Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından kameraların karşısına geçti.
Konuşmasında bugün açıklanan büyüme rakamlarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri ele aldı.
"RAKAMLAR POLİTİKALARIMIZIN BAŞARISININ SOMUT ÖRNEĞİ"
Ekonominin, pandemiyle geçen 2020 yılında büyüme performansı gösterdiğini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Küresel ekonomi zorlu bir dönemden geçiyor. Büyük bir daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına, gelir dağılımında bozulmalara, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarına sebep oldu. Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üzerinde ülke bulunuyor. Yüzde 1,8 olarak gerçekleşen 2020 yılı büyüme oranımız izlediğimiz politikaların başarısının en somut örneğidir.
"AVRUPA EKONOMİLERİ KÜÇÜLÜRKEN, TÜRKİYE BÜYÜDÜ"
Türkiye büyürken İngiltere yüzde 9,9, Almanya yüzde 4,9, Amerika yüzde 3,5 oranında küçüldü. 2021 yılında iyi bir başlangıç yapan ihracatımız Şubat ayında yüzde 9,6 artışla 16 milyar doları aşmıştır. Yılın ilk iki ayı itibariyle dış ticaret açığımız yüzde 15,3 azalmıştır. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için asıl önemli olan ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlere ulaşması ve istihdamın oluşmasıdır.
Böyle bir durumda kaliteli ve kalıcı büyümeden söz etmek mümkündür. İşte 2021 yılını bu açıdan çok önemli görüyoruz. Hedefimiz refahı daha da arttıracak, sağlıklı ve istikrarlı büyümenin, orta ve uzun vadede güçlü bir şekilde sürmesidir. Fiyat istikrarı için de üretken, yatırımlara ve katma değeri yüksek rekabetçi üretime dayanmamız gerekiyor. Bir ekonominin yapısal temelleri ne kadar güçlüyse şoklara karşı direnci de o kadar artar.
"FİYAT İSTİKRARININ SAĞLANMASINA ÖNEM VERİYORUZ"
Geçtiğimiz hafta ülkemiz piyasalarında yurt dışındaki gelişmelerden kaynaklanan dalgalanmalar görüldü. Gelişmiş ülkelerin tahvil faizlerinde yaşanan artış pek çok gelişmekte olan ülkeyi etkiledi. Bu tip küresel dalgalar ne ilktir ne de son olacaktır. Bizim için önemli olan bu tür risklere karşı dirençli, sağlam ekonomiyi tesis etmektir. Enflasyon, faiz, kuru kontrol altına almış, büyümesini, ihracat, istihdamını koruyan ekonomi bu şokları kolayca savuşturabilir. Özellikle fiyat istikrarının sağlanmasına, cari açıkla mücadeleye önem veriyoruz. Ekonomi alanında hayata geçireceğimiz reformun da hazırlıklarını yürüttük. Arkadaşlarımız sahaya indi.
Tüm taraflarla bir araya geldi. İletilen talepleri dikkatle dinledi. Çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceğimiz alanları öncelikli hale getirdik. Her reform gibi bu çalışmalardan da rahatsız olanlar elbette çıkabilir. Biz kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusuyuz. Hiçbir mücadeleden kaçmadığımız gibi her defasında kendi sınırlarımızı zorladık. Önümüzdeki hafta açıklayacağımız reformları kararlılıkla uygulayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Reformların devamının da geleceğini belirtmek istiyorum.
Türkiye inşallah salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacak. Hem mevcut riskleri en aza indirecek hem de karşımıza çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Makro ekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi, enflasyonla mücadele, finansal sektör, cari açık gibi alanlara öncelik verdik. Mali disiplin her dönemde olduğu gibi bugün de bizim olmazsa olmazımızdır. Gelir ve harcama tarafında aldığımız tedbirlere uygun şekilde bütçe açığı hedefimizi yüzde 3,5'a indirdik. Bütçe açığı ve borç stokunda Türkiye birçok ülkeye göre iyi durumdadır."