Cafcaf, Hanzala'nın umudu oldu

ASLAN DĞİRMENCİ/ANALİZ

On dört yıldır yapamadıklarını yapmak adına 15 aydır kurdukları küresel ittifakla hükümete topyekun savaş açtılar. İttifak cephesinin her birinin yüzünde farklı bir maske var; Liberal, diyalogcu, ara bulucu, milliyetçi, ulusalcı, batıcıu2026

Argümanları, özgürlük, şeffaflık, uzlaşı vb.

Ama aslında hiçbiri doğru değil. Liberal kimlik altında statüko destekleniyor, özgürlük denirken tüm özgürlüklere savaş açılıyor, şeffaflık maskesi altında gizli yapılanmalarla örtülü operasyonlar yapılıyor. Uzlaşı ise dillerinden hiç düşmüyor. Ama uzlaşıdaki amaçları diz çöktürmek, esareti kabullendirmek. Ulusalcıyız diyorlar emperyalist projelerin ortasında yer alıyorlar, milliyetçiyiz dediklerinde milleti kamplara bölüyorlar. Küstahlığı huy edinen Batı'nın köleliğini, kredisini fazlasıyla tüketmiş emperyalizmin bekçiliğini yapıyorlar. Osmanlı diyorsun milliyetçiler, ulusalcılar karşı çıkıyor. Reform, özgür birey diyorsun liberaller direnç koyuyor. Şeffaflıktan söz ettiğinde de kapalı devre ilişkileriyle saldırıyorlar. Charlie'ci olup inançlara savaş ilan ediyor, PEGİDA'cı olup değerlerle kavga ediyorlar. İşgale zemin hazırlayanların yancısı, otorite gördüklerinin yoldaşı, Haçlı ordusunun kalkanları olmaktan geri durmuyorlar.

Her birinin kasasında bir batı projesinden gelen para, her birinin sermayesinde yerli olmayan bir ortaku2026

Bir de arka mahalle var. Küresel ittifakın sağladığı materyalleri kullanırken, devrim, değişim ve sosyalizme gizleniyorlar. Her devrim umudu yeşerdiğinde vesayetçi tayfalarla işbirliği yapan arka mahalleu2026 İlkel bir mistisizmin yeniden dirilmesine yardımcı olmaktan başka bir işe yaramıyorlar. İyi ve yeni olan her şeye karşılar. Devrim derken kapitalizmin tetikçisi oluyorlar.

Faiz lobisi ise hiç değişmedi. İnsanı madenler gibi üretim faktörlerinden biri olarak kabul edip, sömürmekten başka işe yaramıyor. İnsanı özgürleştirecek her adıma direnip, onlara köleliği dayatıyor. Bu sistemi değiştirmeye çalışanlara karşı başarılı olamayacaklarını düşündüklerin de ittifak cephesinde yer alarak, statükolarını devam ettirmek adına ihanete finans oluyorlar. Onlar için maske çok! Onların dostu da çok; Darbeciler, paralelciler, ergenekoncular, baronlar, kapitalistler, tapınakçılaru2026 Liste uzayıp gidiyor. Medya en özel alanlarıu2026 Talimat geldiğinde manşetleri süslüyorlar. Fransa'daki saldırıdan tüm müslümanları sorumlu tutan medya baronu Murdoch'ın sözlerinin ardından 'İslamofobi'nin ekmeğine yağ süren manşetlere başlamaları da bundan. Murdoch'ın iftiralarını meşrulaştırmak için telaşla kalemlerini silah gibi kullanmaları, onun sözlerinde gizliydi:

"Tüm Müslümanları hedef alın!"

Bir de ezikler var. Korkaklar kadrosu. İradesine sahip çıkamayanlar. İki üç gün köşesinde ot, böcek, çiçek yazıp havayı koklayanlardan söz ediyorum. Siyasetten işaret bekleyenlerdenu2026 Charlie Hebdo üzerinden Müslümanları kafese almaya çalışanlara sessiz kalanlardan söz ediyorum. Siyaset konuşunca kalemlerini kıpırdatmayı tercih eden, ilk rüzgarda savrulan yazar-çizer tayfasına sözüm. Kendinize gelin! Sizin hükümete değil, hükümetin doğruyu yüreklice savunan kalemlere ihtiyacı var.

Sözde özgür ve objektif olduğunu iddia eden Charlie'ci gazetelere ise sözüm yok. Ancak Fransızca "Hayır, Hiçbir şey affedilmedi" anlamına gelen "Non, Rien n'est pardonne!" kapağı ile çıkan Cafcaf'ın emekçilerini yürekten kutluyorum. Afganistan, Gazze, Çeçenistan, Irak, Suriye, Mısır ve Çin'deki katliamları hatırlatarak, hiçbir şeyin affedilemeyeceğinin altını çizen Cafcaf'ı yok sayanları kınıyorum. Hanzala'nın yüzünü dönmesi için mücadele veren herkese selam olsunu2026 Mühim olan Hanzala yüzünü döndüğünde onun yüzüne utanmadan bakabilecek iki çift göz, kirletilmemiş bir yüreğe sahip olmak.