AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik canlı yayında açıklama yaptı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Ege ve Akdeniz'de tansiyonu yükseltme çabası içerisinde olduklarını vurgulayarak, "Maalesef bazı müttefiklerimiz de Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan'daki üstlere silah yığarken ya da Güney Kıbrıs'taki silah ambargosunu 1 yıllığına kaldırırken genelde şöyle bir argümanı el altından ifade ediyorlar 'İşte Rusya'nın ortaya çıkardığı bu savaş tablosu karşısında bölge ülkelerini, NATO ülkelerini tahkim etmek' ile ilgili bir yaklaşım gibi ortaya koyuyorlar. Ama bu çok anlamlı bir durum ortaya çıkarmıyor, anlamlı bir tablo öğretmiyor. Çünkü Yunanistan elde ettiği bu desteği Türkiye'yi tehdit etmek için, Türkiye'yi taciz etmek için ve Türkiye'nin hak ve menfaatlerine dönük olarak tecavüzkar bir tutum ortaya koymak için üretiyor."
"Yunanistan'a bu desteği verenlerin, Yunanistan'ın bu tehditkar ve tavizkar tutumu karşısında da gereken tavrı alması gerekiyor. Her ne olursa olsun Ege'de ve Akdeniz'de bu şekilde Yunanistan'a ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine dönük olarak bu şekildeki hesapsız silah desteğinin, Yunanistan'ın geleneksel devlet politikası, saldırgan ve tacizkar maksimalist devlet politikası dikkate alındığında ne NATO için ne bölge barışı için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacağı açıktır. Bir ülkenin başbakanı, Miçotakis'den bahsediyorum, 'Biz şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şöyle bir tutum sergileyeceğiz' dedikten sonra 'Türkiye'yi tehdit ederken arkamızda şu ülkeler de var' diyerek NATO müttefiklerini sayıyor." diye konuştu.
Yunanistan'a destek ve izin verenlerin her birinin NATO ve bölge barışı açısından doğru yapmadıklarını söyleyen Çelik, şunları kaydetti:
"Bu silahları verenler, bu üsleri kuranların Yunanistan'a hukuk konusunda hiçbir uyarı yapmadığını görüyoruz. Mesela gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması meselesinde olduğu gibi sürekli olarak bunu 'gayri askeri statüdeki silahları, bu adaları niye silahlandırıyorsunuz' dediklerinde işte Türkiye'ye karşı olduğunu, Yunanistan'daki yetkililer Başbakan dahil, Dışişleri Bakanı dahil söylüyorlar. Şöyle bir yalan düzeni tutturmuş Yunanistan, Avrupalılara dönük olarak hukuktan, uluslararası hukuka hassasiyetten, uluslararası sözleşmelere ve kurucu anlaşmalara sadakatten bahsedip bu konuları açıyor. Ama Ege ve Akdeniz'de ise hukuk tanımayan bir devlet olarak her türlü üslupsuzluğu ortaya koyuyor, her türlü sorumsuz davranışı ortaya koyuyor."
'Yunanistan, Ege'de insanları öldürüyor'Kurtuluş Savaşı'nda İstiklal mücadelemizde Anadolu'da yaptıkları zulümler ve katliamlar nasıl tarihe geçmişse bugün de işte Ege'de yaptıkları katliamlar, o küçücük çocukları öldürmeleri, o botları şişlemeleri aynı şekilde tarihe geçiyor. Ama bütün bunun karşısında dünyanın herhangi bir yerindeki en ufak bir insan hakları ihlali karşısında sayfalar dolusu rapor açıklayan, saatler boyunca radyo ve televizyon yayını yapan Avrupa Birliği ülkeleri sessiz kalıyorlar. Avrupa Birliği'nin gözünün önünde bir Avrupa Birliği üyesi ülke Yunanistan, Ege'de insanları öldürüyor, göçmenleri öldürüyor, kadınları ve çocukları öldürüyor. Bundan daha vahim bir tablo olabilir mi? Hiçbir tanesine seslerini çıkarmıyorlar. Nerede bahsedeceksiniz vicdandan, nerede bahsedeceksiniz hukuktan?"
'Türkiye'ye hiçbir şey olmaz'Çelik, Yunanistan'ın gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmasına ilişkin şunları söyledi:
"Tüm bunların anlamı şudur, yine yanlış bir tutumla Ege'de ve Akdeniz'de tansiyonu yükseltecek, saldırgan tarafı cesaretlendirecek, kışkırtacak, saldırgan tarafın daha yanlış ve daha hukuksuz işler yapmasına yol açacak bir tutum içerisine giriyorsunuz. Bunun karşısında Türkiye'ye hiçbir şey olmaz, Türkiye bundan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne silah desteğini de askeri desteğini de daha çok artırır. Kuvvet dengesi bakımından Ege'deki kuvvetlerini, hiç kimsenin Türkiye'yi mavi vatanı, kara vatanı ve gök vatanımızı tehdit edemeyeceği bir kuvvet seviyesine çıkarır. Ama bütün bunun başlangıcı nedir? Müttefiklerimizin yanlış mesaj vermesidir Yunanistan'a, Yunanistan'ı kışkırtmasıdır. Ege ve Akdeniz'de Yunanistan'ın saldırgan tutumunu destekleyecek ve kışkırtacak bir tutum içerisine girmesidir. Dolayısıyla ortaya çıkacak bu tablo ne NATO'ya, ne bölge barışına, ne de dünyanın şu anda en çok ihtiyaç duyduğu bu diyalog zeminlerine, diplomatik zeminlere hizmet etmez. Yunanistan'a verilmesi gereken mesaj masaya oturmasıdır, masadan kaçmamasıdır. Türkiye büyük bir diplomasi devletidir, masaya oturulduğu zaman çözülmeyecek sorun yoktur."