Büyük İsrail’e giden yol tıkandı

Uzmanların görüşüne göre Türkiye’nin terör örgütü PKK/PYD/YPG’ye karşı gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı büyük İsrail’e giden yolu tıkadı. Başta ABD ve Batı olmak üzere harekâta karşı olan ülkeler bu yüzden kıyamet koparıyor.

ÖZLEM DOĞAN-SÜLEYMAN BAŞ / Akçakale

Mehmetçiğin Fırat’ın doğusuna yönelik gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı, bütün hızıyla sürerken dost ve düşman da belli olmaya başladı. Bir yandan hemen hemen bütün Avrupa, Türkiye’nin YPG’li teröristleri vurmasına son vermesini istiyor diğer yandan Katar dışındaki Arap ülkeleri Türkiye’nin karşısında saf tutuyor. ABD Başkanı Donald Trump ise sabah başka akşam başka mesajlarla kafa karıştırmaya devam ederken ABD Senatosu Türkiye’ye karşı yaptırım girişimine hazırlanıyor. Türkiye yine yedi düvele karşı mücadele ederken biz de sınır hattında konunun uzmanları ile Barış Pınarı Harekâtı’nın detaylarını konuştuk. Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Esat Arslan, Hava Kuvvetleri Komutanı İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ve Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Yakup Bulut Milat’a özel açıklamalarda bulundu.

PKK’nın katliamları engellendi

PKK/PYD’nin 2015 yılında kendilerine verilen stratejik akılla Resulayn ve Tel Abyad’ı işgal ettiğini ve buradaki demografik yapıyı değiştirmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, “Bu iki bölgenin PKK/PYD’ye uygun bir yapıya dönüştürülmek istedi. PKK/PYD bu iki bölgeyi ele geçirerek Suriye’nin kuzeyinde sözde kantonlarını birleştirmek suretiyle bunu Akdeniz hattına taşıyacaktı. 15 Temmuz sonrası Fırat’ın batısına yapılan operasyonlarla bu engellenmiş oldu. Şimdi de 7 Haziran 2015 seçimlerindeki istikrarsız atmosferinden istifade ederek Resulayn ve Tel Abyad’da PKK/PYD tarafından bölgedeki diğer etnik unsurlara karşı gerçekleştirilen katliamları ortadan kaldırılacak harekât gerçekleştiriliyor” diye konuştu.

PKK/PYD çöküşe geçecek

Murat Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: Hendek terörü sona erdirilerek PKK’nın kırk yıldır kırsaldaki alt yapısı bütünüyle ortadan kaldırıldı ve yeni güvenlik doktrinini ilan eden Türkiye ‘terörle yurt içinde bekleyerek mücadele’ yerine ‘terör nereden gelirse onunla orada mücadele etmek’ aşamasına geçmiş oldu. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna girerek kararlılığını ortaya koyduğunu dile getiren Yılmaz, “PKK’yı kendisini en güçlü hissettiği yerde hezimete uğratıyor. Önümüzdeki günlerde Mehmetçik’in daha da ilerlemesiyle PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeyindeki bölgeler arası geçişi tamamen kaybolacak ve örgüt kendi içinde yönetilemeyecek. Kadro devşirmesi yapamayacak hale gelerek çöküşe geçecek” diye konuştu.

YPG de DEAŞ da ABD kaynaklı, farkları yok

Suriye’deki demografik yapıyı değiştirmek ve terör örgütü YPG’ye yer açmak amacıyla paravan örgüt DEAŞ’ın kurulduğuna dikkat çeken Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Bulut, “Kök olarak bakıldığında YPG’nin DAEŞ’ten farkı yok. İkisi de ABD patentli ve aynı kaynaktan besleniyor. Bugün Kürt halkı adına hareket eden hiçbir örgüt Kürtleri temsil etmiyor. PKK’nın ortaya çıkması Asala süreci sırasında oldu. Zaten Türkiye’de Ermeni meselesi Kürt şemsiyesi altında yürütüldü. Nitekim geçmişte Asala ile PKK arasında çok ciddi ilişkiler vardı. Büyük Ermenistan ideası da büyük İsrail’i oluşturmak için bir paravan olarak kullanıldı. Tıpkı sözde Kürt hakları adı altında PKK terör örgütünün kurulması gibi. Bu yüzden Barış Pınarı Harekâtı Büyük İsrail’e giden yolu da tıkamış oldu” ifadelerini kullandı.

PKK/PYD Kürtlerin değerlerine saldırıyor

Türkiye’nin bu coğrafyada yayılması İsrail’in küçülmesi anlamına geldiğini söyleyen Bulut, “Dolayısıyla bütün kıyamet de bundan kopuyor. Bütün küresel aktörlerin Türkiye’nin karşısında durmasının sebeplerinden biri de bu. Batı’nın menfi algı oluşturmasına rağmen Türkiye’nin bu bölgede coğrafi ve kültürel üstünlüğü dışında Suriye halkı ile dini birlikteliği var. Bugün Kürt halkı adına hareket ettiğini iddia eden terör örgütleri ise gittikleri her yerde Kürtlerin geleneklerini ve dini inançlarını darmadağın ediyor. Marksist Leninist yapıdaki terör örgütünün bu coğrafyada tutunma ihtimali yok. Türkiye’nin yanında durması beklenen İslam ülkelerinin ise birçoğunda halk Türkiye’nin yanında iken tepedeki kadro Batı’nın emellerine hizmet ediyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin diplomasi zaferidir

Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Esat Arslan, “Büyük resme baktığımızda BMGK’nın ilk defa reddedilme kararı, harekât öncesi ABD ile Rusya’nın nasıl bir anlaşma içerisinde olduğunu gösteriyor. Bu ret, Türkiye’nin diplomasi zaferidir. PYD yani Suriye PKK’sı, 2003 yılında PKK’nın 4 parçada Kürdistan hayalini gerçekleştirmek için Suriye’de kurulan ve kurdurulan bir örgüt. Bu kurdurulan örgüt 9 Ekim 2014’te ‘DEAŞ’a karşı birliktelik etmek’ iddiasıyla ABD ile müttefik oldu. Barış Pınarı Harekâtı’nın emrinin de beş yıl sonra aynı gün verilmiş olması çok anlamlıdır” dedi.

Terör örgütleri Suriyelilere travma yaşattı

Türkiye’nin amacının Suriye Milli Ordusu’nu bölgeye yerleştirmek olduğunu kaydeden Arslan sözlerini şöyle noktaladı: Bu bölgede Suriyeliler toplumsal psikolojik travma yaşıyorlar. Önce DEAŞ terör örgütü daha sonra onu şiddette fersah fersah geçen Suriye PKK’sı yani PYD bölgeye hükümran olmuştur. Böylece Suriye halkı soykırımın bir önceki aşaması olan kırıma uğramıştır. Şimdi bu bireysel ve toplumsal travma yaşayan insanlardan bir toplum oluşturmak, bu insanlara vatandaş bilinci vermek durumundayız. Bu çok zor bir aşamadır. Fakat Türkiye kendi sınırları içinde de huzur bulmak ve mültecilere güvenlikli bölge oluşturmak için bölgeye barışı getirecektir.

Harekât son derece titizlikle yürütülüyor

Türkiye’nin amacının son derece yalın ve meşru olduğuna dikkat çeken Hava Kuvvetleri Komutanı İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ise “Terörle ve ona destek çıkan tüm unsurlarla mücadele etmek, yerinden yurdundan olmuş Suriyelileri topraklarına yerleştirmek için Suriye’nin kuzeyindeki harekât bu açıdan son derece önemli. Harekâtı o kadar titizlikle yürütüyoruz ki harekât başladığında ilk ikaz atışını yapıp iki saat bekledik. Bu insani açıdan çok önemlidir. Zira böylece teslim olmak isteyenlere ya da terörle ilişkisini olmayanlara kenti boşaltma fırsatı verdik. Vurulan hedeflerin hepsi nokta hedeflerdi. Komuta merkezleri, sığınaklar, mühimmat depoları gibi önceden belirlenmiş bölgeler vurularak sivil halka zarar gelmemesi için azami gayret gösterdik” şeklinde konuştu.

Türkiye Batı’ya insanlık dersi veriyor

Özellikle Batı kamuoyunda haber platformları ve sosyal medya kanalları üzerinden Türkiye’ye karşı kara propaganda yürütüldüğünü belirten Tokmakoğlu “Batı’da vatandaşlar uydurulmuş gerçeklerle kandırılıyor. Türkiye yalnızca sahada değil siber dünyada da savaşıyor. Türkiye meseleleri yalnızca saptırmak ve politize etmekle ilgilenen Avrupa’ya ve ABD’ye de örneklik teşkil ederek insanlık dersi veriyor. ABD ve İsrail’in amacı bölgeyi parçalamak iken Türkiye Suriye’nin bütünlüğünü sağlayan ve barışa hizmet eden bu harekât ile çok önemli bir hamle yapmış oldu. Türkiye ileride Suriye’nin müreffeh bir devlet olması için zemin hazırlıyor” dedi.