Çelik: Kötü niyetlerinin farkındayız

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sınır kapıları açılmış Hatay'a daha çok Suriyeli geliyormuş. Bu kadar vahşi, sorumsuz, gayriahlaki bir açıklama yapılabilir mi?" dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, millete başsağlığı dileyen Çelik, ilk depremin ardından AK Parti MYK ve MKYK üyelerinin, milletvekillerinin, teşkilat mensuplarının bölgede görev aldığını belirtti.

Çelik, MYK'nin, afet illerinde görev yapan parti yöneticilerinin sundukları raporların yanı sıra genel olarak depremle ve afetle ilgili mücadelenin ve vatandaşların taleplerinin değerlendirilmesi konusunda tek bir gündemle toplandığını ifade etti.

'Bir tedirginlik yayılıyor'

Bazı vatandaşların, depremde yaralanan ve ailesi henüz bulunamayan çocukların durumunu merak ettiğini aktaran Çelik, bu çocukların hepsinin devletin koruması altında olduğunu bildirdi.

Bu çocukların sahipsiz ya da tek başına bırakılmasının söz konusu olmadığını dile getiren Çelik, "Bu çocuklarımızın güven altında olduğunu ifade etmek isterim." dedi.

Hastanelerdeki çocuklara bazı vatandaşların gönüllü annelik yaptığını anlatan Çelik, güvenlik güçlerinin de çocukların korunması için tüm tedbirleri aldığını ifade etti.

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Sık sık, 'Şu bölgede, şu zaman içinde deprem olacak' denilerek vatandaşlarımızın hasarlı olmayan binalara girmesini bile engelleyen bir tedirginlik yayılıyor. Bilim adamlarımız da söylüyor, hiç kimsenin 'Şu saatte, şurada deprem olacak' diye elinde kesin bilgi mevcut değil. O sebeple herhangi bir şekilde hasarlı olmayan, 'sağlam' denilen binalarla ilgili olarak bu kaygının olmaması gerekir. İkide bir ortaya çıkarılan bu söylentilere de itibar edilmemesi gerekir." dedi.

'Kötü niyetlerinin farkındayız'

Devletin bütün kurumlarının, çeşitli partilerden belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin AFAD koordinasyonundaki çalışmalara destek verdiği oranda eldeki imkanların verimli şekilde kullanıldığını aktaran Çelik, böylece ulaşılabilecek yerlere doğru şekilde ulaşılabildiğini belirtti.

Devletin afetle mücadele konusundaki uzmanlaşmış kurumların koordinasyonunda çalışmaların yürütülmesinin önemli olduğunu vurgulayan Çelik, çalışmalara katkı verenlere teşekkür etti.

Çelik, şunları kaydetti:

"Hırsızlık ya da yağma gibi olayların, büyük tabloya, büyük afet bölgesine bakıldığında bunların münferit olduğunu ifade etmek gerekiyor. Sanki bütün sahadaki gerçeklik buymuş gibi bir algı üretilmeye çalışılıyor, bu doğru değil. Burada, sahada, büyük alanda, büyük afet alanında görülen şey, herkesin birbirinin yardımına koştuğu bir dayanışma, herkesin yaraları hızlı sarmak için gösterdiği gayret ama yağma söz konusu olduğunda vatandaşlarımızdan istirhamımız şudur, hiç kimse kendisi müdahale etmesin, muhakkak suretle güvenlik güçlerimize haber versinler. Güvenlik güçlerimiz zaten onları adli mercilere teslim edecektir. Türkiye'de bir hukuksuzluk varmış gibisinden bir tablonun oluşması söz konusu değil. Esas olan şey, başı bozukluk değil koordinasyondur. Esas olan şey, herhangi bir şekilde güvensizlik değil güvenliğin her alanda sağlandığı bir ortamdır. Esas olan şey, bir dağınıklık, kaos ya da anarşi değil koordinasyonun her alanda daha da artırılması için gösterilen gayrettir. Bir de şöyle bir şey oluyor, bazı yabancı ekiplerin ağzından, sosyal medya üzerinden 'Türkiye'de bazı grupların birbirine karşı bir saldırı ve şiddet organizasyonu içerisinde olduğu', 'Türkiye'nin içerisinde iç çatışma söz konusuymuş' gibi... Afet bölgesinde olan bütün arkadaşlarımız biliyorlar ki bunların hepsi yalan. Böyle bir şey yok. Orada tam bir kardeşlik, tam bir dayanışma var. Türkiye'de böyle bir tablo varmış gibisinden resim çizmeye çalışanların kötü niyetlerinin de farkındayız. Bununla ilgili tedbirler de alınıyor, biz de kendi takibimizi yapıyoruz."

Büyük yalanlardan bir tanesinin eski bir siyasetçi tarafından ortaya atıldığını, "Sınır kapıları açılmış Hatay'a daha çok Suriyeli geliyormuş." denildiğini aktaran Çelik, "Bu kadar vahşi, sorumsuz, gayriahlaki bir açıklama yapılabilir mi?" dedi. Çelik, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.

O tarafa uluslararası örgütlerin yardım götürmesiyle ilgili kapının açık olduğunu, Türkiye'nin yaralarını sararken uluslararası örgütlerin yardımlarını memnuniyetle kabul ettiğini dile getiren Çelik, "Ama tam da bu ortamda 'Daha çok mülteci alınıyor.' ya da 'Sınırlar delik deşik, oraya daha çok Suriyeli geliyor.' gibisinden bir yalanın yayılması son derece vahşi, sorumsuz bir yaklaşım." diye konuştu.

Bu kışkırtıcı beyanların arkasında ne olduğunun iyi düşünülmesini isteyen Çelik, bunların hiç iyi niyetli olmayan, Türkiye'nin içerisinde yeni çatışmalar çıkarmak üzere ırkçılık ya da başka birtakım zararlı yaklaşımları tetiklemek isteyen son derece sorumsuz söz ve davranışlar olduğunu belirtti.

Birlik, beraberlik içerisinde afetle mücadelenin yürütüleceğini belirten Çelik, çok sayıda jandarma, polis ve askerin sahada olduğunu, 7 gün 24 saat esasına göre bütün devlet unsurlarının milletin hizmetinde olduğunu ifade etti. Çelik, milletin arasında gruplar halinde ihtilaf ya da çatışma varmış gibisinden söylenen sözlerin tamamının yalan olduğunu anlattı.

'Daha etkili cezaları verecek şekilde mekanizmalarımızı işletiriz'

Vatandaşların, çeşitli bölgelerde kiralara ve birtakım yiyeceklere, çocuk bezlerine fahiş fiyatlarla zam yapıldığını ifade ettiğini dile getiren Çelik, "Bunların hiçbirine müsaade etmeyiz. Bu bir yerde, bir çorba satışının fahiş olarak yapılması karşısında hangi cezayı vermişsek daha etkili cezaları verecek şekilde mekanizmalarımızı işletiriz. Vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsunlar." diye konuştu.

Bu konuda son derece kararlı bir mücadele verileceğini belirten Çelik, her kesimin ortaya koyduğu dayanışmanın milletin asaletini bir kere daha gösterdiğini kaydetti. Çelik, en büyük üzüntünün kaybedilen canlar olduğunu söyledi.

MYK toplantısında tamamen deprem gündemiyle bir araya gelindiğini ifade eden Çelik, AK Parti'de bir kriz merkezi kurulduğunu, bu kriz merkezinde vatandaşların taleplerinin alındığını bildirdi.

Bütün teşkilat üyelerinin sahada olduğuna, gençlerin, kadın kollarının, milletvekillerinin görevlendirildiğine işaret eden Çelik, toplantının ardından da görevli olanların afet bölgelerine döneceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gelecek günlerde afet bölgelerine ikinci kez ziyaretlerinin olacağını bildiren Çelik, afetten zarar gören, depremzede olan hiç kimsenin yalnız kalmayacağını vurguladı.

'Sivil toplum örgütlerine yardım yapmak arzusundalarsa buna kimsenin diyecek bir şeyi yok'

AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Sadece AFAD ve Türk Kızılay mı yardım sürecini götürecek? Yoksa sivil toplum örgütleri de sahada yardım toplayıp vatandaşlara yardım eli uzatmaya devam edebilir mi?" şeklindeki soruya Çelik, "Çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalışan, onlara gönül vermiş vatandaşlarımız var. Dolayısıyla onlar bu yardımları, bu sivil toplum örgütlerine yapmak arzusundalarsa buna kimsenin diyecek bir şeyi yok. Bu sivil toplum örgütlerinin işte meşrebine göre, mezhebine göre, muhafazakar olup olmamasına göre ayrımcılığa uğradığı şeklinde birtakım haberler yayılıyor. Böyle bir şey söz konusu olmaz." yanıtını verdi.

Büyük afetlerle mücadeledeki en kilit kavramın koordinasyon olduğunun altını çizen Çelik, bunun tek elden ve bu konuda da uzmanlaşmış kurumlar üzerinden yapılmasının önemine dikkati çekti.

Çelik, yardım toplayanların denetlenmesinin söz konusu olacağını, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ifade etti.

Çelik, belli bir bölgeye çok sayıda yardım giderken başka bir bölgenin ihmal edilebildiği gibi durumların olabildiğine, alanın tümünü gören, bu konuda uzman, AFAD gibi kurumlar vasıtasıyla bu koordinasyonun sağlanması gerektiğine işaret etti.