Büyük Usta İlhami Atalay: Sanatta yerlileşme şart

Ressam İlhami Atalay, Türkiye'de sanatın Avrupalı akımlar çerçevesinde şekillendiğini belirterek yerli bilince sahip sanatkarların yetişmesi gerektiğini vurguladı. Atalay ''Batılılaşma bizi yoksunluğa, kültürsüzlüğe ve sömürülmeye itmiş. Biz anlayamamışız'' dedi.

Münevver KABAOĞLU

Modern Türkiye’nin dünyaya sunduğu nadir sanatçılardan olan İlhami Atalay, yetiştirdiği öğrencilerle ‘Anadolu’nun Renkleri’ adlı sergiyi sanatseverlerin beğenisine sundu. İstanbul’un tarihi yarımadası Fatih’te, bir zamanlar Gazi Atik Paşa Medresesi olan Birlik Vakfı’nın genel merkezinde açılan sergiye ilgi büyük. Türk – İslam mimarisinin şirin bir uygulaması bu mekanda, sanatını ‘maneviyat’ üzerine inşa eden büyük ustanın imzasını görmek ise sergiye ayrı bir keyif katıyor. Biz de serginin açılış gününde İlhami Atalay ile onun sanata bakış açısı ve ‘Yeni Dinamizm Hareketi’ üzerine konuştuk.

Öncelikle sizin öncüsü olduğunuz hareketten başlamak gerekirse, Yeni Dinamizm nedir?

Yeni Dinamizm geniş bir konu. Biz ülke olarak Avrupa Kültürü’nün etkisindeyiz. Günümüzde Türk sanatı ve bu sanata ait kültür Avrupa kültürü etkisi altında bulunuyor. Daha açık ifade etmek gerekirse sanatımız üzerinde batının kültürünün hakimiyeti ve tahakkümü var. İnsanlarımız ve sanatçılarımız bunun altında eziliyor.

Sanatçılarımız yetiştikleri coğrafyaya ait ögeleri, kendi kültürlerini yansıtamıyor. Beyinlerini bu yönde kullanamıyor. Bir Avrupalı ressam bir şeyi bulup yapacak önce. Bizimkiler Avrupalı’ya diyor ki ‘Önce sen bul, biz senin bulduğunu yaparız. Sen ne yaparsan biz onu yaparız’ diyorlar. Sanatçılarımız beynini kullanamıyor ifadesinden kastettiğim bu. İşte Yeni Dinamizm buna karşı başlattığımız bir hareket. Batı kültürünün hegamonyasına karşı bir isyan diyebiliriz. Bunun için bir manifosto da yayınladık.

Batı etkisinde sanatın bize zararı nedir?

Batı hegemonyası altında yapılan çalışmalar batı kültürünü hizmettir. Osmanlı Devleti’nin son döneminde başladı bu iş. O dönemde yapılan sanat eserleri olsun, edebiyat eserleri olsun pek çoğu Batı kültürüne ait. Bize ait bir şey neredeyse yok. Bunun yansıması bugün de devam ediyor.

Günümüzde bile bizimkiler bir bilimsel çalışma yapacakları zaman Avrupa’daki profesörlerin makalesini yayınlayıp Türkçe’ye çevirmeye çalışıyor.

Aslında bu bir yoksunluk. Batılılaşma bizi yoksunluğa, kültürsüzlüğe, fakirleşmeye ve sömürülmeye itmiş. Biz ise bunu anlayamamışız.

Dünya çapında bir sanatçı: Artvin’in Arhavi ilçesinde 1948 yılında dünyaya gelen İlhami Atalay, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki eğitimini 1972'de birincilikle tamamladı. Berlin Sanat Akademisi’nde resim ve duvar halıcılığı üzerinde uzmanlaştı. Fransa, İspanya, İsviçre ve İngiltere’de çeşitli araştırmalara katıldı. Dünyanın çeşitli yerlerinde 50'den fazla sergi hazırladı. Çalışmaları 23 farklı ülkeden alıcı buldu. Aldığı ödüllerin yanı sıra yurt dışında Türkiye’yi temsil etti. Atalay, geleneksel düşünce ve sanat birikimini modern sanatla buluşturan bir sanatçı olarak tanınıyor.

Batı etkisinden yerelleşmeye doğru bir hareket var mı?

Bugün sanat müzelerinin çoğu hala yabancı kültürün etkisindeki sanatkarlara ait. Bizi zaten oralara sokmazlar. Biz oradan geçemeyiz. Hala ülkede ‘yerli ve milli sanata yer yok’ diyebiliriz.

Öte yandan bizim halkımız da galeri gezmeye alışık değil. Bizler halkımızı sanatkar olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Hayatında hiç resim yapmamış insanlara resim yaptırmaya çalışıyoruz.

‘DEĞERLERİMİZE HAKARET ETSEYDİM KAPILARI AÇARLARDI’

Siz sanatınızda maneviyata sık sık vurgu yapıyorsunuz ve yerli ögeleri yansıtıyorsunuz. Bunun olumsuz karşılığını görüyor musunuz?

Eğer ben kendi değerlerimize hakaret etmiş olsaydım, zannediyorum önümde pek çok kapı açılırdı. Maalesef durum böyle. En basitinden şuradan pay çıkarabilirsiniz. Türk yazar diyorsunuz ama sözde Ermeni iddialarını destekliyor. Akabinde Nobel’de ödül alıyor.

Biz bu işi nasıl tersine çevirebiliriz, sanatımız nasıl kendi kültürümüzü yansıtır?

Bir sanatçı hangi kültürde yetiştiyse o kültüre ait birikimi yansıtması bu noktada önemli. Bir sanatsever, sanatçının eserine baktığı zaman o eserin sahibini tanıması gerekir. Yani hangi coğrafyada yetiştiğini anlaması gerekir. Bir sanatçı bu memlekette yetişip başka kültüre ait iş yapıyorsa burada yerli ve milli sanattan bahsetmek güçtür. Sanatçılarımızın bize ait olanın üzerine gitmesi gerekir.

YENİ DİNAMİZM MANİFESTOSU'NDAN

Estetiğimiz uyanış, silkinme ve uyuşukluğun karşısında hareketlilik, coşku ve heyecanın ifadesidir. Sanat ve cemiyet hayatına çöreklenmiş her türlü gevşekliğe, tembelliğe ve sefalete karşı gönüllerde uyanan taze bir heyecan, bir diriliş akımıdır.

Medeniyetimizin Batı kültürü karşısında geçirdiği değişim ve etkileşim sonucunda meydana gelen yozlaşma bütün hızıyla devam ederken, umutsuzluğa düşmeden cesaret ve medeniyetimizin yeniden biçimlenmesindeki sorumluluğumuzu unutmamaktır.

Cehaletin ve sefaletin kol gezdiği, kasvetin ve umutsuzluğun getirdiği yıkıma karşı bin coşkunluk, moral ve silkinme hareketidir.

Globalleşme adı altında Batı’nın suni ve sahte değerlerinin evrensel değerler olarak tanıtıldığı, kültürel düzlemdeki bu yoğun bayağılaşma sürecinde sanatımıza gerçek bir evrensel boyut kazandırmaktır.

Çağdaş sanat ve özgürlük anlayışının her türlü ahlakî, manevî ruhsal tüm insanlık değerlerinin tahsili yolunda kullanıldığı, sorumsuzluk, kuralsızlık ve başıbozukluğun, heva ve hevesin toplumsal bir olgu haline getirildiği ortama yüce insanlık değerleriyle yüklü sanatçılarımızın eserleriyle ortaya çıkmasıdır “dinamizm”…

Yaratıcımızın musavvir sıfatının cüzlerini taşıyan sanatkarlar olarak, onun yarattığı malzemelerle, nimetlerine şükür ederek, duygularımızı anlatmada onun yolunda insanların iyiliğine kabiliyetlerimizi en güçlü bir şekilde kullanmamızdır “dinamizm”…

MİLAT YAZARI ŞAHİN SERGİDE

İlhami Atalay’ın öğrencilerinden olan Selvigül Kandoğmuş Şahin, bugün kendi sergilerini sanatseverlerin hizmetine sunan bir isim haline geldi. Şahin, Anadolu’nun Renkleri sergisine de ‘Kadim Ayasofya’ ismini verdiği eseriyle katıldı.

ANADOLU'NUN RENKLERİ ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR

Birlik Vakfı’nın Fatih’teki genel merkezinde açılan sergide, 36 ismin 50'den fazla tablo, desen ve objeleri beğeniye sunuluyor. Ressam Cemal Toy, İsmail Hakkı Gurbetci ve Bilgehan Atalay'ın eserlerinin de yer aldığı sergi, 12 Ağustos'a kadar ziyarete açık olacak.