KORAY TAŞDEMİR
Türkiye'nin AK Parti ile birlikte dünyada söz sahibi konumuna yükselmesi Avrupa'nın rahatsızlığını her geçen gün artırıyor. Türkiye politikalarını 'Ne ayağa kalksın ne de yere düşsün" mantığı üzerine kuran Avrupa devletleri, Türkiye'nin Ortadoğu'da kendini göstermesi, ekonomik başarıları ve istikrarlı yönetimi karşısında adeta çılgına dönüyor. Avrupalı siyasilerin seçim çalışmalarında Türkiye aleyhine sarf ettiği sözler ve iktidarı Türkiye karşıtlığı üzerinden elde etmeye çalışmaları da Türkiye'nin artık eskisi gibi gündemi belirlenen değil, gündemi oluşturan bir ülke olduğunu kanıtlar nitelikte.
Almanya'da gündem Türkiye
Almanya'da genel seçimler öncesi televizyonda kozlarını paylaşan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri ve başbakan adayı Martin Schulz'un Türkiye karşıtlığında birbirleriyle yarışmaları Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu kanıtlar nitelikte. Karşı karşıya geldikleri televizyon programında kendi ülkelerinin iç sorunlarını konuşmak ve vaatlerini bu minval üzerine sıralamak yerine Türkiye karşıtlığı üzerinden prim yapma derdinde olan alman siyasiler, farkında olmadan Türkiye'nin büyüklüğünü kabul ediyorlar. Düelloda Schulz, "Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerini sona erdiririm" demesi üzerine Merkel, AB ortaklarıyla müzakereleri sonlandırmayı ele alacaklarını, ancak nihai bir karar için oybirliği gerektiğini söylemişti.
Eyalet seçimlerinde belirleyici ülke
24 Mart 2017 tarihinde Almanya'nın Saarland Eyaletinde, Eyalet Parlamentosu seçimlerinde dahi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan belirleyici oldu. Seçim öncesi yapılan anketlere göre Hırıstiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Eyalet Başbakanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in koltuğu ciddi bir biçimde sallanıyordu. Kramp-Karrenbauer de Türkiye oynamaktan geri durmadı. Zaten çok az bir Türk nüfusunun olduğu ve hiçbir Türk'ün bu eyalette herhangi bir etkinliğe katılmayı aklının ucundan bile geçirmediği halde Kramp- Karrenbauer, kapılarının Türk politikacılara kapalı olduğunu ilan etti. Saarlandlı seçmenler de eyalet Başbakanı'nın bu yaklaşımını adeta ödüllendirdi. Seçimlerden CDU en güçlü parti olarak çıktı. Annegret Kramp-Karrenbauer koltuğunu korudu.