Bakan Işıkhan 13. Çalışma Meclisi Yemeği'nde konuştu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Özellikle örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem hükümetlerimiz dönemidir. Çünkü emek ve alın teri, bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır." dedi.

Bakan Işıkhan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi Yemeği'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de 21 yılda sosyal güvenlikten, sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler alındığını söyledi.

Geçmişte hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmalarının son 21 yılda etkin şekilde işletildiğini ifade eden Işıkhan, "Özellikle örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem hükümetlerimiz dönemidir. Çünkü emek ve alın teri, bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır." diye konuştu.

Emeği ve onun müdafaasına verdikleri değerin en net kanıtının yarın kutlanacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olduğunu belirten Işıkhan, daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs'ın başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edildiğini hatırlattı.

1 Mayıs'ın resmi tatil yapıldıktan sonra kutlamaların hem Türkiye'ye yayıldığını hem de toplumun tüm kesimlerince barış içinde kutlanmaya başlandığını söyleyen Işıkhan, "Bazı kesimler tartışma çıkararak bugünü gölgelemek istese de ülkemizin her yerinde 1 Mayıs barışçıl gösterilerle anlamına uygun olarak kutlanmaktadır." ifadelerini kullandı.

Daha önce bazı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs'ın bugün itibarıyla tüm emekçilere bayram olarak teslim edildiğini belirten Işıkhan, bu nedenle tüm emekçiler adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde işçinin, memurun ve tüm emekçilerin hakkının korunmasının, her zaman öncelikli meseleleri olmaya devam edeceğini ifade eden Işıkhan, çalışanların hakkını korurken iş sağlığı ve güvenliği konusuna azami hassasiyet göstermeye, iş kazalarına ise sıfır tolerans ile denetimleri kararlılıkla gerçekleştirmeye devam edeceklerini belirtti.

- "İş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz"

İstanbul Beşiktaş'ta hayatını kaybeden 29 işçiye bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Işıkhan, kazaya ilişkin 2 başmüfettişin çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Devam eden hukuki sürecin de takipçisi olacaklarını ve hem belediyelere hem de diğer kurum ve kuruluşlara önemli hatırlatmalar yapmak istediğini belirten Işıkhan, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz müstakil iş sağlığı ve güvenliği kanunu ve af düzenlemelerini hayata geçirerek bu alanda önemli bir reformu gerçekleştirmiştik. Hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Çalışanlarımızın gerekli iş sağlığı ve güvenliği gerekse de çalışma koşulları hususunda denetimlerimizi yoğun bir şekilde yapmaya devam ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinde mevzuata uymayanlara yönelik aldığımız tedbirleri kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz."

Işıkhan, hükümetin küresel salgından bölgesel savaşlara, küresel finansal krizlerin asrın felaketi 6 Şubat depremlerine kadar birçok ülkenin kolaylıkla altından kalkamayacağı hadiselere rağmen tüm imkanlarını, işçisi, memuru, emekçisi için seferber ederek asgari ücrette tarihi artışlar sağladığını söyledi.

Dünyanın hızla gelişen teknoloji nedeniyle büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini tecrübe ettiğini belirten Işıkhan, özellikle iş gücü piyasasını büyük ölçüde etkileyen teknolojinin, bir taraftan geleneksel üretim biçimlerini etkilerken diğer taraftan yeni faaliyet alanları oluşturarak istihdama katkıda bulunacak bir potansiyele sahip olduğunu gördüklerini ifade etti.

Bakan Işıkhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu potansiyeli mevcut insan kaynağımıza yansıtma yollarını ne kadar genişletebilir ve çeşitlendirebilirsek çalışma hayatının geleceğine de o derece güvenle bakabiliriz. Bugüne kadar çalışma hayatını ilgilendiren birçok sorunu birlikte çözdük. Birçok düzenlemeyi birlikte hayata geçirdik. Bugün artık Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Cumhuriyetimizin 2'inci yüzyılına yakışır, daha müreffeh bir çalışma hayatını nasıl inşa edeceğimizi konuştuğumuz bir noktadayız. Zatıalinizin liderliğinde sosyal paydaşlarımızın desteğiyle bu yüzyılı emeğin ve emekçinin yüzyılı yapmakta da kararlıyız. Bu duygu ve düşüncelerle Çalışma Meclisi'nin bir kez daha ülkemiz, milletimiz ve özellikle çalışanlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm emekçilerimizin ve çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutluyorum."