Çalıştıkça emekli aylığı neden düşüyor? Bunun temel sebebi, 2000 ve 2008 yıllarında yürürlüğe giren iki yasa değişikliğiyle emekli aylığının düşürülmesi. 8 Eylül 1999 öncesi işe başlayanların emekli aylığı üç ayrı dönem için ayrı kurallara göre hesaplanıyor: 2000 öncesi, 2000-2008 Eylül arası ve 2008 sonrası.
2000 yılından önce aylık bağlama oranı (ABO), ilk 5000 gün için yüzde 60, 5000 günden sonraki her 240 gün yüzde 1 oranında uygulanıyordu. Böylece 9000 gün, yani 25 yıl prim ödeyen bir kişinin aylık bağlama oranı yüzde 76.7 oluyordu.
2000-2008 Eylül arasındaki dönemde ABO, toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 gününün her 360 günü için yüzde 3.5, sonraki 5400 günün her 360 günü için yüzde 2, 9000 günden sonraki her 360 gün için yüzde 1.5 olarak uygulanıyordu. Böylece, 9000 gün prim ödeyen bir çalışanın aylık bağlama oranı yüzde 65'e geriledi.
Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberine göre; Ekim 2008'den sonra ise çalışılan her yıl için yüzde 2 oranı uygulanmaya başladı. Böylece 9000 prim günü (25 yıl) bulunan kişilerin aylık bağlama oranı yüzde 50'ye düşürüldü.
2008 SONRASI 3'TE 1 ORANINDA AZALIYOR
ABO, emekli aylığını düşüren unsurlardan sadece biri. Diğer unsurları anlatmaya geçmeden önce ABO'daki değişikliğin emekli aylığını nasıl etkilediğini görebilmek için bir örnek verelim. Aylığı etkileyen diğer unsurların sabit olduğunu varsayarsak, 25 yıllık çalışma yaşamı boyunca bugünkü 2 bin 558 liralık brüt asgari ücret üzerinden prim ödeyen bir kişi 2000 öncesinde bin 962 lira emekli aylığı alabilir iken, 2000-2008 arasında ABO ile bu aylık bin 663 TL'ye, 2008 sonrasında ise bin 279 TL'ye düşüyor.
Çalışma süresi aynı, prime esas kazanç aynı olduğu halde 2008 sonrasında emekli aylığı 2000 öncesine göre 683 lira, yani 3'te 1 oranında azalıyor.
Emekli aylığı hesaplanırken, yıllar önce bildirilen prime esas kazançların değeri de dikkate alınıyor. 2000 öncesindeki dönemde katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanıyordu. Prime esas kazanç yüksek ise son 10 yılın ortalaması, düşük ise son 5 yılın ortalaması dikkate alınarak bulunan gösterge, 31 Aralık 1999 tarihindeki katsayı olan 12000 ile çarpılarak kazançların güncel değeri hesaplanıyor. Bu tutar da 2000 öncesi için hesaplanan aylık bağlama oranı ile çarpılarak, o dönem için hak edilen aylık bulunuyor.
GÖSTERGE SİSTEMİ TERK EDİLDİ
2000 yılından itibaren gösterge sistemi terk edildi. Onun yerine prime esas kazançlar tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) yıllık artış ile milli gelirdeki artış hızının yüzde 100'ünün toplamı oranında güncellenmeye başlandı. 1999 yılında asgari ücret üzerinden prim ödenmişse, o günkü asgari ücret bu formül ile emekli aylığının bağlandığı tarihe kadar güncelleniyor.
Örneğin, 2000-2008 arasındaki dönem için yıllık enflasyon yüzde 10, milli gelir de yüzde 5 oranında artmışsa, o yılın prime esas kazancı yüzde 15 oranında güncelleniyor.
2008 yılından sonra ise güncelleme katsayısında milli gelirdeki artışın payı yüzde 30'a düşürüldü. Yukarıdaki örnek üzerinden gidersek enflasyon ve milli gelir artışı aynı olduğu halde, milli gelirdeki artışın yüzde 100'ü yerine yüzde 30'u dikkate alınmaya başladığı için güncelleme katsayısı yüzde 15 yerine, yüzde 11.5'e düşüyor. Bir önceki yılın bin liralık prime esas kazancı 2000-2008 arasındaki katsayı ile ertesi yıla bin 300 lira olarak devredilirken, 2008 sonrasında bin 115 lira olarak devredilir hale geldi. Emekli aylığını düşüren ikinci faktör bu oldu.
BİR DİĞER FAKTÖR, ALT SINIR AYLIĞININ AŞAĞI ÇEKİLMESİ
Emekli aylığını düşüren bir başka faktör ise alt sınır aylığının aşağı çekilmesi oldu. 2000 öncesi döneme ait emekli aylığı, asgari ücretin yüzde 70'inden az olamıyor. 2008 sonrasında ise alt sınır aylığı brüt asgari ücretin yüzde 35'ine düşürüldü.
Buraya kadar anlattıklarımızı alt alta koyduğumuz zaman aylık bağlama oranı ile 3'te 1 oranında olduğunu belirttiğimiz emekli aylığındaki düşüş, güncelleme katsayısı ile daha da hızlanıyor. Emekli aylığı 2000 öncesine göre 2008 sonrasında 3'te 1 oranından da daha fazla azalıyor. Bunları aklımızın bir kenarında tutalım.
8 Eylül 1999 öncesi işe başlamış olup 2008'den sonra emekli olan kişilerin aylığı karma sistemle hesaplanıyor. Öncelikle 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere her dönem için "tam aylık" hesaplanıyor. Sonra her dönemin "kısmi aylığı" bulunuyor ve üç dönemin kısmi aylığının toplamı, bağlanacak emekli aylığını oluşturuyor.
Her dönemin kısmi aylığı ise o dönemdeki çalışma sürelerinin toplam çalışma süresine bölünmesiyle bulunan oran üzerinden hesaplanıyor. 2008 sonrasındaki çalışma süresi uzadıkça, en avantajlı dönem olan 2000 öncesindeki kısmi aylık azalıyor.
Şöyle örnek verelim. 2000 öncesinde 4000 gün primi bulunan bir kişinin toplam prim gün süresi 6000 ise 2000 öncesindeki tam aylığının yüzde 66.7'si kısmi aylığı oluşturuyor. 2008 sonrasındaki çalışmalar dolayısıyla toplam prim gün sayısı 7000'e çıktığında bu kez 2000 öncesindeki kısmi aylık, tam aylığın yüzde 57.1'ine geriliyor. Böylece çalışma süresi uzadıkça emekli aylığı artmak yerine düşüyor.
BRÜT ÜCRETİ, ASGARİ ÜCRETİN 2,5 KATINDAN FAZLA OLANLAR ETKİLENMİYOR
Şunu da hemen belirtelim, bu durum daha çok asgari ücret ve buna yakın düzeyde ücret alanlarda yaşanıyor. Brüt ücreti asgari ücretin 2,5 katından fazla olanların emekli aylığı çalışmaya devam ettikçe artıyor. Ancak onlarınki de geçmiş dönemlerdeki kadar artmıyor.
Diğer taraftan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye'deki tüm 4/a'lı çalışanların ortalama brüt kazancı 2019 Ağustos ayı itibarıyla 4 bin 125 lira düzeyinde bulunuyor. Bu demektir ki, çok küçük bir azınlık hariç tüm 4/a'lı çalışanlar bu durumdan olumsuz etkileniyor.
Dünyada sosyal güvenlik sistemi ise tahmin edileceği gibi, çalışmaya devam edenleri ödüllendirmek üzerine kurulu. Türkiye'de acilen bu çarpık uygulamaya son verilmesi gerekiyor. Kademeli yaş ile birlikte belirlenmiş olan emeklilik için gerekli asgari prim gününü dolduranlara, ilave olarak çalıştıkları her yıl emekli aylıklarını artıracak bir sisteme geçilmeli. Böylece çalışanlar hiç değilse sigortalı çalışmayı bırakıp kayıt dışına yönelmesinler.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim, devletin de vergi gelirlerini olumsuz etkileyen, çalışanları iş güvencesinden yoksun bırakan bu çarpıklığa acilen son verilmesi gerekiyor.