İBRAHİM SARP / ANKARA
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'daki tarihi konuşmada dile getirdiği "Cezaevlerinin boşaldığı Türkiye" fikri önemli bir gerçeği gözler önüne serdi. Çünkü ülkemizde 359 tutukevi infaz kurumunda 140 bin 520 kişi yer alıyor. Bunun 111bin 923'ü hükümlü, 28 bin 597 si ise tutuklu. Terör veya siyasi suçluların oranı sadece yüzde 5.
BÜTÜN ÜLKE ADLİYELİK
Ancak; daha vahim olan ise yerel mahkemelerde devam eden ceza davası sayısının 5 milyon olması. Üst mahkemelerde de yaklaşık 2,5 milyon dosya var. Ortalama 2 şer sanıktan 15 milyon kişi sanık durumunda. 15 milyon da şikayetçi / mağdur taraf var. 2 şer tanık da varsayılırsa 45 milyon vatandaşımız ceza davalarına muhatap.
GENEL AF BEKLENİYOR
MAK Danışmanlık Yön. Kur. Bşk. Mehmet Ali Kulat, genel af konusunda yaptıkları anket sonuçlarını değerlendirdi: Buna göre Genel Af konusunda ülkenin doğu ve güneydoğusundaki beklenti yüksek iken diğer bölgelerinde de büyük oranda beklenti vardır. Türkiye genelinde kısmi bir af beklentisi olduğu ise toplumsal bir gerçektir.
SUÇ VE CEZA
Türkiye'nin nüfus itibarıyla 82. ili 'Cezaevi' vilayetidir. Elbette suçun olduğu her yerde bir müeyyide de olacaktır. Ancak; ekonomik kriz, ihtilaller, sosyal çalkantılar yaşanan ülkeler normalleşme sonrası genel anlamda bir af yasasıyla toplumsal barışa katkı sağlarlar. Ülkemizde de öyle zamanlar yaşandı ki şiir okuduğu için başbakanlar hapse atılabilmiştir.
KAMU VE MALİ SUÇLAR
Mağdurların gönlünü kırmadan ve yeni mağduriyetlere sebep vermeden, özellikle kamuya karşı ve mali suçları içeren bir af çıkarılmalıdır. Bunun yanında "Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması" 2 yıl sınırı 3 ya da 5 yıla çıkarılırsa "hem insanlar ikinci bir suç işlememe hassasiyetine hem de sabıkalı konuma düşüp toplumda dışlanma psikozuna girmeyeceklerdir.
20 BİN TAHLİYE
Hükmün açıklanmasının 3 yıla çıkarılması 20.000 kişinin tahliye edilmesi, görülmekte olan pek çok davanın düşmesi, 5 yıla çıkarılması da cezaevlerinin yarı yarıya boşalması anlamına geliyor. Bu durumda her af tasarısının gündeme geldiğinde ilk akla gelen Abdullah Öcalan'a da af mı edilecek? Yaygarasına da mahal verilmemiş olur.
AİLELER BEKLENTİ İÇİNDE
Hukukçular; cezaevlerindeki bu yığılmanın sadece mahkumları ilgilendiren bir sorun olmadığını; özellikle mahkum yakını başta çocuklar olmak üzere ailelerin bir sürü patolojik sorunlara muhatap olduklarını ifade etmektedirler. Af kavramı dillendirdikten sonra geriye adımın en zor olduğu kavramların başında gelmektedir.
Doğu ve Güneydoğu af istiyor
MAK Danışmanlığın beş bölgede gerçekleştirdiği cezaevlerinde genel af çıksın mı? sorusuna, ankete katılan 20 Doğu ve Güneydoğu ilinden yüzde 40'lık çıksın desteği geldi. Aralarında Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep ve Tunceli gibi illerin bulunduğu araştırmada, devlete karşı işlenilen suçların affedilmesi gerektiği de sonuçlar arasında yer aldı. Yüzde 31 ile Doğu ve Güneydoğu illeri kısmi affı onaylıyorlar. Bu iki bölgede af çıkmasın diyenlerin oranı yüzde 18 iken kararsız olanların oranı ise sadece yüzde 11.
Araştırmaya Konu İller: Diyarbakır, Şanlıurfa, Bitlis, Mardin, Hakkari, Şırnak, Van, Ağrı, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Batman, Bingöl, Muş, Iğdır, Kilis, Tunceli, Kars, Ardahan, Erzurum
İç Anadolu affetmedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da dile getirdiği af konusunu araştıran MAK Danışmanlığın anketine göre, genel af çıksın diyenlerin oranı yüzde 16 iken çıkmasın diyenlerin oranı ise yüzde 34. Kısmi affı savunanların oranı yüzde 38, kararsızların oranı yüzde 12.
Araştırmaya Konu İller: Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Sivas, K.Maraş, Konya, Afyonkarahisar, Eskişehir, Bilecik, Yozgat, Kütahya, Çorum, Erzincan, Osmaniye, Adana, Karaman, Malatya
Karadeniz de affetmiyor
Karadeniz bölgesindeki halk, af çıkmasını istemiyor. Toplumda oluşan genel af beklentisi konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna, Karadeniz halkı yüzde 38 ile asla af çıkmasın dedi. Kısmi affı savunanların yüzde 32 olduğu bölgede, kararsızlar yüzde 12, af çıksın diyenlerin oranı da sadece yüzde 18 de kaldı.
Akdeniz'den veto
Yapılan araştırmaya göre İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde olduğu gibi Akdeniz bölgesinde araştırmaya katılan halk, genel bir affın çıkmasından yana gözükmüyor. Yapılan araştırma gösteriyor ki yüzde 31 ile halk affı istemiyor. Yüzde 19'luk kısım ise affın çıkmasını desteklerken kararsızların oranı yüzde 10 ile sınırlı.
İstanbul'un kafası karışık
Öte yandan ankette en dikkat çekici yer İstanbul oldu. İstanbul'da gerçekleştirilen ankette yüzde 28 çıkmamalı, yüzde 22 çıkmalıdır sonucuna ulaşıldı. Kafası karışık olan İstanbulluların yüzde 9'u kararsız.
24 Kasım Türkiye'nin ayıbı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz gün Öğretmenler Günü kutlandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Öğretmen bizim umudumuz. Uygarlığın temel ölçütü, bir toplumun öğretmene verdiği değerle ölçülür. Dünyanın bütün çağlarında, bütün bilim insanlarının ortak görüşüdür bu" diye konuştu.
Biz çözebiliriz
Öğretmenlerin 24 Kasım'da Ankara'daki eylemlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bunun anayasal bir hak olduğunu dile getirdi. Öğretmenlerin, sorunlarını anlatmak üzere böyle bir demokratik yola başvurduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ancak önce TOMA, sonra jop, sonra biber gazı, sonra su... Şiddet uygulandı öğretmenlere. 24 Kasım 2013, Türkiye'nin ayıplı bir tarihidir. Kimi öğretmenin ayağı, kolu, bacağı, kafası kırıldı. Ne yapıyorsunuz siz?" CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin sorunlarını çözebilecek partinin CHP olduğunu ifade etti.
Ülkemize ilave külfetler getirdi
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın Mursi hayranlığı, Rabia işaretiyle avunması ve oturduğu yerden Mısır'ın içişlerine karışma teşebbüsü ülkemize ilave külfetler getirmiştir" dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetinin izlediği dış politikayı eleştirerek, Türkiye'nin sınırdaş olduğu her ülkeyle ters düştüğünü öne sürdü.
Darbeci Mısır hükümetinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın beyanatını, Mısır halkının iradesine meydan okuma, tercihlerini küçümseme ve içişlerine doğrudan müdahale olarak algıladığını ifade eden Bahçeli, AK Parti hükümetinin buna misilleme yaparak, Mısır'ın maslahatgüzarına 29 Kasım'a kadar ülkeyi terk etmesi için süre tanıdığını hatırlattı. Bahçeli, "Dik durduğunu, ama dikleşmeyi sevmediğini söyleyen Başbakan Erdoğan'ın Mursi hayranlığı, Rabia işaretiyle avunması ve oturduğu yerden Mısır'ın iç işlerine karışma teşebbüsü ülkemize ilave külfetler getirmiştir. Biliyoruz ki 3 Temmuz'da Mısır'da yaşanan açık bir darbedir ve bu demokrasiyi hiçe sayan müdahaleye olumlu bakmak, masum görmek düşünülemeyecektir" dedi.
"Sivil anayasa sözü tutulmadı"
BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, "Yeni anayasa yapılamamasından CHP ve MHP de sorumludurlar ama en büyük sorumluluk AKP'ye aittir. AKP, halka verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü tutmamıştır" dedi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasının önemli bir bölümünü kadına şiddet konusuna ayırdı.
Üç parti üzerine düşeni yapmadı
Türkiye'nin bir bütün olarak iki yıldır anayasa komisyonunda ne konuşulduğunu, tartışıldığını, nelerin önerildiğini bilme hakkı olduğunu ifade eden Kışanak, komisyondaki tüm tartışmaların, önerilerin kitap olarak basılmasını ve internet sitesinden yayınlanmasını istediklerini kaydetti. BDP dışındaki üç partinin üzerine düşen sorumluluğu yapmadığını ifade eden Kışanak, "AKP'nin özellikle topu diğer partilere atmasının hiçbir anlamı ve manası yoktur" dedi.