Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) uygulanan silah ambargosunu kısmen kaldırma kararının, yalnızca Yunanistan ve Rum kesimini çözümden uzaklaştırmaya yarayacağını söylerken, “Sonuçta buraya vereceğiniz malzeme neyse biz de misliyle Kuzey’e veririz. Ne olacak? Yine gerginlik artacak” dedi.
Çavuşoğlu, son olarak AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in, kendisini Yunan mevkidaşı Nikos Dendias’la bir araya getirmek istediğini, kendisinin kabul etmesine rağmen Dendias’ın bu öneriyi geri çevirdiğini söyledi.
Çavuşoğlu, Bloomberg ile Perşembe günü gerçekleştirdiği mülakatta, başta Doğu Akdeniz olmak üzere, dış politikanın sıcak gündem maddelerine ilişkin soruları yanıtladı.
“Açıkçası Türkiye olarak, Doğu Akdeniz’de ve Ege Denizi’nde provokasyonlara izin vermeyeceğimizi çok net belirttik. Yunanistan bu tür provokasyonlara devam ederse, en çok acı çeken o olacak” diyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin diyaloğa açık olduğunu ancak Yunanistan’ın benzer tutumu sergilemediğini söyledi.
Borrell’in, geçtiğimiz günlerde kurduğu teması anlatan Çavuşoğlu, “’Dendias’la bir araya gelmek ister misin?’ dedi, ‘Elbette’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bilgi verdim, o da ‘Neden olmasın’ dedi. Ama ön koşulsuz. ‘Yani Türkiye tüm faaliyetlerini durdursun, haklarından vazgeçsin, ondan sonra görüşelim’ yaklaşımı doğru değil. Nitekim aldığımız bilgiye göre, Borrell karşı tarafa da soruyor, karşı taraf da ‘Ben bu şartlarda görüşemem’ diyor. Kendileri bilir” ifadelerini kullandı.
"YAPTIRIM DİLİNİ KABUL ETMİYORUZ"
Zaman zaman Avrupa Birliği’nden (AB) gelen Türkiye’ye yönelik yaptırım açıklamalarını da değerlendiren Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın niyeti ortadayken, halen koşulsuz olarak Yunanistan’ı desteklemek AB’yi zayıflatır” derken, şöyle devam etti:
“Evet bu konuda dürüstçe çaba sarfedenler oldu, Borrell bunlardan bir tanesi. Heiko Mass geldi, Merkel elinden geleni yapıyor. Ama diğer taraftan Fransa gibi ülkeler de tam tersine Yunanistan’ı kışkırtıyorlar ve Yunanistan da tabii AB’ye güvenerek, çözüm yerine gerilimi tercih ediyor. Bu gerilimin AB’ye ve bazı AB ülkelerinin desteğine rağmen Yunanistan’a da faydası yok. O yüzden Yunanistan’a diyoruz ki aklı selim davran, bizimle gel konuş ama koşul ya da ön şart koşma. AB’nin bu yaptırım dilini biz kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz. AB’nin sorunun değil çözümün bir parçası olması lazım.”
"ABD'NİN KARARI ÇÖZÜMDEN UZAKLAŞTIRIR"
Çavuşoğlu, ABD’nin GKRY’ye yönelik ambargosunu gevşetme kararını da eleştirdi. Haber üzerine muhataplarıyla görüşmeler yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, “Sonuçta buraya vereceğiniz malzeme neyse biz de misliyle Kuzey’e veririz. Ne olacak? Yine gerginlik artacak. Malzemenin içeriği önemli değil. Öldürücü olmayan askeri malzeme diyorlar. Önemli olan, burada o eşitliğin ve adaletin, dengenin bozulması” dedi. Kararın adada çözümü daha da zorlaştıracağının altını çizen Çavuşoğlu, “Diyorlar ki ‘ABD bize destek verdi, AB arkamızda, ben niye Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon zenginliklerini Türk tarafıyla paylaşayım?’ Onun için, Yunanistan’a biri silah vermiş biz bundan korkmuyoruz, korkacak da değiliz. Ama biz yanlışlıkları vurguluyoruz ve bunun olası yansımalarını hatırlatıyoruz.” diye ekledi.
RUSYA'NIN NAVTEX TAVRI
Türkiye, çarşamba akşamı yayımladığı iki yeni Navtex ile Rusya’nın 8-22 ve 17-25 Eylül tarihlerinde Meis’in güneyi ve Karpaz açıklarında yapacağı tatbikatları duyurdu. Bunun Türkiye’ye yönelik bir destek mesajı olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, tatbikatların Rusya’nın bireysel tatbikatları olduğunu, açık denizlerde her ülkenin duyurusunu yapmak kaydıyla tatbikatlar yapabileceğini anımsattı.
Bakan Çavuşoğlu, “Onlar daha önce de bu bölgelerde tatbikat yapıyorlardı. Fakat bunun Navtex’i Rum kesimindeki istasyondan yayımlanıyordu. Şimdi ise Antalya’daki istasyondan yayımladılar. Bunu özellikle Antalya’daki istasyondan yapmaları, yaptırmaları, bir kaza, olumsuzluk olmaması için bize önceden bilgi vermeleri olumlu bir gelişme. Ama bu bizim katıldığımız bir tatbikat değil, ortak bir tatbikat değil” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin de ilk etapta 120 gün olarak planlandığını, an itibariyle yaklaşık 90 günlük daha bir çalışmanın öngörüldüğünü söylerken, zaman zaman takvimde sarkmalar yaşanabildiğine dikkat çekti.
"MACRON HİSTERİK BİR HALE BÜRÜNDÜ"
Süreçte Fransa’nın ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sergilediği tutumu da eleştiren Çavuşoğlu, “Bazı ülkeler bu konularda daha ılımlı, AB’nin geleceğini düşünüyor. Fransa ise kendi geleceğini düşünüyor. Fransa Avrupa’nın lideri olmak istiyor” diye konuştu. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Fransa’nın oyunlarını bozduk, planları suya düştü. Önce Suriye’yi bölmek istiyordu, orada bir terör devleti kurmak istiyordu. O planlar Barış Planı harekatımızdan sonra tamamen bozuldu ve suya düştü. Ondan sonra Fransa her platformda Türkiye aleyhtarı olmaya başladı. Daha önce Suriye konusunda en iyi görüşen ve fikirdaş olan iki ülke Türkiye ve Fransa’ydı fakat bu plan bozulunca Fransa çok sinirlendi. Daha sonra Libya’da sahada kaybedince Macron özellikle histerik bir hale büründü ve her platformda sağduyuyu kaybetti.”