ERDAL ŞİMŞEK
Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı eski danışmanı Adda Fellah, "Fethullah Gülen'in liderliğindeki FETÖ terör örgütü gibi yabancı dini görünümlü terör örgütlerinin Cezayir toplumunun içine inceden inceye sızdı" sözleriyle bu konudaki endişesini dile getiriyor. Fellah'a göre bunun en büyük tehlikesi, Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı'nın denetim konusundaki zayıflığından faydalanarak, bu tarz FETÖ'lerin yardımlaşma ve eğitim gibi kapıların arkasına saklanarak siyasetin içine sızıyor olmaları.
Bu sözlere karşı çıkan ve Cezayir'de yaşayan işadamı H.O., bizlere verdiği beyanatta "Gülen hocanın görüşünün başkalarıyla barış içinde yaşamaya bir davet" olduğunu belirtmiştir.
Deli İbrahim semtinde bulunan 68 nolu villa
H.O.'ya çevresindeki Türkler tarafından "HOCA" diye hitap edilmektedir. Bu da Cezayir'deki FETÖ örgütünün başındaki isim olduğunu göstermektedir. H. O. Cezayir'de birçok faaliyet yürütmektedir. Bunlar; örgütün ana dergisi sayılan HİRA dergisini yayınlamak, yardımlaşma ve bilimsel aktivitelerde bulunmak ve FETÖ mensubu olup, Cezayir'de faaliyet gösteren Türk işadamlarının ticari işlemlerini kolaylaştırıp, takip etmek.
H.O. Hoca, Deli İbrahim'de bulunan 68 nolu ve ticari ismi MEDYATİK olan ve FETÖ örgütünün son derece önemsediği medya ve basın işlerinin yürütüldüğü villada yaşamaktadır. Ancak nedenini bilmediğimiz sebeplerden dolayı MEDYATİK tabelası, röportaj yapmaya gittiğimizde koca villanın önünden kaldırılmıştı. Sn. Olgun'un bizlere verdiği röportajda kendisinin sadece basit bir iş adamı olduğu, kültür ve basın projeleriyle ilgilenen MEDYATİK firmasına ve BOURDJ adlı firmasıyla da turist ve eğitime ilişkin alanlarda faaliyet gösterdiğini ve bu alanların FETÖ şubelerinin dünyada bulunduğu her yerde özel olarak ilgilenilen alanlar olduğunu söylemiştir. FETÖ ile ilişkisini sorduğumuzda ise, "Ben Fethullah GÜLEN hocanın fikrini sevip destekleyen bir kulum'' cümlesiyle yanıtlamıştır.
Gülen'in Cezayir'deki finans imparatorluğu
9 Mayıs 2016 tarihinde El Aurassi otelde düzenlenen, Cezayir Türk Derneği kuruluş törenini yarıda bırakarak terk eden Cezayirli iş adamı ve El Diar gazetesinin sahibi Djemal Saadi, törenden ayrılma sebebi olarak, törene katılan ve Cezayir'de bulunan çoğu Türk iş adamının ciddi bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başındaki AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı söylemlerde bulunmalarını göstermiştir.
H. O. Cezayir'de günümüzde bulunan çoğu Türk firmalarının kuruluşunda önemli bir rol oynamasıyla "iftihar" etmektedir. ABD'de ikamet etmekte olan ve Fethullah Gülen'in yakın yardımcılarından bir tanesi olarak bilinen Yunus Doğan'ın damadı olan Yılmaz Doğan'a ait olan Bir Mourad Reis'te bulunan ATLAS firması, bu terör örgütünün en önemli firmaları olarak bilinmektedir.
Cezayir'in batısında oteller, üniversiteler ve konut projeleri gibi birçok önemli projeleri gerçekleştiren ATLAS firması, geçen 26 Temmuz'da, Cumhurbaşkanı Bouteflika'nın onayı ile ihale yapılmadan yaklaşık 12 milyar dinar ( 109 milyon dolar) bütçeyle Miftah bölgesinde bulunan 4 bin 400 konut projesini almıştır (aynı gün yayınlanan bakanlar kurulu açıklamasından alıntıdır)
Başkentte bu firmaya ait olan kütüphanenin ziyaretçilerinden öğrendiklerimize göre, kütüphanenin tümü Fethullah Gülen'e ait tercüme edilmiş kitaplarla donatılmıştır. Ve firma ziyaretçilerine Gülen fikrini yaymak için bu kitapları hediye olarak vermektedir.
Cezayir'de büyük Türk firmalarından bir tanesi olarak bilinen Nil Alüminyum firması da FETÖ'nün önemli firmalarından sayılmaktadır. H. O. ile daha önce işbirliği yapan bazı Cezayirlilerin bize yaptıkları açıklamaya göre, darbe girişiminden sonra bu firmalara verilen projelerden bir tanesi de Ain Naadja'da bulunan asker hastanenin genişletilmesi ve Ben Aknoun'da yer alan Tıp Fakültesi projesidir.
Cezayir Türk İş adamları Forumu'nun kurucularından bir tanesi olan Djemal Saadi'nin bize verdiği röportajda, Cezayir'de bulunan ve Gülen'e bağlı olan Türk firmalarının diğer yabancı firmalarla farkının esas sebebi, ilkinin ufaktan başlayıp Cezayir pazarının içinde, bir FETÖ mensubu olarak birbirlerinin tecrübelerinden faydalanarak çok hızlı şekilde büyümesidir. Ve bunun da, zamanla oluşturmuş oldukları çevrenin etkisiyle önemli projelerin ilanından önce kendi aralarında paylaşarak Cezayir'in göbeğinde büyük bir imparatorluk kurmalarını sağladığını belirtmiştir.
FETÖ'nün Cezayir'deki okulları
2003 yılında, FETÖ'nün çoğu faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve ikametgah olarak da kullandıkları Barbaros adlı okulu Dely İbrahim'de kurdular. Muhabirimizin belediyede yaptığı araştırma sonucunda, bu okula yakın MEDYATİK ve El Bourdj firmaları ayrıca iki okul ve Cheraga'da FETÖ'ye bağlı kız öğrencilerin konakladığı yurt bulunuyordu. Aynı zamanda yine FETÖ'ye bağlı dil öğrenme kursuda bulunuyordu. Dünyanın bütün ülkelerinde yaptıkları gibi Cezayir'de de FETÖ örgütü, Türk hükümetin kurduğu Yunus Emre Enstitüsü'ne rakip olacak şekilde bir dil kursu açmıştı.
Barbaros okuluna verilen ruhsatta bir yabancı okul olduğu için sadece yabancı uyruklu öğrenciler kayıt olabiliyordu. Ancak okulun 2006 yılında Cezayirli öğrencileri de kaydettiği tespit edilince yetkililer tarafından kapatılmıştır.
FETÖ terör örgütü pes etmedi ve 2009 yılında Medyatik firması sahibi liderliğinde birçok FETÖ mensubu işadamının katkısıyla Eğitim Bakanlığı'na büyük uluslararası bir okul açmak için bir talepte bulunuldu. Ancak bu talep o dönemde Eğitim Bakanı olan Aboubaker Ben Bouzid tarafından şiddetle reddedildi. H. O. reddediliş sebebi olarak, Cezayir Milli Eğitim Bakanlığı'nın İngilizce ders programı hazırlayabilecek seviyede olmaması olduğunu söylerken, o dönemin denetleme kurulu üyelerinden bir akademisyenden aldığımız bilgiye göre ise bakanlığın okul açılışını reddetmesinin gerçek nedeni, önerilen ders programı içeriğine dair gelen raporda, programın içinde sufiliğe davet eden konuların çokça bulunduğu ve bunu öğrencilere yaymayı hedefliyor olmalarının anlaşılmasıydı.
Ancak bu reddediliş Gülen Terör Örgütü'nün Cezayirlilerin arkasına saklanarak okul açmalarını engellemedi. Cheraga'da El Menbaa adlı FETÖ'ye bağlı okul kuruldu. Okul müdürü ise Cezayir'de bulunan FETÖ mensuplarının önemli isimlerinden bir tanesi olan ve Hira Dergisi'ni yayınlayan Serkan beyin eşi Fadile hanımdır. Buna ek olarak, 7 Eylül 2015 tarihinde açılan Yeni Ufuk okulunun başında da FETÖ'nün elinin altında yetişmiş bir Cezayirli bulunmaktadır. Buna rağmen, H. O., bu okullardaki rolünün sadece ekipman desteği ve yasal danışmanlık olduğunu belirtmektedir.
Muhabirin yaptığı saha araştırması sonucunda, Ufuk adlı okulun yanında FETÖ'ye bağlı Türk kız öğrencilerinin okulu bulunduğu ve bu kızların eğitim almak üzere iş adamlarının desteğiyle, tüm masrafları karşılanarak Türkiye'den getirildikleri, aynı zamanda FETÖ'nün Cezayir halkına yönelik faaliyetlerini yürütmekle görevli oldukları anlaşılmıştır.
FETÖ'nün güçlü silahı: MEDYA
2015 Ekim ayında kapatılan El Watan televizyon kanalının sahibi olan ünlü işadamı Djaafar SHELLİ ile yapılan röportaja göre, Cezayir'de bulunan GÜLEN örgütü mensuplarının 2015 başında kendisini ziyaret ederek, kendisine ortaklık talebinde bulunduğunu ancak kendisinin bunu şiddetle reddettiğini belirtti.
Aynı kaynağa göre, yapılan işbirliği teklifinden amaç MEDYATİK firması üzerinden Cezayir'de FETÖ'nün medyasını güçlendiren bir kanal kurmak ve aynı zamanda Türkiye'de FETÖ mensubu medya kanallarına da Cezayir'de büyük ve güçlü yatırımcılar bularak onların önünü açmaktı.
Bu tekliften önce, FETÖ örgütü, Medyatik firması aracılığıyla, TV kanallarında ve gazetelerde çalışan gazeteciler için Türkiye'de ve dünyada tüm masrafları karşılanacak şekilde seyahatler ver eğitimler düzenliyordu. Bu tarz organizasyonların sayısı 2013 yılının sonunda Gülen terör örgütünün Türkiye'ye yönelik saldırılarının şiddetlenmesi ile birlikte arttırılmıştır.
2014 yılının Mayıs ve Temmuz aylarında, Cezayir'den birçok gazeteci için İstanbul ve Almanya'da eğitim amaçlı bir program düzenlenmiştir. Eğitimden sonra Cezayir haberlerinde ve gazetelerinde, Gülen'in Nur medreseleriyle dünyada gerçekleştirdiği "başarılara" dair raporlar yayınlandı. Bunlardan en önemlisi El Khabar gazetesinde Mohammed Dargui'nin kalemiyle yazılan "Gülen Öğrencileri Erdoğan'ın Boğazında Diken Gibiler" başlıklı makaledir.
Cezayirli medyacı Abdoullatif Belkaim, darbe girişimini düzenlemekle suçlanan Gülen'i, "Erdoğan Suikast Başkanı" adlı makalesiyle şiddetle savunmaktadır. Kendisiyle yapılan bir röportajda ise, "Bu dindar Türk adamının fikirlerinin dünya çapında bilindiğini ve hiçbir reklama ihtiyacı olmadığını" dile getirdi. Öte yandan Türkiye'nin başında olan hükumete beslediği düşmanlık net bir şekilde, "Dünyada halk demokrasisine karşı düzenlenen tüm darbeler cinayettir, ancak bazı durumlarda çöken karanlığın kalbinden nurun fışkırmasına ve yapılan hataların doğrularla düzeltilmesine vesile olabilir'' sözüyle gösteriyordu.
Mısır'da Dar El Nil yayın evinde basılan ve yayınlanan ve oradan Cezayir'e getirilen Hira dergisinin arşivine bir göz atacak olursak, derginin içinde hiçbir dini taraf tutmayan ve Cezayir halkı tarafından sevilen birçok makale yazarlarını görebiliriz. Bunların başında Cezayirli u00c2limler Cemiyet Başkanı Abderezzak Kassoum, Dr. Sliman Asharati gibi isimler yer almaktadır. Bundan maksat ise Cezayirli okuyuculara dergiyi çekici kılmaktı. Ve dergi yıllık 10 dolarlık bir abonelik bedeli ödenerek yüzlerce Cezayirli tarafından takip edilmektedir.
Cezayir Toplumunun Özelliklerinde Yatırım Yapmak
Sosyolog Boumedien Maach, FETÖ terör örgütünün, Türkiye'de nüfuzunu güçlendirmek amacıyla, yurt dışında büyük faaliyet gösterdiklerini ve bu kapsamda Cezayir toplumunun özelliklerinin de farkında olduklarını vurguladı. Bu kapsamda yürüttükleri metot ise Türkiye dışındaki ülkelerdeki siyasi akımlarla işbirliği yapmıyor olmalarıydı. Maach, bununla birlikte toplumun içinde kendine has özellikleri bulunan (etnik) topluluklarla faaliyet yürüttüklerini de belirtmiştir.
Bu bağlamda, Gülen mensupları Cezayir toplumunun içinde bulunan Beni Mzab topluluğunun durumunun hassasiyetinin farkına vararak, bu kitleyle güçlü ilişkiler kurdu. Buda net bir şekilde Gülen örgütünün, Beni Mzab kabilesinin içinde tanınan ve büyük bir etkiye sahip olan Dr. Mohamed Baba Ammi ile derin ilişkilerinde kendini göstermektedir. Dr. Baba Ammi aynı zamanda "Paradigma Gülen, Fethullah Gülen ve Olgunluk Modelinin Işığında Hizmet Projesi" ile " İlim Yöneticileri, Akademik Olarak Cemaat" adlı kitapların yazarıdır. 2012 Ekim yılında örgüt liderleri tarafından İbn Zeydoun salonunda onurlandırılmıştır.
Başkentin doğusunda bulunan Bourdj El Bahri'de, Baba Ammi tarafından yönetilen EL Manahidj Enstitüsü, FETÖ terör örgütünün eğitim kolu olarak sayılmaktadır. Gülen kitaplarını yaymak ve Türkiye'ye eğitim için Cezayirli öğrenciler FETÖ terör örgütüne bağlı okullara gönderildi sürekli.
Vize işleri FETÖ'cü şirkete verildi
Türkiye'nin talimatları gereği, Cezayir'de Türkiye vizeleri özel bir şirkete devredildi. Bakanlığın bizzat önerdiği şirket yerine tescilli FETÖ'cü şirkete verildi. Milat gazetesi adına yaptığımız araştırmada, İstihbarat ve Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı araştırma sonucu, vize işlemlerinin ingelsan Dış Ticaret firmasına verilmesi emredildi. Bu firmanın bir diğer özelliği ise Cezayir kamu kurumları ile resmi ticari ortak olmasıdır. Devletin ve Dışişleri Bakanı'nın talimatlarına rağmen, Türkiye'nin Cezayir Büyükelçisi Mehmet Poroy'un marifeti ve eski bakan yardımcısı Naci Koru'nun desteği ile FETÖ'nün Cezayir'deki şirketine verildi.
Bu şirketin Cezayirli ortağı ise BenYounes ailesi üyesi eski bakan Amara Benyounes'tir. Amara Benyounes (1999-2015 yılları arasında birçok Bakanlık görevi üstlenmiştir) "Erdoğan'a hayır" , "Diktatör Erdoğan", "iş bilmez İslamcı", gibi düşmanca söylemleri, üzerine Cezayir Başbakanı tarafından görevden alınmış bir İslam ve Erdoğan düşmanıdır. Benyounes'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aleyhinde sarf ettiği sözler bir çok TV kanalı ve gazetelerde manşet olmuş ve Cezayir devleti de diplomatik kriz olmaması için kendisini derhal görevden almıştır.
Cezayin Büyükelçisi Poroy ve Naci Koru, Türkiye'nin vize işlerini bu şahsın ortak olduğu Fetullahçı terör Örgütü mensubu şirkete vermiştir. Yapılan sözleşme gereği iki ay içinde işe başlama zorunluluğu vardır. Verilen süre bir ay geçmesine rağmen şirket hala işe başlayamamış.