Başkan Erdoğan'dan sinema ve dizi sektörüne 'şiddet' çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kadına şiddet konusunda, "Sinema ve dizi sektörümüzün de artık kendine bir çekidüzen vermesi gerektiğine inanıyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programında konuştu.

İstanbul Sözleşmesi ile ilgili konuşan Erdoğan, "Muhalefetin sanal tartışmalarının hiçbir dayanağı yok. Sözleşme yaşatır sloganı hiçbir anlam taşımıyor. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Sözleşme değil kanunlar yaşatır. Hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla takip ediyoruz." dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Soykırım devam ediyor

Bir eş bir baba ve Türkiye cumhurbaşkanı olarak ülkemizdeki ve dünyadaki kadınların onurlarıyla yaşama hakları için yanlarında olacağımı ifade ediyorum. Biz bugün burada bu programı gerçekleştirirken sınırlarımızdan birkaç yüz kilometre uzaklıkta bir soykırım devam ediyor.

Netanyahu hükümeti adım adım ilerliyor

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 50 bine yakın kardeşimiz şehit oldu. Yüzde 70'den fazlasını masum çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti her gün onlarca kadını, bebeği yaşlıyı hunharca katlediyor. Dünyanın gözü önünde dünyanın sessiz ve tepkisiz bakışları altında 14 aydır adım adım ilerliyor.

Tam dayanışma halindeyiz

Filistin'in onurlu, gururlu kadınları zalime boyun eğmeyen asil duruşlarıyla imanlı yürekleriyle dünyaya ve kadınlara örnek oluyor. Şiddete uğrayan tüm kadınlarla olduğu gibi sizinle de tam bir dayanışma halindeyiz. Türkiye olarak 85 milyon vatandaşı ile sizlerin yanındayız. içinde bulunduğunuz şartlar ne kadar ağır olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın, Türkiye'nin tüm kadınlarının kalpleri sizin için çarpıyor, Filistin'in kurtuluşu için mevlaya niyazda bulunuyor. Lafa gelince demokraside aslan kesilenler söz konusu sapkın akınlar olunca 14 aydır üç maymunu oynasa da biz sizi asla yalnız bırakmayacağız. Bu soykırımın durması için gerçekleri gür bir sesle dillendirmeyi sürdüreceğiz. Filistin'in yürekli kadınlarını bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Kadına şiddet insanlık suçudur

Türkiye, hamdolsun çok güçlü ve yaygın bir sivil toplum ağına sahiptir. Her konuda vakıflarımız, derneklerimiz gerçekten olağanüstü çalışmalar ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele hiç şüphesiz bunların en başında geliyor. Bir insanlık suçu olarak gördüğümüz kadına yönelik şiddetin kökünün tamamen kazılması için faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Kadına yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır. Bu anlayışla göreve geldiğimiz ilk günden beri devrim niteliğinde pek çok adım attık. Kadınların haklarını güçlendirecek sayısız projeyi devreye aldık. 2012 yılında çıkardığımız ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun hukuki düzenlemelerin en önemlisiydi.

‘Sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yok’

6284 sayılı kanun, Kadına Karşı şiddetle mücadelenin çerçevesini, başka hiçbir sözleşmeye ihtiyaç hissettirmeyecek şekilde kesin ve kati olarak çizmiştir. Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur. “Sözleşme Yaşatır” sloganı da marjinal kesimlerin ideolojik kavga aparatı olma dışında hiçbir anlam taşımıyor. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti.

28 Şubat mağdurlarına haklarını iade ettik

Kadına karşı şiddet AK Parti iktidarında tanımlanarak nitelikli suç haline getirildi. KADES ihtiyaç halinde mağdurun kimliğinin ve adresinin değiştirilmesiyle elektronik kelepçe gibi tedbirleri biz şu an uyguluyoruz. Sözleşme değil kanunlar yaşatır. Kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla takip ediyoruz. Kadınlara yönelik toplumumuzda yerleşmiş dini ya da kültürel yanlış davranış biçimleriyle de yoğun bir şekilde mücadele etti. Başörtüsü yasağı sebebiyle lise ve üniversiteye gidemeyen kızlarımızın mağduriyetlerini biz giderdik. Kılık kıyafet sebebiyle okulundan memuriyetinden atılan 28 Şubat mağdurlarına haklarını iade ettik. Kız çocuklarının okullaşma oranında yaşanan ciddi artış, kadınların iş gücüne katılım oranlarının sürekli yükselmesi, yasakçı zihniyete karşı verdiğimiz mücadeleden sadece birkaçıdır.

CHP'nin helalleşme tiyatrosu rafa kalktı

Bölücü terör örgütündeki insan hakkı ihlalini görmezden gelenlerin meselesi asla kadınların hak ve hukuku olamaz. Yıllardır ciğerparelerine yeniden sarılmak için mücadele veren Diyarbakır Anneleri'nin feryatlarına kulak tıkayanların samimiyeti elbette sorgulanmalıdır. Özgür Özel Diyarbakır annelerinden bir selamı niçin esirgiyor? Kadın haklarını İstanbul Sözleşmesi'ne sıkıştıran CHP, niçin bu annelerin yaşadıklarına sessiz kalıyor? CHP faşizan tarihi ile ne zaman yüzleşecek, kadın düşmanı söylemleri ile ne zaman hesaplaşacak? Ne zaman milletin değerleriyle barışacak? Görüyoruz ki eski genel başkanın parti içi darbeyle emekliye sevki ile CHP'nin helalleşme tiyatrosu da tümden rafa kalktı.

Sinema ve dizi sektörüne çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sinema ve dizi sektörünün kadına şiddet konusunda kendine çeki düzen vermesi gerektiğine inanıyorum" diyen Erdoğan, bu içeriklerin toplumu bilgilendirmek yerine zaman zaman şiddeti teşvik eden ve meşrulaştıran bir araç haline geldiğini söyledi. Erdoğan, "Bu durumun önüne geçilmesi için yapımcılara, senaristlere, medya organlarına ve RTÜK’e büyük sorumluluk düşüyor" dedi.

Kadınların toplumdaki önemine değinen Erdoğan, "Türkiye’nin kadınları, tarih boyunca olduğu gibi bugün de dirayetleriyle, çalışkanlıklarıyla, mücadele azimleriyle, şefkat ve merhametleriyle tüm dünyaya örnek olmaya devam edecek" ifadelerini kullandı. Erdoğan, günün kadınlar için hayırlara vesile olmasını dileyerek sözlerini noktaladı.