Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terörün milliyetinin, etnik kimliğinin veya dininin olmadığını belirterek, "Bu tehdit insanlığın tamamını tehdit etmektedir. Bu nedenle, bu tehdide yanıt da müşterek ve kararlı olmalıdır. Hiçbir devletin teröristler arasında ayrım yapma lüksü yoktur ve hiçbir terör örgütü tercihe göre ‘faydalı’ olarak sınıflandırılamaz." ifadesini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu'nun 15 Temmuz darbe girişiminin 6. yıl dönümü dolasıyla kaleme aldığı "FETÖ tüm insanlığı tehdit ediyor" başlıklı makale toplamda 100’den fazla ülkedeki basın yayın organında yayımlandı.
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'da Türk milletine ve hükümetine karşı kanlı darbe girişimi başlattığını anımsatan Çavuşoğlu, bu darbe girişimiyle yalnızca FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'e sadık, radikal ve köktenci bir rejim kurmanın amaçlandığını belirtti.
Çavuşoğlu, 15 Temmuz'da FETÖ iltisaklı ordu birliklerinin İstanbul'daki Boğaziçi Köprüsü gibi önemli noktaları ele geçirmek için kışlalarından çıktıklarına, savaş uçakları ve taarruz helikopterlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğü gibi stratejik hedefleri bombaladığına dikkati çekti.
"O gece Türk halkı demokrasiyi canı pahasına savundu"Binlerce sivilin o gece darbe girişimine önlemek için sokaklara döküldüğünü ifade eden Çavuşoğlu, "Darbeciler 251 masum sivili öldürdü ve binlerce kişiyi yaraladı. O gece Türk halkı demokrasiyi canı pahasına savundu. Bu kahramanca tepki, darbecilerin öngörmediği bir şeydi." değerlendirmesinde bulundu.
Yaşananların idrak edilmesi için FETÖ'nün gerçek yüzünün anlaşılması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, örgütün 1960'ların sonlarında sözde "dini hareket" olarak kurulduğunu, eğitimi ve dinler arası diyalogu teşvik etme kisvesi altında, kötü niyetlerini örtbas etmeyi başardığını kaydetti.
Çavuşoğlu, FETÖ mensuplarının orduya, kolluk kuvvetlerine, yargının yanı sıra Dışişleri Bakanlığının da aralarında bulunduğu birçok devlet kurumuna onlarca yıl boyunca iyi hesaplı ve geniş çaplı biçimde sızmalarının, son aşaması 15 Temmuz 2016'da yapılan kapsayıcı bir plan dahilinde gerçekleştiğini ifade etti.
"Darbe girişimi başarılı olsaydı Türkiye'de demokrasi var olmazdı"FETÖ darbe girişimine değinen Çavuşoğlu, "Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı, bugün çok farklı bir Türkiye olurdu. Demokrasi var olmazdı ve temel hak ve özgürlükler süresiz olarak askıya alınırdı. Halk, aşırılık yanlısı bir hükümetin tahakkümü altına girerdi." ifadesini kullandı.
"Ne yazık ki, bu istekler henüz karşılanmadı"FETÖ'nün eğitim kurumlarının önemli bölümünü kontrol etmenin yanı sıra çok sayıda finans kurumuna da sahip olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Banka hesapları, FETÖ'nün sanayi ve ticaret alanlarındaki önde gelen isimlerinin yanı sıra kamu ve halkın içindeki mensupları tarafından da beslendi. Dini duyguları istismar edilen birçok masum sivil de FETÖ'nün mali kaynaklarına katkıda bulunmak için tuzağa düşürüldü. Nihai hamlelerini gizlice beklerken dünyanın dört bir yanındaki okullarından elde edilen muazzam gelir bu hesaplara kanalize edildi."
Çavuşoğlu, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminin ardından devlet kurumlarının ve ordunun yanı sıra özel sektörden de FETÖ iltisaklı tüm kişi ve şirketlerin kararlı şekilde temizlenmeye başlandığına dile getirdi.
Darbe girişimini planlayan bazı önde gelen isimlerin yakalandığını, bir kısmının adaletten kaçarak yabancı ülkelere sığındığını aktaran Çavuşoğlu, "FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen halen ABD'de yaşıyor. Hükümetimiz yıllardır ABD'den Gülen'in Türkiye'ye iadesini ve Avrupa ülkelerinden de FETÖ mensuplarının iadesini talep ediyor. Ne yazık ki, bu istekler henüz karşılanmadı." ifadesini kullandı.
"Birçok ülkede FETÖ mensupları kamu ve özel sektörden temizleniyor"Çavuşoğlu, öte yandan dünyanın başka yerlerinde giderek artan sayıda hükümetin bu terör örgütünün kendileri için de oluşturduğu tehlikeyi anladığını ve gerekli adımları attığını kaydetti.
FETÖ'nün vize dolandırıcılığı, kara para aklama ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerde de bulunduğunu aktaran Çavuşoğlu makalesinde, "Sonuç olarak birçok ülkede FETÖ mensupları kamu ve özel sektörden temizleniyor. Yurt dışında bu terör örgütüne bağlı birçok okul 2016 yılından sonra Türkiye Maarif Vakfı'na devredilmiştir. Bugün Maarif Okulları birçok ülkede faaliyet göstermekte ve dünya çapında mükemmel bir eğitim sunmaktadır." ifadesine yer verdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesine ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti:
"Türkiye'nin FETÖ'ye karşı yürüttüğü mücadelenin niteliği ve kapsamı, diğer ülkelerin yetkilileri ve sivilleri terörize eden, demokratik değerleri, temel hak ve özgürlükleri tehlikeye atan örgütlere karşı yürüttüğü mücadeleden farksızdır. Türkiye, terörle mücadelede ilgili ülkelerin geçmişte yaptıklarını yapıyor. Yapılan tüm işlemler yasalara uygundur."
"Uluslararası toplumdan terörle mücadelede Türkiye ile dayanışma içinde olmasını bekliyoruz"Terör tehdidine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Terörün milliyeti, etnik kökeni veya dini yoktur. Bu tehdit insanlığın tamamını tehdit etmektedir. Bu nedenle, bu tehdide yanıt da müşterek ve kararlı olmalıdır. Hiçbir devletin teröristler arasında ayrım yapma lüksü yoktur ve hiçbir terör örgütü tercihe göre ‘faydalı’ olarak sınıflandırılamaz." değerlendirmesinde bulundu.
FETÖ'nün yüzlerce can kaybından ve Türk halkına karşı işlenen diğer ağır suçlardan sorumlu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “15 Temmuz 2016'dan altı yıl sonra bugün, Türkiye FETÖ'ye karşı kararlı mücadelesini sürdürdüğü gibi, PKK, PYD/YPG, DHKP-C ve DEAŞ gibi diğer terör örgütleriyle mücadele etmeye de devam ediyor. Uluslararası toplumdan terörle mücadelede Türkiye ile dayanışma içinde olmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.