sürecinde reva görülen zulmün siyasi aktörü konumundaki CHP ile ittifak kurma arayışları şaşırtıyor. Yıllarca başörtüsü yasağının, imam hatip okullarının önündeki engellerin ve İslami camiaya yapılan zulümlerin arkasında saf tutan CHP ile karşılıklı ziyaretlerle pozlar veren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu geçmişteki zulümleri unutmuş görünüyor.

CHP, seçim için Saadet'i kullanmak istiyor

Kendisini yüze 49'u konsolide etme amacına adayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Saadet Partisi'ne yönelik girişimleri Saadet Partisi seçmenini 2019 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kendi safına çekme niyetini barındırıyor. 2015 genel seçimlerinde AK Parti'yi devirmek için terör uzantısı HDP ile ittifak kuran CHP'nin vekili Şafak Pavey'in HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a "Birlikte nasıl salladık ama" sözleri de bu ittifakın en açık itirafı olmuştu. CHP, şimdi de AK Parti'yi içinden çıktığı milli görüş ile ters düşürmek, fitne çıkarmak ve oyları bölmek adına Saadet Partisi'ne yanaşıyor. CHP'nin bu girişimleri tamamen seçim odaklı olarak görülürken milli görüşle barıştığından ileri gelmiyor.

Davanın düşmanına "Davam" kitabı

Saadet Partisi Genel Başkanı'nın, Necmettin Erbakan'ın anma programlarında boy gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu'na Erbakan'ın kaleme aldığı "Davam" isimli kitabı hediye etmesi de tepkilerinden hedefinde yer alıyor. 28 Şubat sürecinde Erbakan ve temsil ettiği kitleye karşı yapılan zulümlerin yanında yer alan CHP ile bu şekilde bir yakınlık kurulması ise Saadet Partisi'nin CHP'nin oyununa gelmesi olarak değerlendiriliyor. CHP'nin AK Parti'yi devirmek adına Saadet Partisi'ne göz kırptığı apaçık belliyken Saadet Partisi yöneticilerin de bu gerçeği atlamamaları gerekiyor.

28 Şubatı darbe olarak bile görmüyorlar

Kumpas olduğu ortaya çıkan Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda cezaevleri önünde adeta kamp kuran, Silivri Cezaevi duvarlarından atlarken bacaklarını kıran, FETÖ'nün yayın organları kapatılırken bu medya organlarının kapısının önünde açıklama üstüne açıklama yapan CHP'lilerin 28 Şubat Davası'nda sorumluların yargılanmasına dair herhangi bir sesi çıkmaması bile CHP'nin 28 Şubat sürecine nasıl baktığını gözler önüne seriyor. Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan başladığı ve İstanbul'da sona eren yürüyüşü sırasında birlikte poz verdiği İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu da zaten 28 Şubat hakkındaki görüşleri açık açık dile getirmiş ve 28 Şubat'ın darbe olmadığını, başörtüsü yasağının da doğru olduğunu ifade etmişti. Alemdaroğlu şöyle konuşmuştu: Postmodern darbe dense de ben darbe olarak bakmıyorum. Hükümet kararları almayabilirdi, baskı yoktu. Zira MGK'da sivil sayısı askerden fazlaydı" ifadesini kullandı. "1996 yılında başörtüsü konusunda ne yapacağımı açık açık göstermiştim. Seçim öncesi bunlar bana sorulduğu zaman 'Anayasa ve yasalar neyi emrediyorsa onu uygularım' dedim. O şekilde oy aldım, atandım" dedi. Alemdaroğlu, 'Başörtüsüyle kapalı ve açık alana girilemez' genelgesi için de "Hiçbir zaman hata olarak görmedim.