Başkanlık Binası Fuaye Alanı’nda, “İstiklalden İstikbale Çanakkale” sloganıyla düzenlenen serginin açılışı Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken ve Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara tarafından gerçekleştirildi.
“ÇANAKKALE SENEDE SADECE BİR KEZ KUTLANACAK ZAFER DEĞİL”
Çanakkale Savaşı sırasında kullanılan silahlar, çeşitli malzemeler, o döneme ait fotoğraflar, mektuplar ve belgelerin yer aldığı serginin açılış konuşmasında Başkan Deniz Köken şunları söyledi: “Çanakkale Zaferi tarihsel süreçte sadece 18 Mart sabahı çelenklerin konularak kutlanılacak sonra 1 sene daha beklenilecek bir zafer değil. 106 yıl sonra bugün Akdeniz’de olanları düşünürsek Çanakkale Zaferi’nin ne kadar önemli bir zafer olduğunu, yokluğa rağmen çok büyük bir iş yaptığımızı çok net bir şekilde ortaya koymuş oluyoruz. Öncelikle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize de sağlıklı, hayırlı uzun ömürler temenni ediyorum. Çanakkale’yi doğru yaşatmamız, bizden sonraki kuşaklara doğru anlatmamız lazım.”
“ÇANAKKALE’DE KUYRUK ACISI OLANLAR BUGÜN AKDENİZ’DE BİR TAKIM İŞLER YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
“İstanbul’un fethi ile Anadolu’daki yerleşimimizin mührü vurulmuştur, Çanakkale ile beraber bu bayrak dikilmiştir. Bu kavramlar Anadolu’nun bizim yurdumuz olduğunun tescilidir. Çanakkale’nin hala onlar için yara olduğu bugün Akdeniz’de olanlardan belli oluyor. Süreç Çanakkale’de başlıyor. Çanakkale’de kuyruk acısı olanlar bugün Akdeniz’de bizim karşımızda bir takım işler yapmaya çalışıyorlar. Yeni nesile bunu doğru anlatmak gerekiyor. Çanakkale yokluktan varlığa bir dirilişin sembolüdür.”
Konuşmaların ardından tiyatro sanatçısı H.Hüseyin Karabağ sergi alanında Enver Paşa’yı canlandırdı.
Açılışın ardından Başkan Deniz Köken sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı.
SERGİDE YÜREKLERİ DAĞLAYAN MEKTUPLAR YER ALIYOR
Kahraman Mehmetçiklerin cepheden ailelerine yazdığı, yürekleri dağlayan mektupları da sergide yer alıyor.
Onbaşı Hüseyin’in babasına yazdığı mektupta kardeşi Hasan’ın cephede yiğitçe çarpıştığı ve şehit olduğu haberini veren mektup, sergiyi gezenlere duygulu anlar yaşattı.
“KARDEŞİMİ KENDİ ELLERİMLE DEFNETTİM”
Onbaşı Hüseyin’in mektubu şöyle:
Baba, Hasan şehit oldu. Üç gün önceki muharebede yiğitçe çarpıştıktan sonra şehit oldu. Düşerken yanında idim. Hakkınızı helal etmenizi rica etti. Bir kurşunla şakağından, iki kurşunla göğsünden yaralanmış, gülle de sağ elini götürmüştü. Kendi elimle gömdüm kardeşimi. Toprağa girerken çehresi gülümsüyordu. Onu, senin hediyen olan yatağanla (Hançer) beraber defnettim. Kınını da taş yerine başucuna diktim.
Ah babacığım, düşmana ne şiddetle saldırdık, bir görseydin. Düşman karabulut gibi geliyordu. Biz iki bölükten ibarettik. Yıldırım gibi bir hücum gösterdik.
En önde, çarıkları çözülmüş, fesi düşmüş, baş açık ve yalınayak Hasan koşuyordu. Kuş gibi, rüzgar gibi, alev gibi koşuyordu.
Ellerinizden öperim, duanıza muhtacım. Beni soranlara selam ediyorum.