Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Akar, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Tahıl yüklü geminin Ukrayna'dan yola çıktığı ifade edilerek bunun devamının gelip gelmeyeceği, bu süreçte neler yaşandığı soruları üzerine Akar, tahılın önemli bir konu haline dönüştüğünü söyledi. Çalışmalar çerçevesinde dün Sierra Leone bayraklı 27 bin ton mısır yüklü geminin Lübnan'a gitmek üzere Ukrayna'dan saat 09.15'te ayrıldığını aktaran Akar, İstanbul'da kurulan müşterek koordinasyon merkezinde sürecin takip edildiğini belirtti. Akar, "Bu gemide aynı usulleri, esasları bir kez daha mutabık kaldığımız hususları uyguladık ve bundan sonraki gemiler de benzer şekilde, temennimiz, dileğimiz herhangi bir aksaklığa uğramadan devam edecek" diye konuştu.
Bunun insani bir konu olduğunu ve büyük önem taşıdığını dile getiren Akar, "Bu manada tarafların mutabakatı saygıdeğer. Dolayısıyla bu çalışmaların önümüzdeki günlerde de başarılı şekilde devam edeceğini değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.
'Yarın saat 15.00 civarında Türk boğazları açıklarında bulunacak'Geminin muhtemelen yarın saat 15.00 civarında Türk boğazları açıklarında bulunacağını bildiren Akar, "Açıkta demirlemesini müteakip Müşterek Koordinasyon Merkezinde Rusya-Ukrayna-Türkiye-BM temsilcilerinin oluşturacağı müşterek heyet gidip oradaki yükü bir şekilde kontrol edecekler. Dolayısıyla bir an evvel herhangi bir sorun çıkmadığı takdirde, inşallah çıkmaz, devam edecek." diye konuştu.
Bakan Akar, bu protokolün bütün gemiler için geçerli olduğunu, imzalanan metnin buna amir olduğunu ifade etti.
Tahıl arzının önemine işaret eden Akar, Rusya ve Ukrayna'nın bu konuda dünyada çok önemli bir yere sahip olduğunu, dünya tahılın yaklaşık 3'te 1'inin bu ülkelerde üretildiğini dile getirdi. Çatışma nedeniyle yaşanan sıkıntılar dolayısıyla tahılın limanlardan çıkmasının problem haline geldiğini hatırlatan Akar, bunun küresel gıda riskini artırdığını anlattı.
Dünyadaki problemlerden birincisinin gıda güvenliği, diğerinin enerji güvenliği olduğunu aktaran Akar, tahıl ve gıda maddelerinin gidemeyişinin ciddi sorunlara neden olabildiğini, bunun Orta Doğu ve Afrika'da bir güvenlik sorununa dönüşebildiğini vurguladı. Akar, "Eğer bir açlık olursa, eğer bu güvenliği olumsuz etkilerse, eğer bu çok ciddi birtakım toplumsal, siyasal olaylara dönüşürse bu tabii bir ciddi bir güvenlik sorunu ortaya çıkarıyor demektir. Bu aynı zamanda göçü de tetikleyebilecek bir noktada. Bu ise Afrika'dan Avrupa'ya, Türkiye'ye ciddi bir ilave göç dalgasını beraberinde getirebilir. Bu son derece önemli bir konu bu konunun bu şekilde çözüme doğru gidiyor olması gerçekten önemli" diye konuştu.
'Ortaya çıkan çözüm en optimal çözüm'Akar, çok ciddi bir miktarda, 25 milyon tondan fazla bekleyen, savaş nedeniyle çıkamayan tahılın söz konusu olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Onların çıkması için çeşitli yollar ortaya konuldu ama en doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile yaptığı görüşmeler sonucunda çizdikleri çerçevede bizim muhatabımız Ukraynalı ve Rus bakan arkadaşlarımızla yaptığımız, arkadaşlarımızın da onların heyetleriyle yaptığı görüşmeler sonucunda ortaya çıkan çözüm en optimal çözüm. Çünkü miktar çok fazla ve deniz yolu en güvenli yol. Bu miktarı da taşıyabilecek kapasiteye sahip olan deniz yolu. Dolayısıyla bizim bu konulardaki çözüm noktasına geldiğimizde güvenli koridor meselesi ortaya çıktı. Bu tabii uzunca bir süreci kapsadı. Hazirandan itibaren çeşitli görüşmelerimiz oldu. Hatırlarsanız bizim Sayın Şoygu ve Olenksiy ile yaptığımız konuşmalarda, daha sonra Sayın Kubrakov ile yaptığımız konuşmalarda bizim burada bir kırmızı hat kurmamız gerektiğine karar verdik. Çünkü bakanlar çeşitli sebeplerden dolayı her an bir araya gelemiyorlar, her zaman telefonla görüşmeleri mümkün olmuyor. Dolayısıyla birer general görevlendirdik ve bunlar gece gündüz konuştular, görüştüler. İnişli çıkışlı birtakım görüşmelerin sonucunda çok şükür nihayete erdi, 22'sindeki bu metnin imzalanmasından sonra bu noktaya gelindi."
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'ya, Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov ve Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov'a teşekkür eden Akar, sürekli görüşmek suretiyle olayı çözüme kavuşturduklarını anlattı. Her iki ülkenin de Türkiye'ye güveninin oluştuğunun ifade edilmesi üzerine Akar, şöyle konuştu:
"Kesinlikle. Çünkü başlangıçtan itibaren görüşmeleri en nihayetinde 13 Temmuz'da Rusya, Ukrayna, BM ve Türkiye olarak dörtlü görüşme yapabildik. O zamana kadar görüşmeleri çoğunlukla ikili yapmak durumundaydık. Sağ olsunlar iki tarafın da bakanları ve ilgili personeli bize karşı, arkadaşlarımıza karşı ciddi bir güven olduğunu belirttiler. Bu da bizim için son derece memnuniyet ve gurur verici bir durum. Bu arada şunun da tekrar altını çizmek lazım Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile yaptığı konuşmalardaki çizdikleri çerçeve bize çok geniş bir çalışma alanı bahşetti. Biz de bu alanı kullanmak suretiyle bu faaliyetleri bu noktaya getirebildik."
'Taraflardan bir itiraz, gelmezse mutabakat otomatikman yenilenecek'Müşterek Koordinasyon Merkezinin ne kadar süreyle görev yapacağının belli olup olmadığı, özellikle hususi durumlar karşısında Türkiye'nin rolünün ne olacağı soruları üzerine İstanbul'da yapılan çalışmada imzanın ardından hemen ertesi gün Ukrayna ve Rusya'nın ilgili personelinin Müşterek Koordinasyon Merkezinde hazır bulundurulmasının takdire şayan olduğunu ve bunun tarafların anlaşmaya sadık olduklarını gösterdiğini dile getirdi.
Merkezin 23 Temmuz'da fiilen teşekkül ettiğini, 27 Temmuz'da da resmen açılışının yapıldığını anımsatan Akar, "Gerçekten tamamen tarafların bir arada olabildiği tek ortam şu anda. İki tarafın sıkıntıları malum, savaş malum. Bu çerçevede iki tarafın beraber olabildiği tek ortam. Dolayısıyla bazı inişler çıkışlar olmakla beraber çok şükür bir diyalog ortamı var. Türkiye'ye olan teveccüh, arkadaşlarımıza olan güven bizi son derece gururlandırmakta. Biz de olabildiğince akılla, mantıkla, tarafsızlık duyguları içinde ve tamamen insani noktadan meseleye yaklaşmak suretiyle olayların çözülmesine ve ilerlemesine gayret gösteriyoruz" diye konuştu.
Mutabakat muhtırasında faaliyetin "120 gün geçerli olduğu" ifadesinin bulunduğunu anımsatan Akar, "Eğer herhangi bir şekilde taraflardan bir itiraz, talep gelmezse söz konusu mutabakat otomatikman yenilenecek ve devam edecek. Bizim de muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde tabii ki burada bunun herhangi bir şekilde zamanla sınırlanması belki şeklen uygun olabilir ama esas olan insanların ihtiyacını karşılamak. Yani 25 milyon tondan fazla söz konusu hububatın, gıda malzemesinin ilgili ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması. Dolayısıyla bu ne kadar sürerse yapılması lazım" ifadelerini kullandı.
'Türkiye olarak bundan da memnuniyet duyarız'Bu çalışmanın Ukrayna tahılıyla ilgili olduğu anımsatılarak Rusya tahılının nakliyesine yönelik soru üzerine de Akar, şunları kaydetti:
"Rusya'nın da limanlarında gıda maddeleri, çeşitli kimyasallar, gübre, amonyak buna benzer çeşitli malzemeler, maddeler var. Bunların da nakli söz konusu. Bu bizim çalışmamızın dışında ayrı bir konu. Bir şekilde temaslarımızı sürdürüyoruz, konuşmalarımız, görüşmelerimiz sürüyor. Olur da bizim katkımız olursa Türkiye olarak bundan da memnuniyet duyarız. Onlar özellikle bu konuyu BM ile görüşüyorlar. Bu çalışmanın, mutabakat muhtırasının tamamen dışında.
Odessa'da malum düzenlenen bir saldırı oldu geçtiğimiz cumartesi günü, çok endişelendik. Taraflarla görüştük, bunun hiçbir şekilde tahıl nakliyatıyla, tahıl silolarıyla ilgili olmadığını beyan ettiler. Bu bir inceleme, araştırma konusu, biz olabildiğince bunun dışında kalıp, herhangi bir şekilde mutabakatı, nakliyatı etkilememesi konusunda taraflara telkinde bulunduk, konuştuk. Onların da sağ olsunlar bu istikamette davranmaları suretiyle bugünkü noktaya gelebildik."
'BM teşekkür mesajı gönderdi'Gemi yola çıktıktan sonra BM ile iletişime yönelik soru üzerine Akar, "Arkadaşlarımız buraya gelmeden önce, BM temsilcisi bir arkadaşımız var kıdemli, İstanbul'da Müşterek Koordinasyon Merkezinde, biraz önce teşekkür mesajı gönderdi. Burada bizim çalışmamızı BM daima destekledi ve girişimlerimizin başkaları tarafından yapılamayacağını bildikleri için olabildiğince BM'nin desteğini gördük" dedi.
Çalışmaların gayet uyumlu yürütüldüğünü kaydeden Akar, "Temennimiz, herhangi bir kazaya, belaya uğramadan yaptığımız bu mutabakat çerçevesinde tamamen insani olan bu faaliyetin aksaksız, eksiksiz tamamlanması" dedi.
Küresel gıda sorunu göçü de tetikleyebilecek noktada. Afrika'dan Avrupa'ya ve Türkiye'ye ciddi göç dalgasını beraberinde getirebilir. Çözüme gidiyor olması önemli.
Mürettabatımız beklemekte uçakların bakım ikmali yapıldı. Uçaklarımızın provokasyon amaçlı girişim olabilir endişesi ile sükunetle bekliyoruz. En müsait zamanda uçaklarımızı almayı planlıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu uçaklarımızı da getirebiliriz.
'Terör örgütünde büyük bir çöküş var'Terörle mücadelede zaman ve mekan ayrımı yapmaksızın tamamen teröriste yönelik yürütüyoruz. Bizim tek amacımız var ülkemizin vatandaşlarımızın hudutlarımızın güvenliğini sağlamak. Bizim komşularımızın Irak ve Suriye olmak üzere sınırlarına saygımız sonsuz. Bizim tek hedefimiz var terörle mücadele. Terörist nerede bizim hedefimiz orası. Temel prensip bu.
Bizim buradaki temel prensibimiz en son teröristi etkisiz hale getirerek terör belasından ülkemizi milletimizi kurtarmak. Zorlu arazi koşullarına rağmen Mehmetçik üstün bir moral üstün bir motivasyonla ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışıyla büyük bir mücadele vermekte.
Terör yuvalarına tek tek girme mecburiyetimiz var bunu yapıyoruz. Gelen bilgiler olsun istihbarat kurumundan gelen bilgiler olsun terör örgütünde büyük bir çöküş var.
Şuan çaresizlik içerisindeler. Bunun en büyük göstergesi de şuan sivil halka saldırın ormanları yakın otellere saldırın diyorlar. Şuan teröristler iki gece aynı yerde yatamıyor hiç biri rahat değil Mehmetçiğin nefesi enselerinde. İnşallah 40 yıldır başımıza musallat olan terör belasından milletimizi kurtaracağız.
1 Ocak 2022'den itibaren 2 bin 226 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
'ABD ordusundan YPG/PKK'lı elebaşı için taziye mesajı bir akıl tutulması'Musul konsolosluğumuza yapılan saldırı kimin sivil hedeflere yönelebildiğini gösterdi. Kundaktaki bebeklere kurşun sıkan bir alçak sürüsünden bahsediyoruz.
Zaho’daki olayı da herkesin anlaması lazım. Aynı zamanda Irak’taki kardeşlerimizin güvenliğinin sağlanması lazım. Iraklı kardeşlerimizle iş birliğinde olacağımızı söyledik söylemeye devam ediyoruz.
ABD ordusundan YPG/PKK'lı elebaşı için taziye mesajı bir akıl tutulması, izahı yok bunun. Amerikalı müttefiklerimiz yarın bir gün hatırladıklarında üzülecekler.
'4 bin 500 DEAŞ’lı teröristi biz etkisiz hale getirdik'PKK eşittir sonuna kadar YPG. Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerinde bizim hudutlarımıza ciddi bir şekilde saldırı ve tacizler var. Biz hudutlarımızı korumak için nerede, ne zaman, ne lazımsa gerekeni yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.
DEAŞ’a karşı Suriye’nin kuzeyinde Irak’ın kuzeyinde mücadele yapan biziz. 4 bin 500 DEAŞ’lı teröristi biz etkisiz hale getirdik. Dolayısıyla biz buradayız. Bir terörist grubu varsa biz mücadelemizi sürdürüyoruz.
Teröristlerin oradaki mücadelede yeri yok. Biz mücadelemiz sürdürdük ve sürdüreceğiz. Biz Suriye’de 9 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Biz orada bölgeyi kontrol ettikten sonra 1.1 milyon Suriyeli kardeşimiz güvenli bir şekilde topraklarına döndü. Bizim orada yaptığımız göçü engellemek. Biz müttefiklerimizden destek bekledik maalesef beklediğimiz desteği görmedik göremiyoruz.
'Dünya çok genişledi artık, seçenekler çok arttı'ABD'de bazı emekli generaller ve diplomatların Türkiye’nin tezlerine sahip çıkıyor olmaları bizi ümitlendiriyor. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla siyasi bir heyet Amerika’ya gitti. Oradan olumlu bir dönüşle ayrıldı siyasilerimiz.
ABD YPG’den vazgeçecek. Terör ve teröristle yaşanmaz. F16 konusu önemli bir konu. Hava kuvvetlerimiz güçlü olursa Türk Hava Kuvvetleri güçlü olmayacak. NATO güçlü olacak. NATO ile bu işi 70 yıldan beri eksiksiz ve aksaksız yapıyoruz.
Olumlu bir şekilde sonuçlanmasını temenni ediyoruz. Olmazsa, dünya çok genişledi artık, seçenekler çok arttı. Buna karşı birçok çözüm üretilebilir. 15 Ağustos'ta ABD ile teknik toplantı yapılacak.
'Türkiye'ye karşı bir hesap içindeler'Biz Yunanistan’dan öncelikle bütün ortamlarda resmi gayri resmi toplantılarda diyoruz ki uluslararası hukuk içerisinde görüşelim konuşalım diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada yaptığı iyi niyetli siyasete rağmen Yunanistan’da bilinen isimler bu girişimleri feda ediyorlar. Biz onları her seferinde masaya çağırıyoruz. Konuşalım görüşelim diyoruz ama gelmiyorlar. Biz konuşalım görüşelim istiyoruz çünkü güçlüyüz.
Türkiye'ye karşı kendilerince bir hesap içindeler. Silahlanma bütçesinde 5 katına çıkan bir artış var. Diyoruz ki bu TSK ve Türkiye için az, savunma için çok.
Türkiye müttefikleri için asla tehdit değil. Barışı istikrarı hakim kılalım Ege’yi bir barış denizi yapalım bunu geliştirelim diyoruz. Her türlü haksız hukuksuz tutumları var ve bunları sürdürüyorlar. Bizim iyi komşuluk ilkeleri uluslararası hukuk zenginlikleri paylaşalım dememiz hiçbir şekilde zafiyet olarak anlaşılmamalı. Biz haktan hukuktan yanayız. Hem kendimizin hem Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve hukukunu korumakta kararlıyız.
'NATO ilkeleri ve prensiplerine göre genişlesin'Türkiye olarak bize bazı sataşmalar oluyor. Türkiye NATO üyeliklerinin merkezinde olan bir ülke. Biz NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesiyiz. Biz yük olmuyoruz, yük alıyoruz. NATO genişlesin ama genişlerken NATO ilkeleri ve prensiplerine göre genişlesin. Üyelerin güvenliğine saygı göstererek yapılsın bu büyüme. Biz bu NATO’nun kuruluş ilkelerine bağlı olarak değerlendiriyoruz. Bunun da anlaşılmasını istiyoruz. Biz 40 yıldan beri 40 bin insanımızı teröre kurban verdik. Biz mücadele eden bir ülkeyiz. Siz bizim mücadele ettiğimiz örgütleri beslerseniz onlara göz yumarsanız bunlar bize zarar verirse bunu nasıl kabul edersiniz.
Yüksek Askeri Şura 4 Ağustos Perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanacak.
Bugüne kadar 24 bin 435 FETÖ mensubu ihraç edilmiştir. Bunlardan 2 bin 754'ünün de rütbesi geri alınmıştır.